- Aydın’da 2012 ile 2014 yılının ilk altı aylık dönemini kapsayan 30 aylık sürede 2 bin 715 kadın aile içinde en çok güven duyduğu ve sevdiği kişilerden şiddet gördüğü belirtildi.

Aydın Şefkat Yumağı Derneği Başkanı Recep Cihan, 25 Kasım Kadına Yönelik Uluslararası Şiddeti Önleme Günü’nde Aydın’da 2012 yılından bu yana kayda geçen aile içi şiddet olaylarını değerlendirdi.

2013’ün başı ile 2014’ün ilk yarısına kadar geçen 18 aylık zaman diliminde Aydın’da üç kadının şiddet olaylarında hayatını kaybettiğini belirten Recep Cihan, “Jandarma görev bölgesinde 2013 yılında aile içi şiddet olayında 3 erkek katledildi. 2014’ün ilk yarısına dek 415 kadın koruma talebinde bulundu. Bunlardan 45 bayanın haberli koruması devam ediyor. 30 aylık sürede 30’u erkek,1 4’ü kız olmak üzere 44 çocuk aile içi şiddet gördü. Aydın’da yıllara göre şiddet gören kadın sayısı 2012’de 689, 2013’de bin 186 ve 2014’ün ilk altı ayında 837 olmak üzere toplamda 2 bin 715’e yükseldi” dedi.

“KADINA ŞİDDET TOPLUMSAL HASARA YOL AÇIYOR”

Şiddet gören kadınların yüzde 70’nin çeşitli nedenlerle adli makamlara gitmediğini kaydeden Cihan, “Aydın’da kadına şiddette yüzde 60 artış olduğu ve ülke genelinde ise kadına şiddet ortalamasının da yüzde 60 civarında olduğu tespit edilmiştir. Kadına aile içi şiddet; acı ve ızdırap veren toplumu derinden yaralayıp zayıflatıp aile birliğini zedeleyen, anne ve çocuk sağlığını bozan son derece önemli bir halk sağlığı sorunudur. Toplumun yarısını oluşturan kadınların büyük bir bölümünün şiddete uğraması, ailenin dolayısıyla giderek artan toplum yapısının bozulmasına neden olmaktadır. Şiddet mağduru kadınlarda depresyon, sebebi belli olmayan ağrılar, çeşitli sağlık sorunları, intihar ve boşanmalara, aileler arası husumet ve cinayetlere, nihayet toplumsal hasara sebebiyet vermektedir. Şiddete tanık olan çocukların psikolojilerinde geri dönüşümü olmayan hasar oluşmasına, ilgisizlik ve sevgisizlikten sokağı tercih eden çocuk suçlarında artışa neden olmaktadır” diye konuştu.

“AİLELER MUTLU OLMAZSA TOPLUM DA MUTLU OLMAZ”

Kadına karşı şiddetle mücadele için kadın ve erkeklerin duyarlılıklarının artırılması ve bilinçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Cihan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunun için de; tüm kamu kurum ve kuruluşları, basın ve sivil toplum kuruluşlarıyla, kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda duyarlılığı artırıcı kampanyalar düzenlenmeli. Evlilik okulları, aile danışma merkezleri ve kadın konuk evlerinin sayıları ve işlerliliği artırılmalı. Aile içindeki sorunlar adli ve kolluk kuvvetlerine taşımadan, sorun yaşayan ailelere arabuluculuk yapılmalı. Neslin yetiştirilmesinde manevi yönler ihmal edilmemeli, değerler eğitimine daha fazla ağırlık verilmeli. Aileler mutlu olmazsa toplum da mutlu olmaz. Çocukların milli, manevi değerler üzerine, ahlaki prensiplerle yetiştirildikleri taktirde bu tür meselelerin kendiliğinden çözülecektir”