Spor kültürünün gelişmesiyle bireysel alanda yapılan aktiviteler yaygınlaşmaya devam ediyor. Özellikle son dönemlerde AVM’lerde başta olmak üzere bir çok ilçede spor salonu yatırımları hız kazandı. Vatandaş, vücut geliştirme, zayıflama gibi amaçlarla spora yöneliyor. Bir salonda spora başlamak isteyen üyeler ortalama yıllık 2 bin TL’yi gözden çıkarmak zorundalar.

Fiziksel performans uzmanı Selçuk Değirmenci İHA’ya yaptığı açıklamada insanların egzersiz merkezine gittikleri zaman, belirli bir amaç edinmeleri gerektiğini söyledi. Kişinin fiziksel uygunluk kriterlerinin test aşamalarından geçerek, ona uygun program oluşturulmasına da vurgu yapan Değirmenci, kişinin daha sonra hem sağlıklı hem de fit hale gelebildiğini belirtti.

“Ortalama olarak bir spor salonunun 2 bin TL civarı bir yıllık maliyeti bulunuyor”

Değirmenci, popüler kültürün etkisiyle insanların spor salonlarına rağbet gösterdikçe spor salonu ücretlerinin arttığını söyleyerek, “Ortalama olarak bir spor salonunun iyi bir egzersiz alanı varsa 2 bin TL civarı bir yıllık maliyeti bulunuyor. Bu durumun ek olarak yaşam koçu ücreti de var” dedi.

“İnsanlar egzersiz yapmaya karar vermeden önce bir amaç belirlemeleri gerekiyor”

İnsanların egzersiz yapmaya karar vermeden önce bir amaçlarının olup olmamasına dikkat etmeleri ve bir amaç belirlemeleri gerektiğinin altını çizen Değirmenci, “Amaç olmadan gidilen bir egzersiz merkezinde daha çok sıkılıyorsunuz. Orada bir işin olmadığını düşünüyorsunuz. Spor salonları da bu duruma şu şekilde etki ediyor. Bir spor merkezine kayıt oluyorsunuz, ölçüm ve belirli testler yapıldıktan sonra size anlamadığınız bir antrenman programı teslim ediyor. Bu programı makinalar üzerinde uygulamaya başlıyorsunuz. Bir süre sonra kendinizi oraya ait olmadığınızı hissediyorsunuz. Genelde kimse sizle ilgilenmiyor. Ne şekilde egzersizin size faydasının olacağını bilmiyorsunuz” diye konuştu.

“Bir yaşam koçuyla çalışmak kişiyi olumlu etkiliyor”

Bir yaşam koçuyla çalışmanın bu etkilerin olumsuzluklarını olumluya hale dönüştürdüğünü sözlerine ekleyen Değirmenci, “Sizinle, ilgilenen birisi oluyor. Yapılan testlerle genel yapınızı okuyabilen, bunun üzerine sosyal ve iş yaşantınızda size olumlu etki edebiliyor” ifadelerini kullandı.

“Fit olmak sağlık getirmiyor, ama sağlıklı olursanız fit de olabiliyorsunuz”

İnsanların genellikle fit olmak için egzersiz merkezlerine geldiklerini dile getiren Değirmenci, “İşin doğrusu sağlıklı olmak için geliyorlar. Fit olmak sağlık getirmiyor, ama sağlıklı olursanız fit de olabiliyorsunuz. İnsanlara bunu doğru bir dille ve yaptığınız çalışmalarla anlatmanız geliyor. İnsanların daha bilinçli olması lazım. Bir egzersiz merkezine gittikleri zaman, belirli bir amaçlarının olması gerekiyor. Herkesin programı o kişilere özel olmalıdır. Kişinin fiziksel uygunluk kriterlerinin test aşamalarından geçilmesi gerekiyor. İnsanlar gittikleri spor merkezlerinde mutlaka bu durumu sormaları gerekiyor. Daha sonra kişi hem sağlıklı hem de fit hale gelebiliyor.

“Fiziksel aktivite hayatımızın her alanında doğal olarak olması gereken bir şey”

Fiziksel aktivite hayatımızın her alanında doğal olarak olması gereken bir şeydir. Eskiden insanlar avlanmak için fiziksel aktivite yapıyordu. Ama şuanda öyle bir durum söz konusu olmadığı için, sadece sağlıklarını koruyabilmek ve fit olmak için egzersiz yapıyorlar” şeklinde konuştu.

“Fiziksel aktiviteyi hayatınızdan çıkarmamanız gerekiyor”

Fiziksel uygunluğun bu tüm süreçlerin ardından gerekli bir hale geldiğini belirten Değirmenci, “Çünkü herkesin belirli bir iş temposu bulunuyor. Herkesin bir sosyal hayatı var. Bu olanaklarda herkesin bir performans sergilemeleri gerekiyor. Bunun içinde bir antrenman yapılması gerekiyor. Bir kere biz fiziksel aktiviteyi geçici bir hale getirmememiz gerekiyor. Aylarca veya yıllarca yapılan belirli bir süre devam eden fiziksel aktiviteler bırakıldığı zaman, 11 gün içinde fizyolojik olarak vücut sıfırlanabiliyor. Bu durumun olmaması için de fiziksel aktiviteyi hayatınızdan çıkarmamanız gerekiyor” dedi.