Çocuklarda el, ayak, ağız hastalığına dikkat

Çocuklarda el, ayak, ağız hastalığına dikkat

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Kutlu, özellikle 5 yaşın altında çocuğu olanların karşılaşma ihtimalinin daha fazla olduğu el, ayak, ağız hastalığından korunmak için hem evlerde, hem de okull...

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Kutlu, özellikle 5 yaşın altında çocuğu olanların karşılaşma ihtimalinin daha fazla olduğu el, ayak, ağız hastalığından korunmak için hem evlerde, hem de okullarda hijyen konusunda dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

Özellikle 5 yaşın altında çocuğu olanların karşılaşma ihtimalinin daha fazla olduğu el, ayak, ağız hastalığı birçok kişinin belki de adını bile duymadığı bir sorun. Yaz sonu ve sonbaharda görülme sıklığında artış yaşanan bu hastalık, son yıllarda daha çok karşılaşılan bulaşıcı çocuk hastalıklarından biri.

Acıbadem Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Kutlu, öncül belirtilerinin arasında ateş ve boğaz ağrısı gibi çok yaygın şikayetlerin olmasının hastalığın grip ya da üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla karıştırılmasına neden olduğunu söyledi. Kutlu, “Bağışıklık sistemi tam olarak gelişmediği için çocukluk döneminde sıklıkla enfeksiyon hastalıklarına rastlanabiliyor. Bunlardan biri de yüksek ateş nedeniyle hastaneye başvuruyu zorunlu kılan el, ayak, ağız hastalığı. Ancak, özellikle son yıllarda adından sıkça söz edilen bu hastalık ne yazık ki yeterince tanınmıyor. Bununla birlikte belirtilerinin de üst solunum yolu enfeksiyonları, su çiçeği ya da kabakulak gibi farklı hastalıklara benzemesi de tanının gecikmesine neden olabiliyor” dedi.

El, ayak, ağız hastalığının bulaşıcı olması nedeniyle okulların açılmasıyla birlikte artış yaşanma riskinin olduğuna dikkat çeken Kutlu, hem evlerde, hem de okullarda hijyen konusunda dikkatli olunması gerektiğini ve düzenli olarak ellerin yıkanması gerektiğini ifade etti.

2-10 yaş arası çocuklarda daha sık

Enterovirüs ailesinden virüslerin neden olduğu hastalığın daha çok 2-10 yaş arası çocukları etkilediğini kaydeden Kutlu, “Genellikle çocuklarda görülmesine rağmen zaman zaman erişkinlerde de ortaya çıkabiliyor. Ancak çocuklar hastalığa neden olan virüse maruz kaldıklarında hastalığa karşı bağışıklık geliştiriyor. Dolayısıyla 10 yaş üzerinde nadiren görülüyor. Solunum yolu, tükürük, yakın temas ya da dışkı yoluyla yayılıyor. Yüksek oranda bulaşıcı olması nedeniyle de hastalık salgına dönebiliyor. Virüsün vücuda girmesinden sonra hastalığın tipik belirtileri oluşmadan önce genellikle ateş, halsizlik, iştahsızlık, kırgınlık gibi grip benzeri belirtiler sonrasında boğaz ağrısı gözleniyor” açıklamasında bulundu.

Bu dönemde ebeveynlerin genellikle düşmeyen ateş ve boğaz ağrısı nedeniyle hastaneye başvurduklarını anlatan Dr. Hakan Kutlu, belirtilerin çoğunlukla üst solunum yolu enfeksiyonu ile karıştırıldığına dikkat çekerek, “Günler geçtikçe önce damakta sonra el ve ayaklarda, kalçada su çiçeğine benzer içi su dolu kırmızı kabarcık şeklinde döküntüler ortaya çıkıyor. Ateş birkaç gün ve döküntüler 7-10 gün içerisinde iyileşmeye başlıyor. Ancak hastanın virüsü bulaştırma riski döküntülerin olduğu dönem en yüksek seviyeye ulaşıyor. Hastalığın virüslerden kaynaklanması nedeniyle antibiyotik tedavisine gerek duyulmuyor. El, ağız, ayak hastalığının özel bir tedavisi bulunmuyor. Daha çok şikayetleri gidermeye ve hastayı rahatlatmaya yönelik ilaç tedavisi uygulanıyor” diye konuştu.

Riski azaltmak için el hijyeni şart

İyileşme sürecinde yatak istirahati ve bol sıvı tüketiminin önemine işaret eden Kutlu, “Ağız içindeki aftlar ve bademciklerdeki kızarıklık nedeniyle yemek yemek işkence haline gelir. Bu durumda katı yerine taze meyve suyu, yoğurt, ayran, çorba gibi sıvı gıdalar tercih edilebilir. Dondurma ya da soğuk içecekler rahatlama sağlayabiliyor. Ancak baharatlı ve tuzlu gıdalardan kaçınmak gerekir. Hastalık yüksek oranda bulaşıcı olması nedeni ile özelikle çocukların bu dönemde kreşe veya okula gönderilmemesi önem taşıyor. Ayrıca, evin sık sık havalandırılarak temiz hava girmesi şart. Okul ve kreşlerde yüzeylerin temizlenmesi gerekiyor. Ellerinin sık sık yıkanması gerekli hijyen kurallarına uyulması el-ayak-ağız hastalığının bulaşma riskini düşürüyor” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.