Bir seçim klasiği

Şurada yaklaşık 1 ay gibi bir zaman kaldı 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere. Siyasi parti liderlerinin sahaya inmesiyle birlikte meydanlar ısınmaya başladı.

Siyaset kültürümüzde seçimler için bir demokrasi şöleni, bir bayram havasında, barış, huzur ve kardeşlik içinde geçmesi temenni edilirdi. Biz de aynı temenniyi ederken Aydın’da halkın gözlemleri ve vatandaşın bu bayram havası adeta bir şölen, düğün havası dedikleri seçim etkinliklerine bakışının nasıl olduğunu anlamaya çalışacağız.

Siyasi partiler ve onların belediye başkan adayları, şehrin işlek caddelerine koydukları giydirilmiş, propaganda arabalarının ortalığı yıkan son ses müziklerinden bir düğün dernek işi olduğunun işaretini veriyorlar.

Sıra sıra dizilmiş otobüsler… Her otobüste çeşit çeşit adayların büyük boy fotoğrafları, film artisti gibi botokslu fotoğraf pozları...

Adaylar haklılar tabi. 5 yılda bir görücüye çıkıyorlar. İyice beğenilmesi ve ses getirmesi lazım.

Sonra ;

Bütün sokaklara atılan, pazaryerleri, çarşı ve kaldırımlar...

Sonra ;

Bütün araba camları.. bütün ev, işyeri kapılarına sokuşturulan cicili bicili broşürler...

Kahvelerde, parklarda masa üzeri her yerde saçılmış vaziyette.

Broşürlerde neler yok ki..!

Bol kese vaatler...

Çalışan kadınlar, gençler, emekliler, neler neler..

Çay, çorba ne olacak. Onların lafı mı olur?

Su paraları ucuzlayacak. En pahalı suyu, Aydın halkına içirdiler.

Aynı şeyi İzmir B.Ş.B.Adayı Hamza Dağ da söylüyor..

Ankara B.S.B.B.Adayi .. Altınok da ; "En pahalı suyu Ankara halkı içiyor " diyor.

Kimisi emekliye ücretsiz seyahat ettireceğim diyor.

Kimisi de emekliye en az 5 bin TL ekonomik yardım yapacağım diyor.

Hele evsizlere konut kampanyaları... arsalar vb kampanyalar...

Sanki açık artırmaya çıkmış vaadler kırıla gidiyordu.

Bu ara da adaylar ;

Sözüm söz, bu söz namus ve şeref sözü, ben asla yalan söylemem diyor. Çünkü, ben yalanı asla sevmem diyor.

Bütün cadde ve meydanlardaki müzik sesi ortalığı yıkıyor. Bütün köy, mahalle ve sokak araları da bu gürültülü müzikten nasibini alıyor. Ama bu bayram gibi olması gereken demokrasi şöleni içinde, esas özne olan halk pek yok.

Sanki, tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmadığı gibi mi bilmem, halkta o geçmiş yılların siyaset adına, kendi partisini tutma ve onun felsefesine...değerlerine göre büyük bir arzu heyecanla bir demokrasi yarışı şöleni havası yok.

Ne oldu bu halka? Bu insanlara? Neden heves, heyecan yoktu? Yoksa, ölu toprağı mı serpilmişti bu milletin üzerine.

Evet değerli okuyucu dostlarım;

Herkes bu seçimlerdeki suni, heyecansız, seçimlerle ilgili ne yapacağını birbirine soruyor.

Seçmenin kafası çok karışık... Hep aynı film, aynı demokrasi tiyatrosu der gibi...

Bir cenaze için gittiğim Aydın Bey Camisi’nde bir el dokundu sırtıma.

Bir baktım Aydın B.Ş.B den bir bürokrat. Döndüm arkama, usulca kulağıma eğilerek Ali bey, bu seçimde ne yapacağız demez mi? Şimdi onun sırası mı? Cenazeye gelmişiz. Şu meftaya önce son görevimizi yapalım dedim.

Görülüyor ki, şehrin yöneticilerinin seçiminde, esas özne olan halk yok ama seçilmemiş seçkinler seçim kaderini etkilemek gibi merakları da var, kendi statüleri için.

Doğruyu söylemek gerekiyorsa benim de kafam çok karışık. Seçmenin bu seçimlerde ne yapacağı ve yapmayacağı konusunda sürprizler yapacağı tahminim var.

Sebep ve sonuçları, sosyolojik, ekonomik, siyasi ve psikolojik pek çok dinamiği barındıran bu yerel seçimlerle ilgili bir gerçekçi bir analiz yapmak, göründüğü kadar kolay bir şey değil.

Sohbetlerinden ve ilminden feyz aldığım ADÜ’den bir akademisyen hocama açtım konuyu. İsmini yazmamı rica ederek bir 5- 10 dakikalık sohbetle ilkesel manada pek çok soruyu açıklık getirdi. Özetle; “Halkın bu seçimlerde ne yapacağı konusunda ben de zorlanıyorum. Çünkü, halk sessiz, çaresiz, pusmuş vaziyette seçim gününü bekliyor” dedi.

Hoca değerlendirmesine şu sözlerle devam etti:

“Yerel aktörlerin arasında geçecek bir seçim olmaktan öte, pek çok büyükşehirde 21 yıllık AK Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile diğer adaylar arasında geçecek gibi duruyor. Yani yerel karakter, genele dönüşmüş görünüyor.

Seçmen davranışlarının şekillenmesinde siyaset; ne ticarete, ne ziyarete benzer. Herkes affeder fakat seçmen gördüklerini, yaşadıklarını asla affetmez.

O seçim kabininin içinde geçen 1 dakika var ya, adeta geçmişin özetini, geleceğin de özetini içeren çok uzun bir zamanı ifade etmektedir.

Özellikle iddiasız adayların algı şovları sıradan seçmenin siyasete karşı umut ve güvenini aşağıya çekiyor. Çaylı çorbalı, kahve ve hediye paketleri seçmen kalbinde samimiyetsiz ve zamansız duygu istismarı davranışlar olarak gözleniyor. Algı sahtekârlıkları, kısaca halk diliyle bütün aday hileleri, seçmenin dünyasında bu işler bu kadar ayaklar altına düşmemeli serzenişini güçlendiriyor.

Her çeşit insan var. İnsan, kendisi dürüst olmasa bile, sebebi ne olursa olsun bir evin reisi gibi seçilecek belediye başkanı adaylarının; çalmayan, yolsuzluk yapmayan, partizanlık yapmayan, yalan söylemeyen, kapısı açık, her zaman ulaşılabilen, hiçbir ayırım yapmadan herkesi kucaklayabilen, samimi, çalışkan, dürüst insanlar olmasını ister.

En büyük hile, hilesizliktir aslında. Bu tür kandırmaca numaraları çok gördü halkımız. Algı numaraları, psikoloji ilmindeki illüzyon gibidir. Ama hiçbir illizyon kalıcı değildir.

Seçilirken halkı kandırmaya çalışan aday seçilince ne yapar? Her parmağında hile fışkıran hileci aday ancak toplumun felaketine parke taşı döşer!”

Çok eğitici ve ders verici bu değerli görüş, değerlendirmeleri için hocama teşekkür ettim.

Konuyu daha fazla uzatmadan büyük fikir ve dava adamı rahmetli Dündar Taşer’in şu sözünü hatırlatmak isterim:

“Bir geminin içindeki yolcuların çoğu tarafından alkışlanıp desteklenmek, o kişiyi geminin kaptanı olma vasfını kazandırmaz.”

Ben de diyorum ki;

Büyük gövdeye, büyük baş olmak için, o gövdeyi taşıyabilecek; Akıl, bilim, teknoloji, ehliyet, liyakat ve donanımla, vizyon sahibi, projeler üreten bir baş olmak lazım.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum