Ahlak anlayışı değişti

Ülkem insanlarının bazılarının ahlak anlayışı bozuldu. Hırsızlık yapmayı, kul hakkı yemeyi, haksız kazanç sağlamayı, yalan söylemeyi çıkarı için fırıldak olmayı kabullenebilen bir toplum oluşturuldu.

Bu haksızlıkları bildiği halde; karşı çıkmayan ve kabul edenler büyük günah işlemektedir. Bu gibi haksızlıklara karşı çıkmayanlarda fırıldak olanlardan hiç farkı yoktur.

Nasıl oldu da bu denli bozulduk. Fırıldaklar çıkarcılar etkin olmaya çalıştılar. Karşılarında bulunan etkili ve yetkili kişilerin ideolojiden yoksun olmasından bu çıkarcılardan farkı nedir. Hepsi de aynı kavağın kaşı değil mi?

Ne oldu da Türk Milletinin ahlak anlayışı bu şekilde değişti.

İnsani değerlere dayanan kültür ve medeniyeti ile güven ve huzur veren, adaletli yönetimi ile mazlumların güvencesi olan, insanlık ailesinin şerefli üyesi Kahraman Türk Milleti’nin mensuplar ne oldu da pasifize olduk. Çünkü çıkarcılar ve fırıldaklar daha etkin oldu da ondan

Değerli okurlar geçenlerde bir haber dinledim eğer doğuysa Bazı makamlarda bulunanların aldıkları maaş ve ücret inanın insanın inanası gelmiyor.

Ülkemin insanları bu kadar yokluk ve yoksulluk çekerken dinlediğim bir haberde Türk Hava Kurumu genel müdürü bir milyon sekiz yüz bin lira maaş aldığı söyleniyor. Bunun yanında aldığı ve alacağı yolluklar ve harcırahlarda ayrı.

Yine Türk Hava kurumunun sekiz tane genel müdür yardımcısı varmış. bunlarında çıplak maaşları bir milyon dört yüz bin lira maaş alıyorlarmış.

Telekom kurumuna atanan yetkililerinde iki veya üç yerden maaş aldıkları söyleniyor. Buna benzer bazı önemli kurum ve bazı bakan yardımcılarının da yüksek ballı maaş aldıkları konuşuluyor.

Ev kirası veren ve ailesini geçindirmekte zorlanan emeklilerin durumları ise gerçekten felaket. On bin lira ile bu emekline yapsın. Onlarında geçimleri Pazar arkları oluyor. Akşam Pazar dağıldıktan sonra garibanlar ve yoksullar pazarda çürümüş sebze ve meyve topluyorlar.

Düşünebiliyor musunuz aynı ülkede yaşayan imtiyazlı sınıf gül gibi bir eli yağda bir eli balda yaşarken on bin lira maaş alan bir emekli ise Pazar artıklarını toplayıp evine götürüyor.

Ülkemi bu hale kim getirdi?

Yetkililerin bu duruma en kısa zamanda bir çözüm bulmaları şart.

Mahsuni Şerif bakın ne diyor!

“Yoksulun sırtından doyan doyana

Bunu gören yürek nasıl dayana

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana

Bilmem söylesem mi söylemesem mi?”

Sayın Mahsuni şimdi soğan kaç lira biliyor musun soğan çarşıda pazarda otuz lira. Şimdi senin yiğitlerin soğana bile muhtaç hale geldiler.

Değerli okurlar yukarıda kısaca bahsettiğim ahlak kuralları hem birey için hem de bireyleri yönetenler için çok ama çok önemli bir kavramdır.

Ahlaklı olmayan birey önünü göremez, Hep çıkarcı kendini beğenmiş kibirli ihtiraslı olurlar. Bunların tıbbi tedavileri de yoktur.

Ahlak veya ahlaklı insan hayırseverliği, cömertliği, doğru söylemeyi, dürüst davranmayı ve daha birçok erdemli davranışı, yalanı, hasedi, israfı, gıybeti, kini, garezi, kötüleyip, hırsızlığı, rüşveti, talanı ve daha birçok erdemsiz onursuz ve çıkarcı insanlardır.

Gerçekten bu pahalılık ailelerin belini büker haline geldi. Eskiden pazar arabasını yüz liraya doldurup evinin bir haftalık ihtiyacını karşılıyordu. Ama şimdi pazar arabası devri bitti..

Poşet devri başladı. Vatandaş artık yüz liraya bile poşetini de dolduramıyor Kış günü yoksul ne yapsın yiyecek giyecek ve odunu kömürü yoksa vay o garibanın haline.

Zengin yağan karın romantik oluşundan, ben sokaktaki çocuğun su alan ayakkabısından bahsederim. İkimiz de şair oluruz... Kar ve yokluk fakirin üzerine yağar.

Çalıştığımız iş yerinde veya ofisimizde ısıtma sistemi aktif olur. Sıcak ortamda çalışmak gibisi var mı? Soğukmuş, kışmış. Zenginlere vız gelir tırıs gider.

Ama yoksulluk ve Kar Fakirin Üzerine Yağar

Büyük şair Cahit Sıtkı Tarancı bakın ne diyor:

“Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.”

Ülkemin insanları beş kuruşa muhtaçken bu günlerde gündemden düşmeyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şatafatlı yaşamı dillerden düşmüyor. Cuma hutbelerinde Hazreti Ömer’in eski giysilerinden ve peygamber efendimizin zeytinle beslediğinden vaaz veren bu başkan şatafat içinde ki yaşamı toplum tarafından hiç olumlu karşılanmıyor. Söylentiler doğruysa Lüks arabaların sayısı oldukça fazla. Diyanet işleri başkanının Suudi Arabistan’da kullanmak için Diyanet işleri bütçesinden GMC marka SUV alındığı söylenmektedir.

Yine Ali Erbaş makam aracı olarak 15 milyon liralık AUDİ A8 makam aracı almış.

İsraf haramdır bu resme iyi bak Ali Erbaş yazık çok yazık sen hepimizin hakkını yiyorsun. Böyle başkanlık olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum