Bakan Soylu: "Türkiye uzun yıllardır, trafik güvenliği ile ilgili ciddi bir sorun yaşıyor"

Bakan Soylu: "Türkiye uzun yıllardır, trafik güvenliği ile ilgili ciddi bir sorun yaşıyor"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Temel Trafik-Kaza İnceleme Eğitimi Açılışı ve Bu Kemer Sana Çok Yakışır Yarışması" Ödül Törenine katıldı. Bakan Soylu, "Türkiye uzun yıllardır, trafik güvenliği ile il...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Temel Trafik-Kaza İnceleme Eğitimi Açılışı ve Bu Kemer Sana Çok Yakışır Yarışması" Ödül Törenine katıldı. Bakan Soylu, "Türkiye uzun yıllardır, trafik güvenliği ile ilgili ciddi bir sorun yaşıyor ancak veriler gösteriyor ki bu konuda yalnız değiliz" dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, Elmadağ ilçesindeki Şehit Büyükpoyraz Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğünde, "Temel Trafik-Kaza İnceleme Eğitimi Açılışı ve Bu Kemer Sana Çok Yakışır Yarışması" Ödül Törenine katıldı. Törene İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara Valisi Vasip Şahin, Emniyet Genel Müdür Celal Uzunkaya, İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Jandarma ve Polis trafik daire başkanları katıldı.

Bakan Soylu, konuşmasının başında şehit polis memuru Mevlüt Metin’e rahmet ailesine, emniyet teşkilatına ve trafik personeline başsağlığı diledi. Yaşanılan yüzyılın terör ve şiddet dalgasını, hemen her gün gerek televizyonlarda, gerekse diğer iletişim kanallarında bir şekilde takip ettiklerini belirten Bakan Soylu, "Dünyada terör kaynaklı olarak yılda ortalama 25 bin insan hayatını kaybediyor. Oysa bizi bu salonda bir araya getiren meselede, yani trafik kazalarında, dünyada yılda ortalama 1 milyon 300 bin kişi hayatını kaybediyor, 50 milyon kişi de yaralanıyor veya sakat kalıyor" diye konuştu.

Trafik kazalarının oranlarına değinen Bakan Soylu, "2000 yılında dünyada yaşanan ölümlerin nedenleri sıralamasında 10. olan trafik kazaları 2016 itibarıyla 8. sıraya yükseldi. 2030 yılına kadar ise 7. sıraya yükseleceği öngörülmektedir. Tüm dünyada 15-29 yaş aralığındaki genç nüfusun ölüm nedenleri arasında ise trafik kazaları maalesef ilk sırada yer alıyor. Evet, Türkiye uzun yıllardır, trafik güvenliği ile ilgili ciddi bir sorun yaşıyor ancak veriler gösteriyor ki bu konuda yalnız değiliz" şeklinde konuştu.

Trafik meselesinin, dünyada giderek "küresel bir güvenlik sorunu" haline geldiğinden bahseden Bakan Soylu, "Trafikteki araçların teknolojisi arttıkça hızları da artıyor. Her ne kadar abs, airbag gibi güvenlik teknolojileri gelişse de fizik kuralları değişmiyor. Yüksek hız, daha ölümcül kazalara sebep oluyor. Artık kaza incelemeleri sırasında ibresi 160’ta veya 200’de takılmış enkazlar buluyoruz. Bütün bunlar, sadece Türkiye ölçeğinde değil, dünya ölçeğinde biraz önce verdiğim istatistik verilerinin oluşmasına sebep oluyor" ifadelerini kullandı.

"Dünyadaki trendi bir kenara bırakıp, dönüp kendimize baktığımız zaman, trafik güvenliği konusunda öteden beri iyi bir karnemiz olmadığını görmek zor değil" diyen Bakan Soylu, "Türkiye, hemen her hükümet zamanında bu konuda az veya çok ama samimi bir gayretin içinde olmuştur. Kampanyalar veya değişik tedbirlerle bu konuda acının sayısını azaltmak için pek çok yöntem denemiştir. Mesafe de alınmıştır. Özellikle ülkemizdeki otoyol kalitesinin artmasıyla, bölünmüş yol miktarının artmasıyla ciddi kazanımlar da elde edilmiştir" diye konuştu.

Ulaştırma ve haberleşme için 2003-2016 yılları arasında toplam da 304 milyar TL yatırım gerçekleştirdiklerini söyleyen Bakan Soylu, "Bu yatırımın yüzde 63’ü, yani 193 milyar lirası karayollarımız için harcanmıştır. Bölünmüş yolların oranının arttırılmasıyla ’kafa kafaya çarpışma’ şeklindeki kazalar yüzde 70 oranında azalmıştır. Ancak bütün bu kazanımlar trafik güvenliği konusunda arzu ettiğimiz seviyeye gelebilmekten uzaktır" dedi.

İçişleri Bakanlığı olarak, özellikle 15 Temmuz bakış açısıyla yaklaştıklarını aktaran Bakan Soylu, "Temel felsefemiz, planlı ve stratejik bir bakış, sahaya bunu yansıtma ve kullanılan kapasiteyi arttırma, şeklinde özetlenebilir. Aynısını trafikte de uyguladık. Öncelikle ’karayolu trafik güvenliği’ uygulama politika belgesini hazırladık ve burada hem meseleyi analiz ettik, hem de alacağımız tedbirleri belli bir disiplin içinde ortaya koyduk. Meseleyi değişik açılardan ele aldık ve spot çözümler de ortaya koyduk. Mesela bana göre devrim niteliğinde bir adım olarak, otoyollarda tek yerdeki radar uygulaması yerine, ortalama hız koridoru uygulamasını getirdik ve kısa zamanda netice aldık. 2017-2018 arasında bu sistemin kurulu olduğu otoyollarda kaza sayısı 2 bin 571’den 2 bin 295’e; ölümlü kaza sayısı 147’den 106’ya, hayatını kaybeden insan sayısı 189’dan 119’a düşmüştür" dedi.

Yapılan bir başka spot uygulamadan bahseden Bakan Soylu, şunları kaydetti:

"Maket trafik ekibi uygulaması, bazı çevreler tarafından eleştirildi, hatta alaycı şekilde eleştirildi. Ancak, elde edilen rakamlar, uygulamanın oldukça başarılı olduğunu ve eleştirilerin haksız olduğunu göstermiştir. Polis sorumluluk bölgelerinde maket model araçların bulunduğu yerlerde 2017 yılına göre 2018 yılında meydana gelen ölümlü trafik kaza sayılarında yüzde 32 oranında, can kaybı sayısında ise yüzde 22 azalma sağlanmıştır. Maket trafik aracı olmadığında ölüm sayısında yüzde 22 daha fazla artış olduğu bir tabloyla karşı karşıya kaldığımızı ve maket trafik aracını koyduğumuz andan itibaren de bunun yüzde 22 oranında azaldığını bir veri olarak sizinle paylaşmak istiyorum. Bunu bir hamle daha öteye götürüp, son 3-4 ayda bende çok fazla işin üzerine düşebilecek bir kabiliyet ortaya koyamadım. Söylediğim şuydu, sadece maket trafik aracı değil, maket trafik polisi ve trafik jandarması oluşturabilecek yöntemi de hep beraber oluşturalım. Çünkü, bizde nereden duyuyoruz sahaya indiğimiz zaman neyi uygulamak gerektiğini öğrenme fırsatına sahip oluyoruz. Onun da faydasını görüyoruz."

Salonda bulunan protokolü işaret eden Bakan Soylu, problemlerin üstüne düşülmesi ve gönüllülüğün arttırılması gerektiğini söylerken, "Ayrıca 2018 sonlarına doğru yaptığımız yasal bir düzenlemeyle, trafikte kazaya sebebiyet veren makas atma, spin atma gibi hareketleri hem ceza kapsamına aldık, hem ceza kapsamında olanların da cezalarını arttırarak bu noktada caydırıcı olmaya gayret ettik" şeklinde konuştu.

Sahayı etkin şekilde baskılayabilmek adına öncelikle trafik birimlerin ihtiyacı olan personel atamalarını gerçekleştirdiklerini anlatan Bakan Soylu, "Geçen yıl, toplam 5 bin trafik personeli sözü vermiştik. İlk etapta 2 bin 800 trafik polisi ilave ettik ve bunların eğitimini tamamladık. Bugünde bin 200 tanesi burada 300 tanesi Eskişehir’de olmak üzere bin 500 arkadaşımız eğitimlerini alıyorlar, toplam 4 bin 300 arkadaşımızın trafik birimlerine atamasını gerçekleştirmiş oluyoruz. Bu arada bir söz daha verdik. Bu yılın tamamında bin 500 trafik polisini daha trafik ekiplerimizin içerisine katacağız. Bin tanesini şimdi aldığımız 15 bin’den, 500’ü de inşallah sonbaharda alacağımız arkadaşlardan koyarak esas itibarıyla belki de 2023’te ulaşacağımız hedefe inşallah 2019 yıl sonu itibarıyla hep birlikte ulaşmış olacağız" ifadelerini aktardı.

Bakan Soylu, 300 bin kolluk kuvveti personeline de ceza yazma görevi verdiklerini bildirdi.

Daha önce şehirler arası yollarda her 20 kilometreye bir ekip düştüğünü bildiren Bakan Soylu, "Şu anda her 15 kilometreye bir ekip düşmektedir. Ayrıca trafik birimlerinde yapılan son görevlendirmelerle daha önce 23 bin kişiye bir trafik ekibi düşerken, bugün 19 bin kişiye bir trafik ekibi düşmektedir. Bu sayıyı 15 bin civarına düşüreceğiz. Ayrıca, 2018’de ilk ataması yapılan 2 bin 800 trafik personelinin eğitimleri verilerek görevlerinin başına gittiler. 2019 yılında trafik kadrolarının ihtiyacı olan bin 500 personelin de atamaları gerçekleştirilmiş ve inşallah bugün de arkadaşlarımızın eğitimleri başlayacaktır" diye konuştu.

Trafik ekiplerine katılan ve katılacak olan ekipmanların olacağını hatırlatan Bakan Soylu, şunları aktardı:

"Ayrıca trafik birimlerimize verdiğimiz motosiklet sayısını da arttırıyoruz. Yeni alımlarla hem sayıyı arttırmış hem de motosiklet filomuzu yaşça gençleştirmiş oluyoruz. Halen trafik birimlerimizdeki motosiklet sayımız bin 584, şimdi 250 motosikleti daha artı olarak tekrar trafik ekiplerimize katacağız. Onun çalışmaları yapılıyor. Zannediyorum filomuza önümüzdeki 4 ay içerisinde katılmış olacaklar ve bir taraftan personel, bir takımdan ekipman ve plaka tarama sistemi dahil olmak üzere, kurduğunuz bütün sistemlerin hakikaten düzenli bir şekilde oluşması için şu an emek veriliyor. Aynı şekilde trafik birimlerimizin kıyafetlerini de yeniledik ve böylece görünürlüğü arttırdık. Keza helikopterle ve dronlarla denetimlerimizi arttırarak ifade ettiğim gibi saha baskısını ciddi ölçüde yukarı çektik. Burada maksadımız ceza kesmek değildir. Görünürlüğü ve dolayısıyla algılanan yakalanma riski duygusunu arttırarak trafikteki insanımızın suç işlemesini önlemektir. Evet, hata demekten özellikle imtina ettim. Çünkü bazı şeylerin farkındalığını arttırmak durumundayız. Hata, elimizde olmayan, beşeri özelliklerin getirdiği bir eksiklik haliyle oluşan iştir. Ani bir dalgınlık olur, farkında olmamak olur vesaire. Ancak emniyet kemeri takmamak, direksiyon başında cep telefonu kullanmak, 150-200 kilometre suratle yollarda cambazlık yapmaya kalkmak, makas atmak, alkollü araç kullanmak, kimse kusura bakmasın, bir hata değil bir suçtur. Daha da kötüsü başkalarının da canına kasteden bir suçtur. Dolayısıyla bizler de sahayı baskılayıp, polisin görünürlüğünü arttırıp bu suçların işlenmemesine ve kimsenin canının yanmamasına gayret ediyoruz."

Eğitimler ve kampanyalara önem verdiklerini anlatan Bakan Soylu, "Tabii ki bu süreç içinde en çok önem verdiğimiz konulardan birisi de eğitimler ve kampanyalar oldu. Bir yandan geleceğin sürücü ve yayalarını doğru yetiştirmek, diğer yandan mevcut sürücü ve yayaların trafikteki davranış şekillerini değiştirmek istedik. ’Frene değil kurala güven’, ’Hatalı sürücüye kırmızı düdük’, ’Bu yolda hep birlikteyiz’, bugün ödül vereceğimiz ’Bu kemer sana çok yakışır’ gibi kampanyalar yaptık. Toplumun her kesiminden, medyadan, televizyon dizilerinden, sivil toplum kuruluşlarından da destek alarak trafiğin tüm taraflarını işin içine katmaya çalıştık. Keza ciddi sayıda eğitim düzenledik. 2018’de 417 bin 671 öğretmenle 172 bin 729 okul servis şoförü ve rehber personele genel trafik eğitimi verdik. Bu eğitim ve kampanyalarda üç temel probleme odaklandık. Araç içinde cep telefonu kullanımı, aşırı hız ve emniyet kemeri. Rahatlıkla ifade edebilirim ki bu kampanyaların her birinin de kendi adına olumlu çıktıları oldu" şeklinde konuştu.

"Bu dönemde attığımız adımlar içinde reform olanı yaya öncelikli trafik anlayışına geçişimiz olmuştur"

Yaya öncelikli trafik anlayışı konusunda atılan adımların reform olduğunu belirten Bakan Soylu, "Bu dönemde attığımız adımlar içinde belki de en önemlisi, hatta reform diyebileceğimiz ölçekte olanı yaya öncelikli trafik anlayışına geçişimiz olmuştur. Eskiden özellikle hepimiz imrenirdik. Avrupa’da yaşayan hemşehrilerimiz, vatandaşlarımız Türkiye’ye geldikleri zaman, ağızları dolu dolu anlatırlardı. Sokağa, yola ayağımızı yaya geçidine attığımız andan itibaren yaya geçidine ışığa gerek yok, hemen araba duruveriyor. Biz kendi kendimize sorardık ’acaba bu bizde ne zaman olacak’ diye. Artık bunun zamanı geldi. Bunu hep birlikte sağlamak zorundayız" sözlerine yer verdi.

Araştırmalar ve istatistiklerin Türkiye’de trafik kazaları içinde yaya ölümlerinin önemli bir yer tuttuğunu gösterdiğini aktaran Bakan Soylu, şöyle konuştu:

"2018’de meydana gelen ölümlü trafik kazalarının oluş şekilleri arasında ilk sırayı yüzde 21 ile yoldan çıkma, ikinci sırayı ise yüzde 20,2 ile yayaya çarpma şeklinde oluşan kazalar almaktadır. Kazaya sebep olan unsurlar incelendiğinde yüzde 88,5 sürücü unsuru, yüzde 9,2 yaya kusuru olduğu anlaşılıyor. Bu noktadan hareketle önemli bir mevzuat değişikliği yaptık. 18 Ekim 2018’de yürürlüğe giren 7148 sayılı Kanun’la bana göre bir devrim niteliğinde olan ’Yaya öncelikli trafik anlayışını’ benimsedik ve buna ilişkin birtakım kurallar ve yaptırımlar ortaya koyduk. Peki netice aldık mı? Şimdilik aldık, hem de çok kısa bir süre içinde olumlu ve anlamlı netice aldık. Yasanın çıkış tarihi olan Ekim ayı öncesi beş ayda toplam bin 413 olan ölümlü trafik kaza sayısı, yasa sonrası beş ayda yüzde 53 azalışla 661’e düştü. Demek ki üzerine düşünce bunu yapabilme kabiliyetine sahip oluyoruz. Ekimden önceki beş ayda trafik kazalarındaki yaralanma 91 bin 551’di, bu sayı da yasanın yürürlüğe girişinden sonraki beş ayda yüzde 37 azalma ile 57 bin 486’ya geriledi. Doğrudan yaya ölümlerine baktığımız zaman da henüz çok yeni bir uygulama olmasına rağmen 1 Ocak-21 Nisan döneminde yayaların karıştığı trafik kazaları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 oranında azalmış, bu kazalarda kaza anında hayatını kaybeden insan sayısı ise yine geçen yılın aynı döneminde 135’den 84’e gerilemiştir."

Bakan Soylu, yaya öncelikli trafik anlayışının toplumda daha hızlı şekilde kabul görmesini sağlamak için, 6 şubat 2019’da 81 şehirde eş zamanlı olarak "Öncelik hayatın öncelik yayanın" sloganıyla başlatılan yaya öncelikli trafik kampanyası ile 2019 yılını yaya öncelikli trafik yılı olarak ilan ettiklerini belirtti.

Halkı "Öncelik hayatın öncelik yayanın" sistemini benimsediğini söyleyen Bakan Soylu, "Milletimize teşekkür ediyoruz. Rakamlar bunu açıkça teyit etmektedir. Bunu pekiştirmek adına ülke genelinde ’Trafikte yaya önceliği bilincinin oluşturulması kampanyası’ düzenledik. 520 bin 705 yayaya, 430 bin öğrenciye, 200 bin araç sürücüsüne yaya güvenliğine yönelik eğitimler verdik. İnşallah bu eğitimlerin geri dönüşünü de önümüzdeki günlerde ve nesillerde fazlasıyla alacağımıza inanıyoruz" diye konuştu.

"Trafik kazalarındaki can kayıpları yüzde 41 oranında azalmıştır"

Çerçevesi çizilmeye çalışılan bu çalışmaların ve alınan tedbirlerin genel sonuçlarına bakıldığında umut verici gelişmeler gördüklerini vurgulayan Bakan Soylu, "2019 yılının ilk 4 aylık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre trafik kazalarında meydana gelen can kayıpları yüzde 41 oranında azalmıştır. Bu rakamın ülkemiz açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Burada sigortacı arkadaşlarımız var. Burada Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Odasının başkanı var. Şimdi bu rakamı çok daha iyi bir noktaya getirmek bizim elimizdedir. Bir taraftan denetim yapan polisimiz ve jandarmamız. Diğer taraftan vatandaşımız, diğer taraftan bütün kurumlarımız. Bakın sadece can kaybetmiyoruz. Aynı zamanda ülke ekonomimizi de büyük zarara uğratıyoruz" ifadelerini kaydetti.

Önceki yıllarla karşılaştırıldığında araç ve sürücü sayısının artmasına rağmen kazalarda azalma olduğunun altını çizen Bakan Soylu, "2018 ve 2017 yıllarını karşılaştırıldığımızda ise 2018 yılında araç ve sürücü sayısındaki artışa rağmen kazası sayısı yüzde 11, bunda sakın şunu ihmal etmeyelim. Hem sürücü sayısı artıyor hem de araç sayısı artmasına rağmen sürekli olarak bir azalma söz konusu, ölümlü trafik kazası yüzde 28 ve can kaybı yüzde 37 oranında azalmıştır. Şu noktayı özellikle vurgulamak isterim ki dünyada trafik meselesinde böyle kısa bir sürede böyle hızlı bir azalış yakalanmış değildir. Bu bizim topyekün bir başarımızdır. Meselenin bütün taraflarının bir başarısıdır. Otobüs firmalarından sivil topluma kadar trafik meselesindeki her kesimle istişare halinde büyük bir gayret gösterdik ve bu rakamlara ulaşıldı. Can kaybı sayısına baktığımızda bu seviyeyi yeterli görmemiz elbette ki mümkün değildir ama buradan kendimize bir umut devşirmemiz, bir heyecan duymamız pekala mümkündür" diye aktardı.

Çakarlı arabalar sorununa değinen Bakan Soylu, hakkı olmadığı halde aracına "çakar" taktıranlara cezai işlemlerin arttırılacağının altını çizdi.

Avrupa Komisyonu’nun 2018 Nisan ayında yayınladığı raporu değerlendiren Bakan Soylu, şöyle devam etti:

"Trafik kazaları nedeniyle milyon kişi başına ölüm rakamı, dünya geneli ortalaması 174, Avrupa Birliği ülkelerinde 50, ABD’de 106 Avrupa kıtasının genelinde 93, Türkiye’de ise bu rakam 2018 yılı için 90’dır. Ayrıca can kayıplarının yanında önemini yitiriyor olsa da trafik kazaları sonucunda ortaya maddi kayıp da vardır. Bizim bu sayı’yı Avrupa Birliği standardının altına çekmek hedefimizdir. 2018 yılı için bu rakam 46,5 milyar TL seviyesindedir. Bütün bunları anlatmamdaki meramım şudur. Elimizde büyük, küresel ve can yakıcı bir sorun var. Türkiye’de neredeyse her ailede trafik sebebiyle yaşanmış bir acı var. Öte yandan bu konuda son yıllarda attığımız adımlar ve elde ettiğimiz olumlu sonuçlar var. Bunlar sadece anlık sonuçlar değil, esas itibarıyla elimizde olumlu bir trend var. Bu kampanyalarla, bu ödül törenleriyle, bu eğitim açılışlarıyla esas itibarıyla yapmak istediğimiz, buna ilişkin farkındalığı arttırmaktır. Trafiğe çıkan her vatandaşımız, böyle bir derdimizin olduğunun ve katkılarını beklediğimizin farkında olsun. Meramımız budur. Ayağımızı gazdan biraz çekmek, direksiyon başındayken elimizi cep telefonundan çekmek, şu emniyet kemerini takmak ve yoldan karşıya geçmeye çalışan bir yaya görünce durmak. İnanın bu 4 hareket, bütün meselemizi çözecektir. Ben bugün, trafik güvenliği konusunda umut doluyum. Gidecek çok yolumuz, alacak çok mesafemiz olduğunun elbette ki farkındayım. Ancak iyi bir ivme yakaladık. İyi bir heyecan yakaladık. İnşallah hem sizlerin hem de tüm vatandaşlarımızın katkılarıyla bunu daha yukarılara çekeceğimize inanıyorum."

Konuşmalar sonrasında, TRT Ankara Radyosu Çoksesli Müzikler Çocuk Korosu konseri ve ardından "slogan, afiş ve görsel tasarım" alanında dereceye giren yarışmacılara ödülleri verildi. Tören sonrası, protokol ve dereceye giren vatandaşlar hatıra fotoğrafı çektirdi.

Törenin düzenlendiği salondan ayrılırken, bir gazetecinin sorusuna cevap veren Bakan Soylu, "(Belediye seçimlerindeki mevzuat karışıklıklarına ilişkin) Kanun açık, mevzuat neyse o doğrultuda işlem yapılacak" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.