Bir şey yap, güzel olsun!

Bu günlerde doğum günümü tebrik eden kardeş, yakın akraba ve uzak yakın bütün gönül dostlarıma; iki satır, iki kelam teşekkür edeyim, sağlık içinde bu güzel yaş günümü paylaşanlara da aynı güzel dilek ve dualarımı ifade etmek istemiştim.

Ama gel gör ki, insan olarak şu 17- 18 gündür Orta- Doğu' da, Filistin Gazze' de yaşanan zulüm, katliam... insanlık dramı; hem bölgemizi, hem de dünyamızı cehenneme çevirdiler.

Bütün hür dünyanın önünde tanıklık ettiğimiz bu insanlık dışı vahşet, hem bir insan, hem de Müslüman bir vatandaş olarak hepimizi çok derinden üzmekte, bu fosfor bombalarının ateşi, ülkemiz Türkiye ve bütün bölgeye sıçrayacağı ihtimali çok yüksek görünmektedir.

İsrail'e destek adı altında, ABD’nin iki uçak gemisi, İngiltere'nin gelen uçak gemisi, Fransa Başkanı Macron'un "DEAŞ" bahaneli İsrail' e destek açıklamaları...

Yani tüm Batı... tüm sömürge düzenlerinin iki asırdır kaymağını yiyen bütün emperyalist Avrupa ülkeleri ve onların Ortadoğu’daki ileri karakolu, tetikçisi İsrail Başbakanı Şeron kasabanın; Ortadoğu'da sınırlar değişecek, yeni haritalar çizilecek" ifadeleri...

Artık, gözü kan bürümüş bu "Tek dişi kalmış canavarların" amaç ve niyetlerinin kesin belli olduğunu anlamamak, ya aptallık olur ya da çok saf dillik olur diye düşünüyorum.

Hele anne karnında cenin halinde doğmamış bir bebeğin, annesiyle beraber katledildiği vahşet...

Her gün televizyon haber kanallarının 6 bini bulan katledilen bebek, çocuk, kadın ve yaşlıların sanki istatistik bir emtia, bir eşya, sanki inşaat malzemesi gibi rakamları açıklıyor...

Yıkılan 31 camiden, yıkılan 17 kiliseden bahsediliyor...

Ya hastaneler, okullar?..

Her gün binlerce bombaların, füzelerin atıldığı bir avuç yer Gazze....

Zaten her taraf abluka altında...

Yardımlar çok kısıtlı.

Akaryakıt, gıda, yiyecek, sağlık malzemeler...

Bir an düşünün ameliyat olacaksınız. Hastanede elektrik, su yok. Temizlik hak getire. Bakteriler her yeri sarmış... Doktor yok, olanlar da çok zor koşullarda çalışıyor. Can güvenlikleri yok.. Personel yetersiz... Tarumar olmuş, yıkılmış bir binada sağlık hizmeti verilebilir mi?

Ortadoğu kazanı yüz yıl öncesinden cetvelle çizilen haritaların, sınırların halâ devam eden çok ağır sancıları olsa gerek... Bu acıyı, bu sancıyı yüreklerinde, vicdanlarına hisseden, içi burkulan bizler; cehenneme çevrilen bölgemiz ve dünyamızda yaşanan olaylardan etkileniyoruz.

Elime kalemi alıyorum, bir şeyler yazmak, güzel şeyler yazmak, okuyucularıma sağlık, mutluluk, huzur ve barış dolu, esenlik dolu duygu ve düşünceler yazmak, pozitif ifadelerin kelamını etmek istiyorum. Yazımda; umut ışıkları olsun, huzur, barış olsun, insanca yaşamak olsun istiyorum. Ama nafile, cam kırıkları var ağzımın içinde... Her gün kanıyor, canımı ve yüreğimi acıtıyor. Bendenizin de ayağına bir diken battı ise, o dikenin acısıyla epeyce bir topallıyorum.

İçimden, bir şeyler yazmak gelmiyor!

Çok şükür yürek adam, gönül dostları var!

Hali ahvali bilen, halden çok iyi anlayan gönül dostları var. Bunlardan bir üstad şöyle demiş:

“Dikkatli yaşayacaksın hayatı evlat!

Çünkü bu dünyada insandan çok şeytan var!”

Yazar Sabahattin Ali şu mesajı vermiş:

"Satın alınmayan şeyleri severim ben.

Deniz gibi, gökyüzü gibi, ay gibi, güneş gibi ve sevgi gibi.”

Anadolu'nun sesi, Türk Halk Müziğinin üstatlarından Aşık Veysel şöyle seslenmiş:

“Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın”

İnsan sayısı 8 milyarı bulan bu yaşlı, yorgun dünyada ve 85 milyonluk ülkemizde, bendeniz çöldeki bir kum tanesi bile değilim. Okyanuslardaki bir damla bile değilken, hepimizin içinde yaşadığı bir dünyada ve cennet vatanım Türkiye’de Ali Aksüt adında bir kişinin doğum günü, çok önemli bir durum olmasa da, yetmişine merdiven dayamış bu faniyi hatırlatmaları, güzel ifadeleri, bu fakiri ziyadesiyle mutlu etti. İnşallah ben de ömrüm boyunca, bu ilgi iltifat ve itibara hak eden bir insan olarak yaşarım. Kalan ömrümüzde, inşallah bu rahmet ve bereket diyarı topraklar gibi verimli ve hayırlı olur.

Şems-i Tebrizi’nin şu güzel sözleri hayat tarzımız olsun:

"Bir şey yap, güzel olsun.
Çok mu zor?
O vakit güzel bir şey söyle.
Dilin mi dönmüyor?
Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz.
Beceremez misin?
Öyleyse güzel bir şeye başla.
Ama hep güzel şeyler olsun.
Çünkü her insan ölecek yaşta…

Geç kalmayasın!"

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum