Ağalık, aşiretçilik, dincilik, yalancılık ve talancılık

Değerli okurlar Sayın Mustafa Elveren ’den çok önemli bir mail aldım. Okurlarımla paylaşmak istedim.

Türkiye’nin en önemli çıkmazı ağalık, aşiretçilik yapısı ile dincilik kurumlarıdır, bence. Yani resmi ideolojinin beslendiği en temel faktörler bu yapılardır.

Şimdi bu yapıları çok kısaca açıklamak istiyorum.

Ağalık: Sanayi ve ticaretin gelişimiyle birlikte ağalık yapısı günümüzde aşılmıştır. Daha çok da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerleşim yerlerindeki ağalık kurumu demokratik Kürt siyaseti tarafından yıkılmıştır. Onlarca köy sahibi olduğu iddia edilen birçok kişinin çocukları ve yakınları Türkiye metropollerinde ya da başka ülkelerde hizmetçilik, inşaatçılık yaptıklarını görmekteyiz. (Bir-iki istisna kaideyi değiştirmez) Günümüzde en büyük ağalık kurumu devlet katında yüksek bürokrat olarak yer kapan kişiler olduğunu söyleyebilirim. Onlarca köy sahibi olduğunu söyleyen kişi bu bürokratların önünde büklüm büklüm olmaktadırlar.

Aşiretçilik: Ne yazık ki aşiretçilik kurumu günümüzde hala çok etkilidir. Türkiye Cumhuriyeti bu aşiretçilik kurumunu besliyor ve bilerek ayakta tutmaktadır. Her ilde Valiliğe bağlı olarak çalışan Sivil Savunma Müdürlükleri vardır. Bu müdürlükler bilhassa kürdlerin yoğun olduğu illerdeki aşiretlerle ilgili dosyalar hazırladılar. “Devletin bekası” için birbirlerine karşı kullanmak üzere tüm ayrıntılar raporlar halinde dosyalarda mevcuttur. Koruculuk sistemi de bu bilgiler çerçevesinde oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Sol’un en etkili olduğu Dersim bölgesinde aşiretçiliğin hala çok etkili olması da ayrıca inceleme ve araştırma konusudur.

Dincilik (İslamcılık): Geçmişte de günümüzde de devletin ve halkların üzerinde en etkili olan kurum din (İslam) kurumudur. (Kültürünü ve inancını normal yaşayan Müslümanları ayrı tutuyorum.)

Siyasi amaçlarla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum her zaman devlet üzerinde etkili olmuştur. Bu yapıya hâkim olan ideoloji her zaman devleti yöneten kadrolar yetiştirmişlerdir. Ne yazık ki Milli Eğitim Sistemi de bu kuruma göre yapılandırılmaktadır. Diyanet işleri kurumu Türkiye’de en etkili resmi bir kurumdur. Dolayısıyla resmi ideolojinin en temel fonksiyonlarından biridir. Tek tip inanç yaratmak amacıyla vatandaşın nüfus hanesine “İSLAM” yazdırılması, öte yandan İnsanlarımız inançlarına göre fişlenmektedir. Ülkemizde İslamcılığın gelişmesi ve güçlenmesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sağlanmıştır. Bu kurum tarafından verilen fetvalarla evlilik ve cinsel gibi bazı konuları yobazlık haline dönüştürdüğünü gözlemlemekteyiz.

Yalancılık: Ağalık, aşiretçilik ve dincilik yanında Osmanlıcılık yani Türk büyükleri diye bize yutturulan Yavuz’u, Fatih’i ve bunların Kuyucu paşalarını övmekle oluşturulmuş yalan tarih ile yetiştirilmekteyiz.

Türk-İslam sentezi olan resmi ideoloji devlete her zaman hâkim olmuştur. Ülkede ve Dünya’da gelişen olaylara göre kimi zaman Türklük, gerektiğinde ise İslamcılık öne çıkarılmaktadır.

Talancılık: İktidar gücünü kullanan hâkim güçlerin baskı ve talan yoluyla sağladığı çıkarlar uğruna ülkemizi kan gölüne çevirebiliyorlar. Dün Sivas’ta bu gün ise Suruç’taki dayanışma ve Ankara’daki BARIŞ YÜRÜYÜŞÜ eylemlerinde yapılan katliam bunun açık kanıtıdır.

Sonuç Ve Mücadele: Bu gerici ve ırkçı rejime karşı tabii ki demokratik yollardan mücadele etmeliyiz. Evrensel hukukun, insan hak ve özgürlüklerin ülkemizde yeşermesi için öncelikle DEMOKRASİ mücadelesini vermemizin gerekliliğine inanıyorum.

Cumhuriyetimiz demokratikleşirse; başta Kürt sorunu olmak üzere ülkemizdeki diğer halkların inanç ve etnik sorunlarını çözmek çok daha kolay olacağını düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.