50 yıllık vefa

Yıllar, su gibi akan geçip giden yıllar...

Enerji dolu, hayat dolu, sevda, aşk dolu yıllar!

Bir tarafta eğitimli aydın bir yurttaş olmak, mesleğini eline alınca bütün Anadolu, “Ayyıldızlı bayrağımın dalgalandığı her yer benim vatanımdır” diyerek karanlıklara, cehalete, yoksulluğa, geri kalmışlığa umut, ışık olmak için ideallerinin peşinden koşan vatan sevdalı, hizmet sevdalı yürekler…Ömrünü, gençliğini ülküsüne adamış, fedakâr, çilekeş kadrolar...

İşte bu hizmet kadrolarından çok değerli ve iyi yetişmiş, hem bir eğitimci öğretmen entelektüel, hem bir idareci eski Aydın Kültür Turizm İl Müdürü ve Aydın İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halil İbrahim Aktemur’u, gönül dostunu kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşadık.

O muhterem dostumuz Halil İbrahim Aktemur beyin hizmet ettiği her kesim, bu geçen Cuma günü, Aydın’da Bey Cami'den kalkan cenaze merasimindeydi. Aydın Lisesi’nde okuttuğu öğrencileri, kalabalık bir öğretmen camiası, İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve Aydın İl Özel İdaresi’nden mesai arkadaşları, Aydın’ın her ilçesinden muhtarlar, İl Genel Meclisi Üyeleri, sevdikleri, saydıkları gönül dostuna, son görevlerini yapmak üzere camii avlusunda toplanmışlardı.

Halil İbrahim Aktemur’la 50 yıllık bir tanışıklığımız var.

1974’lü yıllarda Bursa Eğitim Enstitüsü'nde okuyorken, Halil İbrahim Bey, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünde öğrenciydi. İstanbul'da Aydın öğrenci Yurdunda kalıyordu. Benim de Nazilli Lisesi'nden İstanbul'da okuyan okul arkadaşlarım vardı.

Pamukören'den mühendislikte okuyan Sabri Güngör, Mustafa Ertürk, Sınıf arkadaşım İbrahim Kırman ve çilekeş kardeşim harita mühendisliğinde okuyan Kadir Salavran, İktisadi Ticari Bilimleri Akademisi’nden Tahsin Serttaş, hukuk okuyan Zekai Savaşlar, rahmetli Avukat Bekir Güldamla, Cumhuriyet Başsavcılığı görevlerinde bulunan Kuşadası’ndan rahmetli Erol Çavuşoğlu ve isimlerini sayamadığım yüzlerce vatan sevdalısı yiğit, Türk Milliyetçisi Ülkücü gençlerle İstanbul’da hasret gideriyorduk.

1974- 1978’li yıllarda okul arkadaşlığı, hemşehri olmak, bir davaya gönül vermek, yürekten kenetlenircesine birbirini sevmek, cebindeki okul harçlığından tutun da, varını yoğunu her şeyini paylaşan arkadaşlıklar, dostluklar, huzur, sadakat, muhabbet, ağız tadı, bereket, ahenk hepsi vardı.

Biz, bu değerleri nasıl yaşadık?

“Şimdi ne hallerdeyiz? Nasıl savrulduk? Neleri kaybettik?” gibi, pek çok soru cenaze merasiminde bir film şeridi halinde gözümün önünden geliverdi… 50 yıl, tam yarım asır geçivermiş üzerinden…

Üniversite okumak için değişik illere dağılmıştık. Özlem gidermek için İstanbul’da toplanır, Aydın Yüksek Öğrenim Yurdu’nda hasret giderirdik. Okul muhabbeti, okul hatıraları, yaşadığımız zorluklar, olaylar, olaylar, olaylar… Daha neler, neler… Ahhh! Ahhh! O öğrenci yurdunun duvarlarının dili olsa da konuşsa…

Her hafta Necmeddin Hacıeminoğlu' nu, Prof. Dr. Mustafa Kafalı’yı, Prof. Dr. Mehmet Eröz’ü, o yıllarda asistan olan Prof. Dr. Enis Öksüz’ü İlhan Darendelioğlu’nu, Bizim Anadolu gazetesinin yiğit, cesur kalemi rahmetli Necdet Sevinç’i dinler, yazılarını okurduk. Vatan sevdalısı kadrolarla, aşk dolu, hizmet dolu, fedakâr çileli, taş medrese eğitimli yüreklerle birlikte olurduk. Memleket meseleleri, milli kültür, genel kültür, her alanda yetişmiş kadrolar, bir ülkü etrafında toplanmıştı. Onları ülkenin siyasî, ekonomik, tarihi sosyal şartları bir araya getirmişti.

Şükürler olsun ki; bu yetişmiş kadrolar, milletini hiç mahcup etmedi. Bakan, milletvekili, belediye başkanı, vali, kaymakam, bürokrat olarak vatanına, milletine aşkla hizmet etti. İşte bunlardan biri Halil İbrahim Aktemur’du. Ne mutlu bu yalan dünyada gök kubbede hoş bir seda bırakanlara.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek ne demişti?

“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?”

Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (AS) bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor:

“Ölüm dostu, dosta ulaştıran bir köprüdür.”

Halil İbrahim Aktemur da sevdiklerine, dava arkadaşlarına kavuştu...

Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun! Başta ailesi, oğlu Alperen’e, bütün dostlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Ruhu şad olsun.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
17 Yorum