CHP Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatını kurabilir mi?

CHP’nin 37. Olağan Kurultayında 13 maddelik bir sözleşme sunumu yapıldı ve oybirliği ile kabul edilmişti. Sözleşmenin mottosu; Yeni bir anayasa ve parlamenter sisteme geçiş oldu. Bunun gerçekleşmesi benim de en büyük arzumdur.

Bildirgenin son maddesinde “ORTADOĞU’YA BARIŞ GETİRECEĞİZ" deniliyor.


Bu amaçla; “Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı” kurulacak. Akılcı, barışçıl, uluslararası hukuka önem veren bir dış politika izlenecek. Bölge merkezli dış politika anlayışından yola çıkarak kurucu üyelerinin Türkiye, İran, Irak ve Suriye olan bir Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı (OBİT) kurulacak. Altta yatan petrol, üstte yaşayan vatandaşların kaderini değiştirmiştir. Komşuda yangın varsa sizde huzur olmaz. Biz Ortadoğu'ya barış getireceğiz. Bütün Ortadoğu'yu kucaklayacağız. Ortadoğu halkları ile birlikte barışı ve huzuru sağlayacağız”  cümlesi ile bitiyor.

Projeniz çok güzel, uluslararası hukuk vurgusu projeden de güzel ve bunun gerçekleşmesi bölgeye huzur ve mutluluk getirir. Bölge ülkelerinin ekonomileri canlanır ve refah artar…  

Tam bu noktada CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’ndan şu soruların yanıtını almak isteriz.

Siz,  bir gün iktidar olduğumuzda anlayışından yola çıkararak ile ilgili hiç kafa yordunuz mu? Ortadoğu, Kafkaslar, Rusya ve Balkan politikası

Şam, Bağdat, Tahran, Bakü’ ve Moskova’ya bir ziyarette bulunmayı düşündünüz müydü?

Neden 11 yıl önce değil de çevremiz kan gölüne dönüp hudut değişikliklerinin gündeme geldiği bir dönemde bu projeyi şimdi ortaya attınız.

Çok manidar değil mi?

Kafanıza taş mı düştü?

Bunu bilmek istiyoruz.

Yoksa yeni dönem için Eşbaşkanlık size mi verildi?

BOP Eşbaşkanlığı kapsamında, ABD’ye verilen sözler gereği olarak AKP iktidarınca TBMM getirilen 1 Mart 2003 Irak tezkeresi; Sayın Deniz Baykal’ın Genel Başkanlığını yaptığı CHP’nin olağanüstü gayretleri ile reddedilmişti. Tezkerenin reddi Ortadoğu halkları üzerinde ve Arap dünyasında Türkiye’ye büyük bir itibar kazandırmıştı!

Tezkerenin TBMM’de reddedilmesi bölge halkları tarafından sevinçle karşılanmış olmasına rağmen ABD nezrinde kabul görmediğini,   aksine intikam almaya dönüştüğünü hepimiz yaşamadık mı?

CHP liderine, MHP’nin milletvekillerine kasetler uydurulduğunu, Askerimizin başına çuval geçirme operasyonlarının yapıldığını, Ordumuzun gözbebeği komutanlarının Ergenekon ve Balyoz operasyonları ile itibarsızlaştırıldığını, Ordumuzun motivasyonunun düşürüldüğünü, birliğinin başına çuval geçirilmesine sessiz kalan(ki, bence bu çuval Devletimizin başına geçirilmişti) ve daha sonraki günlerde Balyoz davası için söylediği “Kasaptaki ete soğan doğramam” diyen ve daha sonra da bu sözler için “Dilim kurusaydı da söylemeseydim” diyen Genelkurmay Başkanlarını unuttuk mu?

İsrail, ABD, AKP, FETÖ ortaklığı ile ülke içinde bu operasyonlar yapılırken;

Silahlar, Bombalar, savaşlar, katliamlar, terörize edilmiş topraklar, işgaller, ilhaklar, 1991 birinci körfez savaşından bu yana 3 milyon insanın öldüğü, bunun iki katı insanın yaralandığı, 400 bin istenmeyen çocuğun dünyaya geldiği,  koluna, kalçasına, dizine ve topuğuna protez takılmış insanlar, göçler, 40 yaş altındakilere Mescid-i Aksa’da Cuma Namazı kılma izni verilmeyen ve kendi topraklarında mülteci gibi yaşayan Filistinliler, Iraklılar, Suriyeliler, Lübnanlılar, Yemenliler ve de Libyalılar ihanetler ve daha niceleri reva görülmüş Ortadoğu halkları; şarkıların dilinde, şairlerin dizesinde güzel ama silahların gölgesinde cehenneme döndürülen topraklarda yaşamaya mahkum ediliyorlarken;

“Yeni CHP” ve onun seçilmiş lideri, geçmişten günümüze MYK ve Parti Meclisleriniz;  İran, Irak ve Suriye ile ilgili hangi politikaları üretmiştiniz?

 Lübnan İç Savaşı'nda ölen bir çocuğun kanıyla duvara yazdığı gibi; ''Acılarımızın hesabını emperyalizmden soracağız!'' diyen ülkenin insanlarına dokunabildiniz mi?

Yaktı... Kavurdu içimizi... Şehir bir kez daha göklere uçtu... Kelimeler yetersiz... Beyrut bir defa daha öldürüldü… Ancak  Feyruz yeniden anlatabilir bu duyguları....denilen ülkeye bir taziye ziyaretinde bulunmayı düşünmüş müydünüz? Düşündüyseniz eğer, kim veya kimler engelledi?

AKP genel Başkanı da gitmemişti, bakanlarını gönderdi!

Irak’ın işgal günlerinde Ömer isimli Basralı bir genç, ABD işgal kuvvetlerinin Irak’taki Komutanı General Tommy Franks’e bir mektup gönderir.

                                                           “Ben Basralı Ömer,

Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks önce demokrasi yağdı göklerimizden
Sonra özgürlük geçti üstümüzden palet… palet…
Ve insan hakları
Namlulardan
Saniyede bilmem kaç adet
Demokrasi bizim eve de isabet etti
Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın
Tam on sekiz adet insan hakları saymışlar
Vücudunda babamın

Annem yoktu zaten.

Ben doğarken ilaç yokluğundan ölmüş

Ambargo falan dediler ya
Anlamadım çocukluk aklı işte

Sizde de barış böyle midir Mr. Franks?
İnsan hakları çocukları yetim
Ve ayaksız bırakır mı orda da?
Düşer mi ayın kan gölüne aksi?

Güpegündüz düşer mi pazaryerine demokrasi?
Zenginlik insanları korkudan uykusuz bırakır
Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da?

Babamla mırıldandığım son dua dilimde
Ayaklarım hastanede
Ve giymeye kıyamadığım çoraplar kaldı elimde
Çocukların var mı Mr. Franks?
Al oğluna götür onları bari işe yarasın
Kim bilir belki baktıkça
Bazen beni hatırlarsın
Bu nasıl demokrasi Mr. Franks
Düştüğü yeri yaktı
Merhamet hür dünyaya
Bu kadar mı IRAK’TI?”

“Bu zulüm yerde kalmaz

Yemin olsun ki asra.

Önce mevtül insanlık

Sonra harabül Basra”

Anasını, babasını ve ayaklarını kaybetmiş, canından başka kaybedecek bir şeyi kalmayan Basralı Ömer’in, korkusuzca yukarıdaki satırları yazabilmiş olması hür dünyaya çığlıktı… Feryattı… Direnişti… Savaşmaktı…

Şimdi size sormak istiyorum.

Irak ve Suriye’deki bu feryadı, bu çığlığı duymuş muydunuz?

2011 de Katar, ABD ve İsrail destekli bir projeyi dikte ettiriyor.  Proje şudur; S.Arabistan, Ürdün, Suriye üzerinden Türkiye’ye Doğal Gaz Hattı çekilecek. Bunu Ülkemizin en saygın enerji uzmanı ve sizin de enerji danışmanınız Sayın Necdet Pamir sürekli dile getirmişti…

Suriye, haklı olarak buna karşı çıkmış, benim bölgedeki müttefikim İran’dır. Ben İran’ın gazını Akdeniz’e çıkaracağım dedi ve olanlar da ondan sonra oldu.

Katarlıların Türkiye sevgisini o günlerde kavrayabilmiş olsaydınız eğer, konu tank palet fabrikasına asla gelemezdi!

Hiç eğip bükmeyelim, Ortadoğu’da AKP’nin oynadığı oyunun bir parçası oldunuz.

Haçlılarla birlikte hareket eden İhvancı İslamcılar, 9 yılda Suriye’yi bu hale getirdiler. Bildiğiniz halde bunu dile getirmekte geciktiniz. Suriye direniyor. Hafız Esad’ın oğlu direniyor. Emperyalizme karşı var olma savaşı veriyor. Tıpkı bizim Kurtuluş savaşında verdiğimiz gibi.

Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Lübnan’da verilmekte olan savaşın adı da kurtuluş savaşıdır.

Sizler; Türkiye’de iktidarın alternatifisiniz. Çevremizdeki ülkelerle diyalog içinde olmak vatan hainliği değildir.

İran, Irak, Suriye ve Lübnan’a ziyaret edebilmeliydiniz.

Gelecekte Türkiye’yi ben veya bizler, arkadaşlar, ortaklarımızla yöneteceğiz diyebilmeliydiniz!

Ambargolar altında ezilen İran halkıyla birlikte olduğunuzu da gösterebilirdiniz. O ülkelerin devlet adamlarıyla görüşebilmeliydiniz. Biz ülkemizin geleceğiyiz. Geçmişteki uygulanmış hatalı politikaların tarafımızdan telefi edilecektir sözleri; o ülke liderlerini cesaretlendirir, güçlendirir ve gelecekte sizinle kontak kurma hafızasına sahip olurlardı!!!

Bunların hiç birisini yapmamış olmak bir tercihtir.  

O zaman önermek istediğiniz Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’na; ülkesinin birden fazla bölümü işgal edilmiş, Fırat’ın doğusunu da kaybetmek üzere olan Hafız Esad’ın oğlu neden katılsın?

Siz o adamlara ne verdiniz de ne alabileceğinizi düşünüyorsunuz?  

Devlet ciddiyeti içinde geçecek ziyaretleri, iç politikada iktidara malzeme vermekten ve de ABD’den korkmadığınızı gösterebilmek adına yapabilmiş olsaydınız, çok sevdiğiniz CHP’nin Genel Başkanlığı da uhdenizde kalmak üzere, Ülkemizin gelecekteki Lideri de olurdunuz!

Yoksa siz,  tıpkı bize Sayın Ekmeleddin İnsanoğlu için  “Tıpış tıpış” oy vereceksinizde olduğu gibi İran, Irak, Suriye Liderlerinin tıpış tıpış Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatına (OBİT) katılacağını mı düşünüyorsunuz?

Kendilerini tanımaktan büyük onur duyduğum rahmetli Bahtiyar Vahapzade’nin dediği gibi;

Mum eğer yanmırsa yaşamır demek, Onun yaşamağı yanmağındadır."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum