Anaokullarında İşaret Diliyle Eğitim Dönemi

Anaokullarında İşaret Diliyle Eğitim Dönemi

İzmir’in Buca ilçesindeki bir anaokulu, sosyal sorumluluk projesi kapsamında öğrencilere işaret dili eğitimi verirken, proje uzmanlardan ve velilerden tam not aldı.Buca ilçesindeki bir anaokulu, örnek...

İzmir’in Buca ilçesindeki bir anaokulu, sosyal sorumluluk projesi kapsamında öğrencilere işaret dili eğitimi verirken, proje uzmanlardan ve velilerden tam not aldı.

Buca ilçesindeki bir anaokulu, örnek bir projeye imza attı. Okul yönetimi, sosyal sorumluluk projesi kapsamında miniklere işaret dili dersi verdi. İşaret dilinin öğretmenliğini Celal Bayar Üniversitesi öğretim görevlileri Özge Göbel ve Müge Göbel üstlenirken, 100 öğrenci eğitim aldı. Başlatılan proje ise hem velilerin, hemde uzmanların takdirini kazandı. Sevgi Durağı Anaokulu Müdürü ve Aile Eğitimi Öğretmeni Tuba Şen, proje hakkında bilgi vererek, işaret dili eğitimini anaokulundaki 4-6 yaş arası çocukların aldığını belirtti. Bir eğitimci olarak çocukların büyüdüklerinde duyarlılık kazanmalarını, engelli çocukları anlamalarını, onlara destek olmalarını amaçladıklarını kaydeden Şen, "Velilerimiz bu konuda bize çok destek oldular. Hatta, videoya alın evde biz de evde çalıştıralım, biz de öğrenelim diyorlar. Çocuklarının böyle bir eğitim almalarından dolayı velilerimiz inanılmaz mutlular ve okulumuzun bu eğitimi başlatıp öncülük etmesinden dolayı çok gurur duyuyoruz diyorlar. Öğrencilerimiz eve gidince ailelerine o gün ne öğrendiyse işaret diliyle anlatıyorlarmış. Sosyal anlamda da gelişiyorlar aslında çocuklar. Engelli bir birey çok rahatlıkla bizim okulumuza gelip kayıt olabilir; çünkü bizim okulumuzdaki öğrenciler işaret dilini biliyor. Düşünsenize, çocuk duymuyorsa bilmiyorsa kapıdan geri çevriliyorlar. Bu çocuklarla iletişim kuracak hiç kimse yok. İdari ekibimiz ve öğrencilerimizle birlikte hepimiz işaret dilini biliyoruz artık. Bende izliyorum yavaş yavaş öğreniyorum. Videolarını internet sitemize yükleyeceğiz. Velilerimiz de öğrenmiş olacaklar" dedi.

"Şu anda beş sınıf bu eğitimi alıyor"

Geçen yıl yaptıkları pilot eğitimin başarılı olduğunu görünce bu yılda daha geniş kapsamda vermeye devam ettiklerini anlatan Şen, "Burası da benim en büyük hayalimdi. Hayalimi sosyal sorumluluk projesiyle taçlandırmaktan dolayı çok mutluyum. Öğretmenlerimiz 4-6 yaş grubuna bakıyor. 7 okul öncesi öğretmeni, 7 yardımcı öğretmen yardımcısı ve tam zamanlı çalışan İngilizce öğretmeni olmak üzere toplam 15 öğretmenimiz var. Haftanın beş günü iki ders saati İngilizce eğitimi de veriliyor. Ben geçen sene proje olarak işaret dili eğitimini üç sınıfta yaptım. Sonra diğer bütün velilerimiz istedi. Şu anda beş sınıf bu eğitimi alıyor. Velilerden ek ücret almıyorum, bunu gönüllülükle yapıyorum" şeklinde konuştu.

İşaret dili eğitmeni, Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Müge Göbel de yaptığı açıklamada, anaokulundaki bu çalışmayla toplumdaki duyarlılığın artacağını söyledi. Göbel, "Çalışma sonuçlarına göre duyan çocuklarda, işaret dili eğitiminin, dil, bilinçsel, duygusal ve sosyal gelişimleri üzerinde birçok olumlu etkileri olduğu bilimsel olarak ispatlandı. Duyan çocukların ikinci bir dil olarak işaret dili öğrenirken elde edeceği yararlar üzerine birçok çalışma yapıldı" diye konuştu.

İletişim kuramazlarsa öz güven problemi oluşuyor

Görsel, işitsel ve dokunsal olarak üç türlü zeka türü olduğunu ifade Rota Psikoloji Uzmanı Psikoterapist Serhan Doğan, ise şöyle konuştu:

"Bu zeka türlerine göre insanlarla iletişim kuruluyor. İşitme engelli bir vatandaşın sadece iki zeka türü ön planda. Görsel ve dokunsal. Bu iki unsur ön plana alındığında eğer görsel ve dokunsal olarak yani işaret diliyle iletişime geçilmezse bu kişilerde travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, sürekli yorgunluk, gün içerisinde öfkelenmeler benzer psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bunlar eğer giderilmezse yani iletişim dili işaret diliyle sağlanamazsa hayatı kabullenmeyip bu kişiler intihar risk grubuna giren insanlar olarak değerlendirilmektedir. Anaokulundaki çocuklardaki gelişim işlem öncesi dönemde çocuklar eğer iletişim kurulmazsa ilerde öz güven problemi olan bireyler olarak yetişmektedirler. Kritik dönem söz konusu olduğu için bu dönemde giderilmeyen sorunlar ilerde geri dönüşümü mümkün olmayan psikolojik sorunlara sebep olabilir. Örneğin kendini ifade edememe, kendini anlatamama, takıntılar, obsesyon, yersiz kaygılanmalar, kaygı düzeyi bozukluğu gibi patolojik sonuçlar doğuran hastalıklara da yol açabilir. Sevgi Durağı Anaokulu’ndaki ne benzer bu şekilde verilen eğitimlerin yaygınlaştırılmasıyla bu sorunlar minimize edilebilir. Bu tür eğitimleri bizler de destekliyoruz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.