Baba ve torun

Hayat,

Güzellikleri ve kırıklıklarıyla,

Yine de yürüyeceğimiz bir yoldur.

Kasım ayı yürek burkucudur.

10 Kasımda Büyük Atamız, ebediyete uğurlandı.

Atatürk’ü sevmeyeni biz de sevmeyeceğiz…

**

Bu hafta,

Benim için iz bırakan bir hafta olma özelliği taşır.

Oğlum Ertürk, 35 yıl önce bir 10 Kasım günü dünyaya geldi.

“Baba” oldum.

Torunum, dört yıl önce 7 Kasım günü doğdu.

“Dede” oldum.

***

Köy evimizin kapı girişinde doğurmuş anam beni.

Anam, harman sonu, üzümler ererken doğduğumu söylerdi.                 

Adımı ninem koymuş. Benim çocukluğum da kolay değildi, ama babama göre

şanslıydım. Büyüğüm birkaç aylıkken öldüğünden babam belki yaşamaz, ölür filan

diyerek garantiye alır, altı ay sonra nüfusa kaydettirir. Yolu, suyu, elektriği olmayan

Köyümün okulu, diğer mahallede, tam 5 yıl, çıkınımızla, çantamızla, koşturarak

gittik, yağan yağmurda ıslandık. Kışın kuduran derelerden geçemedik, kaya altlarında

Ailelerimizi bekledik. Lastik çizme ve pabuçlarla büyüdük.

Liseyi devlet parasız yatılıda okudum.

Hababam sınıfı gibi öğrencilik yaşadım.

Her yaz tatilinde hayvan otlatma peşindeydim.  

Babamın oyunlarından oynadım ben de.

Tek farklı olanları ise, telden arabalar,

Tabancalar, plastik arabalar, topaçlar…

Elbiselerimiz ve pantolonlarımızın iki dizi hep yamalı olurdu.

Analarımız haftada bir gün yama günü ilan eder, bütün gün elbiseleri kendi

Aralarında eski bezlerden uyumlu yama yapmaya çalışsalar da “uysa da, uymasa da…”

deyip gülerlerdi.

Devlet parasız yatılı okul sınavlarında dört yatılı okul kazanmam babam için en

Sevindiği haber oldu. İçi içine sığmadığını gördüm. Babamın genç yaşta vefatı

Nedeniyle kısa yoldan devlette iş bulmam gerekti.

***

Oğlum bir 10 Kasım günü, 09.45 sularında dünyaya geldi.

Nüfus cüzdanında doğum tarihi günü gününe işlendi. Oğlumun kumandalı arabaları,

Oyuncak tren setleri oldu. Onunla birlikte ben de oynadım, biz görmemiştik ki

o meret oyuncakları, öyle bir güzel yapmışlar ki…

Bir gün halı sahada top oynayan oğlumu izlediğimde, duygulandığımı anımsarım.

Küçüklüğünü düşledim, ardından zıpır zıpır koşan delikanlı halini görünce gözümden

Yaşlar aktı. Atari, bilgisayar, sosyal medyanın tavan yaptığı milenyum çağında

Delikanlılık yaşadı. Türkiye’min birçok köşesini gezdik. Oğlum daha da üzerine Türkiye

ile birlikte, Avrupa’nın neredeyse tamamını gezdi.

Ünlü İzmir Atatürk Lisesinde okudu.

Genç bir mühendis olarak yaşama atıldı.

***

Torunumuz 4 yaşında.

Dünyaya adım attığı dakikaları ve ilk “Ingaaa” sesi bile kayıt altına alınır,

Defne’nin bu hafta doğum günü, dört yaşına geldi artık. Babası ile birlikte

Doğum günleri aynı haftaya rastlamakta, ailecek sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir

Yaşamları olması tek dileğimiz…

**

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum