Basralı Ömer ve bir Japon’un verdiği ders

“Bir öğretmenin başarı öyküsü” başlıklı yazımla, güzel bir örnekle bir teşvik olsun diye düşünmüştüm. İlgili kamuoyu ve eğitimci öğretmen dostlarımızdan çok olumlu tepkiler aldım. Bu yazımı da gene hepimizin çok önem verdiği eğitime ayırıyorum.

Yeni yetişen gençlerimiz, okullarda okuyan çocuklarımız için ibret yüklü çok dersler çıkartabileceğimiz Basralı Ömer ve Bir Japon’un hikâyesini başlayabiliriz.

Irak nere, Basra nere, Japonya nere demeyin?

Çok alakalı…

Öyle alakalı ki, yaşanılan iki olayın acı hikâyesini öğrendikten sonra, insan olarak bu ülkenin bir vatandaşı olarak içimizin burkulacağı, yüreğimizin sızlayacağı çok düşündürücü dersler çıkartacağımız yaşanmış gerçek iki olayı paylaşacağım.

Basralı Ömer’in hikâyesini Aydın 24 yazarlarından terör uzmanı Metin Akoğlu’ndan öğrendim.

ABD 2003 yılında Irak’ı, kimyasal silahları olduğu, Saddam Hüseyin’in bölge ve dünya barışını tehdit ettiği, Irak’ta demokrasi ve insan hakları olmadığı gibi gerekçelerle, diktatör Saddam’ı devirerek Irak’ı işgal eder.

Irak’a barış, insan hakları, özgürlük ve demokrasi getireceklerini söyleyen Amerikalılar kan, zulüm, gözyaşı, vahşet kustu.

Gözleri petrolden başka hiçbir şey görmeyen Amerikalıların insanlık dışı emperyalist duygularla Irak’ı işgal etmesinin faturasını halk ödedi. 1milyondan fazla insan hunharca öldürüldü, 4 milyondan fazla insan göçe zorlandı,100 bin kadın tecavüze uğradı.

30 bin mavi çapar gözlü çocuğun dünyaya geldiğini bir hatırlayın, bir düşünün… Anasını, babasını, ayaklarını kaybetmiş ve canından başka kaybedecek bir şeyi kalmayan Basralı Ömer’in dünyaya çığlığına kulak verelim.

Ben Basralı Ömer,

Belki haberin yoktur diye yazıyorum mr Franks!

Önce demokrasi yağdı göklerinizden,

Sonra özgürlük geçti üstümüzden palet, palet…

Ve insan hakları..

Namlulardan

Saniyede bilmem kaç adet

Bizim eve de isabet etti.

Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın

Tam on sekiz adet insan hakları saymışlar

Vücudunda babamın

Annem yoktu zaten…

İkinci hikâyemiz ise rahmetli Turgut Özal’ın 8.Cumhurbaşkanı olduğu dönem. Özal’ın başkanlığında “Eğitimin sorunları ve çözüm yolları” konulu Milli Eğitim Bakanlığında üst düzey bürokratların katıldığı bir toplantı yapılır. Toplantıya Japonya’dan da üst düzey bir yetkili katılır. Japon’a bizimkiler sorar, “Japonya’nın kalkınmasını sağlayan eğitim sisteminde neler yaptınız da dünyada başarı sağlayacak sonuçlara ulaştınız?” diye.

Japon yetkili anlatmaya başlar.

“Biz çocuklarımızı ilkokula başlamadan önce ülkenin bilim ve teknoloji merkezlerini gezdiririz.

Sonra Honda, Toyota, Canon, Sony, Daıkın, Panasonic gibi dünya çapında marka değeri yüksek sanayi tesislerini gezdiririz. Çocukların zihin ve ruh dünyasında bir şoklama yaparız.

En sonunda 2. Dünya Savaşında Amerikalılar tarafından atom bombası atılan Hiroşima’ya götürürüz.1945 yılından beri bir tek ot bitmeyen, bir tek canlının yaşamadığı hayatın olmadığı Hiroşima’yı gösteririz. Çocuklarımıza eğer sizler çalışıp eğitimde teknolojide, ekonomi ve sanayide gelişip kalkınamaz isek tekrar bu tür milli felaketleri yaşamamız kaçınılmazdır.”

Tam o sırada Türk bakanlık yetkilisi de söze atılır ve:

“Bizim Japonya’daki gibi Hiroşima’mız yok ki” der.

Japon’un ders verici adeta tokat gibi yüzümüze kulağımıza yapışan cevabı çok ilginçtir.

“Sizin Hiroşima’yı kırk defa geçecek 250 bin şehit verdiğiniz Çanakkale Zaferiniz var. 90 bin şehit verdiğiniz Kars Sarıkamış’ınız var. Kurtuluş Savaşında Sakarya’nız, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’ınız var.”

Eğer biraz vicdan, biraz tarih, biraz ülkemiz ve bölgemiz coğrafyasında yaşanan olaylardan ders çıkarabiliyorsak, Basralı Ömer’in kaderini biliyorsak, Japon eğitim otoritelerinin kulağımıza küpe olacak sözlerinden dersler çıkartmıyorsak Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un “kıyameti kopartmamız lazım” şeklindeki çırpınışına hiç gerek yok. Çünkü kıyametin kopuşunu kendimiz hazırlıyoruz

Kalın sağlıcakla.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum