2019 Merkezi Yönetim Bütçe görüşmeleri

2019 Merkezi Yönetim Bütçe görüşmeleri

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Günümüzde devletli olmak, bir beka meselesi, var oluş mücadelesidir. Amacımız, millet ve devlet olarak varlığımızın tehlikeye düşmeden...

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Günümüzde devletli olmak, bir beka meselesi, var oluş mücadelesidir. Amacımız, millet ve devlet olarak varlığımızın tehlikeye düşmeden devam etmesidir” dedi.

TBMM Genel Kurulunda 2019 Merkezi Yönetim Bütçe görüşmeleri başladı. MHP adına Grup Başkanvekilleri Erkan Akçay ve Muhammed Levent Bülbül konuştu. Akçay atanamayan öğretmenlerin, gıda ve ziraat mühendislerinin, veterinerlerin haklarını bütçede arayacaklarını belirterek, “Asgari ücretlinin, emeklinin, memurun geçim sıkıntısını gündeme taşıyacağız. Zor günlerden geçen esnafımızın sesi olacağız. Çiftçimizin emeğinin, alın terinin hesabını soracağız. Bunları yaparken yönümüzü Türk milletinden başka bir yere döndürmeyeceğiz. Öteki beriki demeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Akçay, 15 Temmuz hain darbe girişiminin devleti yönetme zihniyetinin, devlet şuurunun Türkiye’nin bekası için ne denli önemli olduğunu gösterdiğini ifade ederek, “Devlet, milletin teşkilatlanmış hâlidir. Devlet, Türk milleti için birliğin, hürriyetin ve istikbalin teminatı, saadetin kaynağıdır. Türk milleti bağımsızlığına düşkün bir millettir. Milletimiz tarih boyunca kurduğu devletlerle kaderini bir ve aynı görmüştür. Devletsiz millet, milletsiz devlet Türk’ün tarihinde hiç olmamıştır. Günümüzde devletli olmak, bir beka meselesi, var oluş mücadelesidir. Amacımız, millet ve devlet olarak varlığımızın tehlikeye düşmeden devam etmesidir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin beka hassasiyetini idrak edemeyenlere meseleye bir tarih şuuru içinde bakmalarını tavsiye ederiz. Hafızası olan toplumlara millet denir. Türk milleti hafızası olan bir millettir. Bu çerçevede sayın milletvekilleri, 1877’den bu yana 93 Harbi, 1912’de Balkan Savaşları, 1914’te Birinci Dünya Savaşı, hemen akabinde yaptığımız Kurtuluş Savaşımız, siyasi kör dövüşleri, Anayasa kavgaları, ihtilaller, darbeler ve vatan kayıpları, çöküntü yaşayan devlet, kaosa giren millet varlığı, yıllardır maruz kaldığımız terör saldırıları ve 15 Temmuz 2016’daki hain kalkışmayla bekamıza vurulan darbe girişimi. İşte bu başlıklar hâlinde saymaya çalıştığımız son 150 yılda yaşadığımız bu hadiseler, geçirdiğimiz felaketler bizlere beka konusunda gereken uyarıyı ve idraki vermeye yeter de artar bile. Devleti yönetirken siyasetçi kimliğimizle kararlar alırken, adımlar atarken, söz söylerken geçmişte yaşadığımız bin kıssa bize bir hisse vermeyecek mi? Milliyetçi Hareket Partisi’nin beka hassasiyetini bu çerçevede anlamak gerekir. Başta devleti yönetenler olmak üzere bütün siyasetçiler, bilim insanları, medya, sanatçılar, iş adamları, hasılı, bütün millet olarak hepimiz aklımızı başımıza devşirmek durumundayız. İyi bir devlet yönetiminin temel esasları bellidir. Hukuk ve adalet, emanet, ehliyet, meşveret ve maslahat, şahsi menfaatini değil, kamu yararını gözetmek anlamında maslahat” dedi.

“Devletimize ve milletimize yönelen tehdit ve tehlikeler karşısında ortak, millî tavır geliştirebilmek hayati önemdedir”

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül ise, Türkiye’nin ve bölgenin olağanüstü zor bir süreçten geçtiğini söyleyerek, “Siyasi ve sosyal alanda köşeye sıkıştırılmak istenen devletimiz, bir yandan da ekonomik manipülasyonlarla mücadele etmektedir. Yaşamış olduğumuz darbe girişimi sonrasında ülkemizin istikrarını, itibarını ve bütünlüğünü bozmaya çalışanların faaliyetleri hız kesmeden devam etmektedir. Bu sıkıntılı dönemde devletimizin ve milletimizin yanında olmak, devletimize ve milletimize yönelen tehdit ve tehlikeler karşısında ortak, millî tavır geliştirebilmek hayati önemdedir. Böyle zamanlarda günübirlik politikalar, ben merkezli siyasi hesaplar, gevşek ve tarih şuurundan uzak politikalar devletimize ve milletimize zarar verecektir. Bu noktada milli tavır ve duruş, siyaset anlayışımıza hâkim olmalıdır. Millî tavır ve duruş, sadece iktidarı ve çoğunluğu elinde bulunduran siyasi yapıların değil Türkiye’de siyaset adına temsil imkânı bulan bütün kesimlerin ortak sorumluluğu olarak görülmelidir. Bölgemizde yaşanan gelişmelere bakıldığında eli kanlı ve cani terör örgütlerinin dünyadaki büyük güçlerin veya devletlerin vekili sıfatıyla bölgemizde faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır” ifadelerini kullandı.

Bülbül şunları kaydetti:

“Türk devlet geleneği açısından da büyük önem taşıyan istişare ve liyakat anlayışının hâkim olduğu dönemlerde Türk devletleri hep güçlü ve kudretli olmuş, liyakatin ve istişarenin ortadan kalktığı veya dikkate alınmadığı dönemlerde ise Türk devletleri büyük hezimet ve üzüntülere düçar olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi her zaman liyakat ve istişarenin önemine vurgu yapmış, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yarınları için liyakat sahibi kadroların devlet yönetiminde bulunmasına büyük önem vermiştir. Yine ülkemizi ve milletimizi alakadar eden millî meselelerde her zaman yapıcı olmuş ve bütün toplum kesimlerinin millî meselelerde ortak tavır sergilemesi konusunda müşfik ve yapıcı bir anlayışla siyasi sorumluluğunu yerine getirmiştir.”

9 Temmuz tarihinden bu yana yürürlüğe girmiş olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türk devlet geleneğine, yönetim felsefesine uygun bir sistem olduğunu ifade eden Bülbül, “Bu sistemin kökleşmesi ve kurumsallaşması hayati önem arz etmektedir. Yeni dönemde yasama, yürütme ve yargıda yaşanan uyum sürecinin ortaya çıkan düzenlemelerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin murat ediliş gayesine uygun olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Türkiye Büyük Millet Meclisinin daha belirgin hâle gelen kuvvetler ayrılığı prensibine uygun olarak yürütmenin tasallutu altına girmeden kanun yapabilmesi mümkün hâle gelmiştir. Yürütmenin bütçe ve kesin hesap kanunu dışında kanun teklif edemediği sistemde Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama işlevini çok daha etkin bir şekilde yerine getirmesi sağlanmıştır” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.