Aydın’da siyasetin halleri!

Selahattin Acar ve Mehmet Özalp kolay kolay unutulacak siyasetçi değildir.

Aydın Milletvekili Mutlu Menderes’in vefatı nedeniyle 14 Ekim 1979 tarihinde yapılan ara seçimde Adalet Partisi’nden Aydın Milletvekili seçilen rahmetli Selahattin Acar renkli kişiliğiyle hala gönüllerde yaşıyor.

Seçim çalışmalarında “CHP Genel Sekreteri Mustafa Üstündağ’ı Meclis’te döveceğim” sözünü vermiş ve bu sözü yerine getirmiş siyasetçi olarak bilinen Selahattin Acar, bir gün Başbakan Süleyman Demirel’in huzuruna çıkar.

“Sayın başbakanım, Nazilli’ye Devlet Malzeme Ofisi (DMO) şubesinin açılmasını istiyorum” der.

Başbakan Demirel, “Hiçbir ilçede DMO’nun şubesi yok, olmaz” cevabını verir.

Selahattin Acar’ın çıkışı ilginçtir.

“Olacak efendim! Nazilli’de olacak… Olmazsa odadan çıkmam işte şuraya yatarım.”

Demirel çaresiz kalmış ve DMO’nun Nazilli’de açılması talimatını vermiş, böylece Türkiye’ye bir ilk yaşanmış, DMO’nu bir şubesi Nazilli’ye açılmıştır.

Buna benzer örnekleri Anavatan Partisi’nden Aydın Milletvekili seçilen rahmetli Mehmet Özalp’ten sıralamaya kalksak, bu sütun almaz ama biz bir tanesini anlatalım:

Mustafa Kalemli’nin Sağlık Bakanlığı yaptığı dönemde Aydın İl Sağlık Müdürü rahmetli Asri Satılmış’tır. Ancak müdürünün ataması bir başka ile yapılmıştır.

Milletvekili Mehmet Özalp, Bakan Mustafa Kalemli’ye “Benden habersiz bu tayini nasıl yaparsın” diyerek çıkışır. Artık ok yaydan çıkmıştır, kararname iptal edilmez ama sonraki atamalarda Mehmet Özalp’in etkisi büyüktür.

Selahattin Acar ve Mehmet Özalp’li satırlarla milletvekillerinin etkisi, gücü ve yaptırımını anlatmak istedim.

Şimdi günümüze gelelim.

15 yıldır iktidar olan AK Parti’nin yaptığı atamalara bir göz atalım. Ne acıdır ki, Aydın bürokrasisinin sadece yüzde 7’si Aydınlı.

Üniversite sınavlarında hep dereceye giren Aydın’da yöneticilik yapabilecek kimse yokmuş gibi atamalar hep başka illerden yapılıyor ve milletvekillerinin haberi atama yapıldıktan sonra oluyor. (önce olsa herhalde karşı çıkarlar)

Alın size bir örnek:

Kayserili Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhasaki’nin ricasıyla, Kayserili Bilal Yılmaz Çandırlıoğlu’nun Aydın Milli Eğitim Müdürü olduğu söyleniyor.

Tabii iş burada bitmiyor…

Kayselili müdür Aydın’da adam bulamadı, 4 müdür yardımcısından 3’ünü Kayseri’den getirdi.

Yetmedi 3-5 memur getirdi.

Dahası…

Çaycısını bile Kayseri’den getirdi.

Adam yakında müdürlüğün kapısına “Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğü” tabelası astıracak.

Şimdi şu soruya cevap arıyorum:

Bakan Özhaseki bu kadar maharetli müdürü Kayseri’ye değil de neden Aydın’a gönderdi?

Peki, AK Parti Aydın milletvekilleri Mustafa Savaş, Mehmet Erdem ve Abdurrahman Öz Kayserlilerin bu işlerinin neresinde?

Bir olay daha anlatalım:

Aydın Devlet Hastanesi başhekim yardımcılarından Göğüs Cerrahisi Uzmanı Teoman Karadağ, “Hastalarla buluşma” adını verdiği bir proje hazırlar. Planlanan proje Dr. Teoman Karadağ tarafından başhekimliğe sunulur. Proje kabul edilmesi halinde tüm masrafları hastane bütçesinden karşılanacaktır. Ancak Başhekim Dr. Reha Arslan bu projeye onay vermez.

Hazırladığı projeden dolayı Dr. Teoman Karadağ’ı tebrik ediyorum ancak hastanenin toplantı salonu olduğu halde neden bir otelde yapmak istedi, anlayabilmiş değilim.

Sonra AK Parti Aydın Milletvekili Abdurrahman Öz devreye girer ve Dr. Teoman Karadağ, otel sahibi Abdurahim Tikbaş ile birlikte başhekimi ziyarete gider.

Dr. Karadağ, milletvekilinden aldığı güçle kıçını makam masasına dayamış vaziyette yaptığı görüşme fayda sağlamaz, yani projeye onay çıkmaz.

Sonuç olarak;

Hastanenin toplantı salonu olduğu halde, Abdurahim Tikbaş’a ait otelde toplantı isteğini geri çeviren Dr. Reha Arslan görevden alınır, yerine Dr. Teoman Karadağ getirilirse şaşırmamak lazım.

Zira böyle bir girişimin olduğunu işittim. Oysa başhekim arayışı yerine, hastanenin fiziki şartları toplantı için uygun olmasına rağmen neden bir otelde yapılmak istendiğinin cevabının aranması daha doğru olmaz mı?

Olur, bal gibi de olur.

Peki, iktidar partisinin Aydın milletvekilleri bu işin neresinde?

CHP’NİN DÖRT YAPRAKLI YONCASI

CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu ziyaret etti. Ziyarette CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve CHP Aydın İl Başkanı Bayram İnci de hazır bulundu.

Çerçioğlu, ziyareti takip eden basın mensuplarının FETÖ ile ilgili sorusuna cevap vererek, “FETÖ başarılı olmayacak, çünkü burada bizler varız” diyerek eklemiş; “Kursağımızdan bir lokma haram geçmedi.”

Mustafa Balbay da, “Özlem Başkan, bizim dört yapraklı yoncamızdır” demiş.

Bu sözlere çok şaşırdım…

Neden mi?

Bu sözü söyleyecek en son kişi Özlem Çerçioğlu’dur da ondan.

Bu noktada kursağından bir lokma haram lokma geçmeyen başkanımıza soralım; danışmanınız firari FETÖ sanığı Erkan Karaarslan’a yedirdiğiniz lokmaları ne yapacağız?

Hadi giden gitti, yenilen yenildi diyelim…

FETÖ’cü danışmanınızın belediyedeki 23 adamına neden dokunmuyorsunuz? Üstelik biri Erkan Karaarslan’la birlikte yargılandığı halde neden koruyup, kollamaya devam ediyorsunuz?

Bütün bunlar gün gibi ortadayken CHP’nin dört yapraklı yoncasının kursağından bir lokma haram geçmedi, öyle mi?

He Başkan!

He, he, he…

Ben de inandım(!)

Bu yazıyı hazırladığım sırada aklıma bir fıkra geldi. İzninizle onu da anlatarak yazıma son vereyim:

Adamın biri tatile çıkmış, ortağını arıyor.
- İşler nasıl?
- Her şey gayet iyi, ancak sana kötü haberlerim var.
- Ne oldu?
- Soyulduk.
- Saçmalama ortak, aldıklarını yerine koy.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum