Bir tarihin yok olmaması için tek başına savaş veriyor

Bir tarihin yok olmaması için tek başına savaş veriyor

Kütahya’nın Şaphane ilçesinde Tarihi Ulu Cami’nin yok olmaması için savaş veren Tahsin Ünlü yetkililerden yardım istedi.Şaphane Merkezde bulunan Koca Seyfullah (Ulu) Cami’nin dışarıdan bakıldığında ta...

Kütahya’nın Şaphane ilçesinde Tarihi Ulu Cami’nin yok olmaması için savaş veren Tahsin Ünlü yetkililerden yardım istedi.

Şaphane Merkezde bulunan Koca Seyfullah (Ulu) Cami’nin dışarıdan bakıldığında tarihi değerini yitirmiş normal bir bina şeklinde olmasından çok rahatsız olduğunu dile getiren Tahsin Ünlü, cami olmadan önce de geçmişi bulunan bu eserin acil restore edilmesini yetkililerden talep etti.

Ünlü, ’’26 yıldır bu caminin tekrar eski haline dönüştürülmesi için mücadele ediyorum. Selçuklu dönemine ait işleme ve eserlerin çok net görüldüğü caminin yapılış tarihinin 1490 diye yazılması ve Mimar Sinan yaptı denilmesi kabul edilebilir değildir. Mimar Sinan’ın doğum tarihine bakıldığında 1489 olduğu görülmektedir. Camimizin girişinde yapılış tarihi 1490 yazmaktadır. Henüz 1 yaşında Mimar Sinan’ın bu eseri yapmadığı gün gibi ortadır. Zaten cami içerisinde bulunan işlemeler, tavan süslemeleri ve minber süslemeleri Selçuklu dönemine aittir. Buradan da anlaşılacağı gibi halkımız yanlış bilgilendirilmiştir. Konuyla ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğüne gerekli müracaatları yapmama rağmen henüz bir sonuç alamadım. Dönem içerisinde Caminin dış yüzeyinde bulunan Selçuklu süsleme sanatına ait eserler, geçmiş belediyelerimiz tarafından son derece acımasızca üzeri beyaz badana yapılarak kapatılmıştır. Geçmişte dış yüzeyin süslemeleri elimdeki var olan fotoğraflarla mevcuttur. İstenildiğinde yetkili mevkilere vermeye hazırım. Ayrıca camimizin ilgisizlikten dolayı sütunlarında dökülmeler mevcuttur. Dünya kültür mirasına aday olmaya layık olan Şaphanemizin tek tarihi eserini korumak hepimizin görevi olmalıdır’’ dedi.

Tahsin Ünlü, ’’Cami içerisinde bulunan, 700 yıllık olduğu söylenen tarihi saatin camimizden bir dönem götürülmesi sonucu başlattığım hukuki süreci kazanıp, 6 yıl sonunda saati yine ait olduğu Ulu Camimize kazandırdım. Saatin aslında daha fazla tarihe sahip olduğu, bu konuda da halkın yanlış bilgilendirildiği kanaatindeyim. Fransız yapımı olduğu iddia edilen saatin doğu yapımı olduğu, ancak Fransızlar tarafından ahşap işçiliğinin yapılıp üzerine Fransız malı yazılması ile bir aldatmacanın olduğu aşikardır. Fransa’dan gelen iki tarihçi bayan saat üzerinde yaptıkları incelemelerde samimi itiraflarda bulunmuşlardır. Bundan 700 yıl önce Fransa’da sadece çobanlık yapıldığı ve böyle bir saatin iç tasarımı ve teknik bilgisinin olmasının mümkün olmadığını açıkça beyan etmişlerdir. En büyük arzum bin 200’lü yıllarda Alaeddin Keykubad tarafından ibadete açılan, ancak daha öncede farklı şekillerde hizmet verdiği belgelerle ortaya çıkan bu dünya kültür mirası olabilecek camimizin acil olarak restore edilip eski haline dönüştürülmesidir. Devlet yetkililerimizden bu konuda yardım rica ediyorum’’ ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.