Aydın’da intiharlarda bir önceki yıla göre yüzde 23 artış oldu

Aydın’da intiharlarda bir önceki yıla göre yüzde 23 artış oldu

Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde düzenlenen sempozyumda Aydın’daki intihar vakalarının bir önceki yıla göre yüzde 23 arttığı bunu önlemek için el birliği ile çalışmak gerektiği belirtildi.

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı ile Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen ’İntihar Sempozyumu’ Atatürk Kongre Merkezi Miletos Salonu’nda gerçekleşti. Sempozyumda Aydın’daki intihar vakalarının bir önceki yıla göre yüzde 23 arttığı bunu önlemek için el birliği ile çalışmak gerektiği belirtildi.

Sempozyuma, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi kurucu Rektörü Ethem Ruhi Fığlalı, Yenipazar Kaymakamı Bekir Yalçın, Karacasu Belediye Başkanı Zeki İnal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Aydın ve Prof. Dr. Ali Akyol, Rektör Danışmanı Hüseyin Turgut, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, “İntihar davranışının önlenmesinde bireysel katkılar önemlidir, bu yolla intihara bağlı kayıplar azaltılabilir ama intihar tek tek bireylerin çalışabileceği bir konu değildir. Bu alanda yapılacak çalışmaların kapsamlı, sistematik olması ve devlet eliyle yürütülmesi gereklidir. Profesyonel bireylerin bu alandaki bilgi birikiminin ve becerilerinin artması, bu profesyonellerin riskli olguları yakalamasına, onlara yardım etmesine ve insanları korumasına büyük katkı sağlar” sözleri ile devlet eliyle ve profesyonel bireyler ile intiharı önleyecek çalışmaların önemini aktardı.

"Gençlik, geleceğimizdir, geleceğimize hep birlikte sahip çıkalım"

Öğrencilerin negatif değişimlerinin gözlemlenerek, kötü bir durum sezildiğinde insiyatif alınması gerektiğini vurgulayan Rektör Aldemir, “Ben, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü olarak her türlü iş birliğine açık olduğumuzu burada bir kez daha ifade etmek isterim. Dahası; Valiliğimizi, Emniyet Müdürlüğümüzü, Büyükşehir Belediyemizi, ilçe belediyelerimizi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüzü, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğümüzü, İl Müftülüğümüzü ortak projelerde çalışmaya davet ediyorum. Gençlik, geleceğimizdir! Geleceğimize hep birlikte sahip çıkalım” dedi.

Dünya Sağlık Örgütünün yayınladığı intihar haritası üzerinden ülkeleri değerlendirerek sunumuna başlayan Üniversitemiz Tıp Fakültesi Ruh ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Sevinçok, intiharın tarihsel süreci, günümüzde intihar algısı, filozofların intihar hakkındaki düşünceleri ve intihar risk etmenlerini dinleyicilerle paylaştı. İntiharı, biyolojik, sosyolojik, patolojik ve varoluşsal nedenlerin bir araya geldiği karmaşık bir insan davranışı olarak aktaran Prof. Dr. Sevinçok, intihar davranış sorununun sistematik verilerle tanımlanması gerektiğini belirtti. Sevinçok, medyanın intiharlar üzerindeki etkisini ve kurumların bu bağlamdaki görevlerini aktararak konuşmasına son verdi.

Sempozyumun ikinci konuşmacısı ADÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Çağdaş Öykü Memiş, “İntihar Düşüncesi ve Davranışında Bilişsel Süreçler” başlıklı sunumunda, intihar riskini arttıran nedenler konusunda ayrıntılı bilgiler verdi. Sunumunda ruhsal bozukluklar, fiziksel rahatsızlıklar, geçmişte intihar girişimi öyküsünün olması gibi ana nedenleri derinlemesine inceleyen Dr. Öğretim Üyesi Memiş, özellikle umutsuzluk kavramını şekillendiren gelecekle ilgili olumsuz düşünceler ve kaygıların sonucunda intihar riskinin arttığından bahsetti. Memiş, kişinin davranışlarına limit koyamaması durumunda ortaya çıkan artmış dürtüsellik, aidiyet duygusunun incinmesi, stres kaynaklı problem çözme becerisindeki eksiklik ve mükemmeliyetçi olma noktasında kendini eleştirme yönündeki olumsuz tutumların da kişiyi intihara yöneltebileceğini anlattı.

ADÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Musa Dirlik ise “İntiharın Adli Boyutu” konu başlıklı sunumunda, Türkiye ve Dünya genelinde gerçekleşen intihar oranlarına değindi. 2018 yılı verilerini katılımcılarla paylaşan Doç. Dr. Dirlik, en fazla intihar vakasının İstanbul’da yaşandığını, Aydın ilinde ise gerçekleşen 73 intihar ile önceki yıllara oranla yüzde 23’lük bir artışın olduğunu aktardı. Dünya genelinde yapılan araştırmada, intihar eden kişilerde erkek oranının kadın oranından daha fazla olduğunu belirten Dirlik, intihar vakalarını inceleyen Adli Tıp Ana Bilim Dalında şüpheli ölüm, ölü bulunma durumlarının da da adli vaka olarak adlandırıldığını belirtti.

ADÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Uzman Klinik Psikologu Neslihan Turgut “İntiharda Psikoterapi” adlı konuşmasında öncelikle hasta gizliliğine açıklık getirerek hastanın izni olmadığı sürece hastalığı hakkında bilgi verilemeyeceğini vurguladı. İntihar konusunu, intihar düşüncesi, intihar girişimi, tamamlanmış intihar olarak üç kısımda inceleyen Turgut, “İntihara eğilimli kişiler, düşüncelerini ifade edip kimi zaman çevresinden yardım isteyip kimi zaman da olumsuz tepkisini ortaya koyar. İlk müdahale olarak sunduğumuz sorun çözme terapisi, kapsamlı olarak hastayı ele aldığımız yedi seanslı terapi ile gerçekleşir. Bu süreçte intihar riskinin ölçülmesi, intihar riskinin değerlendirilmesi ve sorunun çözümüne gidilmesi büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.

Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tezan Bildik, “Ergenlik Döneminde Özkıyım” adlı sunumunda intiharın çocukluk döneminde rastlanılan bir durum olmadığını belirtti ve “İntihar, 12 yaşından sonra daha sık görünen bir olay. 12-17 yaş arasında katlanarak artığını gözlemliyoruz. İntihar, ergenlik çağında dürtüseldir. Beklenmedik bir anda gerçekleşebilir. Örneğin, ailesiyle sorunları vardır, sevgilisinden ayrılmıştır bu dürtüyle intihar edebilir.” diyerek konuyla ilgili politikalar düzenlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Ergenlikte özkıyımın önlenebilir bir eylem olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bildik, “İntihar eğilimi olan ergenler konuşmaları ya da davranışlarıyla bunu belli ederler. Bu noktada hemen psikiyatrik müdahale gerekir. Çünkü bu süreçte ergen, yaşam ile ölüm arasında gidip gelmektedir. Geç kalınmadan gerekliyse yatırılarak hasta tedavi altına alınmalıdır" ifadelerini kullandı.

Türkiye’de son zamanlarda meydana gelen intihar vakalarının artışına yönelik gerçekleştirilen sempozyumun son konuşmacısı ADÜ Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hatice Aksu, “Çocuk ve Ergenlerde İntihara Yaklaşım” konulu sunumunda intiharın ana kökeni, hangi durumlarla tetiklendiği, nasıl bir süreç izlendiği hakkında çeşitli vaka örnekleri ve bilimsel araştırmalarla desteklenen bilgiler aktardı. Kişinin hayatına bilerek son vermesi olarak bilinen intiharın, kendini bulma sorunu ile başladığını belirten Doç. Dr. Aksu, “Bugün dünyada her 40 saniyede bir intihar girişimi yaşanıyor. Psikologlar, hekimler ve danışmanlarla bu durumun önüne geçilebilir, gençlerin hayata daha olumlu ve umutlu bakabilmelerine yönelik çalışmalar arttırılabilir.” diyerek intiharın bir çözüm ya da kurtuluş olmadığını vurguladı.

Öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen sempozyum, soru cevap bölümünün ardından Rektör Danışmanı Hüseyin Turgut’un katılımcılara teşekkür belgesi vermesi ile sona erdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.