Bakan Bey Belediye Ziyaretinde

Mazın Dağı Yaylasından dönen Yörükler, develeri ile karşıdan sökün eder.

Koca Mehmet, dükkânının önündeki küçücük oturağında oturmaktadır.

Yörük kadını gelir ekmek, tahin helvası, köpük helva alır.

Koca Mehmet oturağına yerleşmeye çalışmaktadır.

“Ay kızım! Ben sana çok acıdım. Yaz-kış demeden oradan oraya göçüyonuz. ”

“Ah amcam! Asıl ben sana acıyom. Ben Mazın Yaylasında çadır kurdum. Yaylada yayladım, yeşil çayırlarda dolandım. Buz gibi soğuk sularından içtim, mis gibi havasını aldım. Ya sen amcam! Yaylaya gittim şu ufacık tahtada oturuyon, kışladan döndüm hala şu oturakta oturuyorsun…”

Kadın gülümseyerek devam eder.

“Otur, otur, sen Cumhurbaşkanı gibisin bre amcam!”

**

Cumhurbaşkanı demişken Türk Halkı son yıllarda onuncu Cumhurbaşkanımız

Ahmet Necdet Sezer ile farklı bir Cumhurbaşkanı tanımıştı.

Kırmızı ışıkta bekleyen,

Alışveriş merkezinde vatandaşlar arasında sıraya giren,

Oğlunun düğününde harcanan elektriği cebinden ödeyen,

Siyasi atamalar bir yana liyakate değer veren,

Tahsis edilen Köşk ödeneğinde tasarrufu önemseyen

Bir Cumhurbaşkanı olarak izledik kendisini…

**

Sayın Erdoğan farklı bir Cumhurbaşkanı olacağım demişti.

Tarafsız kalacağına namus ve şerefi üzerine yemin etmişti…

**

Gel de Ahmet Necdet Sezer’i anma!

Üçüncü dünya ülkelerine has bir uygulama mı desek.

Geçtiğimiz günlerde kasabada bindiğimiz dolmuşu polis durdurdu.

Bakan Bey Belediye ziyaretinde bulunuyormuş.

Eee haliyle vatandaş uzak durmalı diye mi düşünüldü?

Oysa Belediye binası yoldan 50-60 metre içeride.

Polis, dolmuşu Bakan Bey için güvenlik önlemi diyerek çarşı içine yönlendirdi.

Çarşı içinden, dükkânlar arasından garaja ulaştık.

Bizim kasaba küçücük bir yer, herkes herkesi tanır.

Yoksa idarecilerin uygulaması mıdır nedir?

Tamda üçüncü dünya ülkelerini anımsatır varı bir uygulama.

Bu uygulamayı kendime reva görmedim.

**

Aziz halkımızdan Musdafendi de evinin önünde küçücük oturağına oturmuş.

“Kaynak nerede?” diye sorup duruyor.

Kaynağı bi duysa oyunu verecekmiş.

“Cebinden mi verecek?” demeyi de ihmal etmiyor.

Emekli Musdafendi ve asgari ücretli oğlu için proje yapılıyor.

Karısı ise, geçen yıl kurban bile kesemediklerini anlatıyor.

Komşusu,

“İlahi Musdafendi! Verenler sanki cebinden veriyordu da…

Bu ülke iyi idare edilse bir Türkiye’ye daha bakar” diyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum