Doç. Dr. Özalp: "Boyun fıtığında mikrocerrahi ile hastalar daha çabuk iyileşiyor"

Doç. Dr. Özalp: "Boyun fıtığında mikrocerrahi ile hastalar daha çabuk iyileşiyor"

Beyin ve Sinir Cerrahı Doç. Dr. Hakan Özalp, boyun fıtığı ameliyatlarının artık mikrocerrahi yöntemiyle yapıldığını ve doku hasarının çok aza...

Beyin ve Sinir Cerrahı Doç. Dr. Hakan Özalp, boyun fıtığı ameliyatlarının artık mikrocerrahi yöntemiyle yapıldığını ve doku hasarının çok aza indiğini belirterek, hastaların da çabuk iyileştiklerini söyledi. Bu yöntemle komplikasyonların yüzde 1'in altına düştüğünü de vurgulayan Özalp, "Halk arasında şehir efsanesine dönen komplikasyonları büyük ölçüde görmüyoruz" dedi.

Covid-19 pandemisi nedeniyle değişen yaşam tarzıyla birlikte hareketsizliğin çok sıklaşması sonucunda boyun fıtığı şikayetleri arttı. Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Doç. Dr. Hakan Özalp, yaptığı açıklama ile artan boyun fıtığı şikayetlerine müdahale ettiklerini belirterek, boyun fıtığında uyguladıkları tedaviyi anlattı.

"Hastaların yüzde 5'inde ameliyat gerekiyor"

Boyun fıtığının, ilerleyen yaşlarda omurlar arası yük taşıma ve dağılımı görevi yapan jel kıvamındaki disklerin su kaybederek dejenere olması ve bu özelliklerini kaybetmesi ile başladığını anlatan Doç. Dr. Özalp, "Önceleri boyun ve sırt ağrısı ile kendini gösterirken ilerleyen dönemlerde kendini saran zar şeklindeki kılıfında dışarı çıkarak sinir ve omurilik basısına bağlı bulgular verir. Bu hastaların büyük çoğunluğu antiinflamatuvar ilaç tedavi ve boyun kaslarını güçlendirici egzersizlerle haftalar içinde düzelirler. Bu hastaların sadece yüzde 5 civarındaki bir kısmına ameliyat gerekmektedir. Bu grupta ağrısı geçmeyen, güç kaybı gelişen, yürüme güçlüğü gibi omurilik hasarı bulguları olan hastalar yer alır. Kısaca bu ameliyatların tarihçesine bakarsak, önceleri bu ameliyatlar genelde boynun arkasından büyük kesilerle yapılırken günümüzde önden yaklaşık 2 santimlik küçük bir kesiden mikrocerrahi olarak yapılmaktadır" diye konuştu.

"Doku hasarı çok azdır"

Günümüzde en çok kabul gören önden mikrocerrahi yöntem ile yapılan tedavide hastaların daha çabuk iyileştiğini belirten Özalp, "Bu ameliyatta önden küçük bir kesi ile girilerek parmak diseksiyonu yöntemi ile bu bölge kaslarını saran fasya dediğimiz zarlar ve yemek borusu arasından 4-5 dakikada omurgaya ve disk mesafesine ulaşabilmekteyiz. Doku hasarı oldukça azdır, bu yüzden iyileşme çabuk olmaktadır. Daha sonra fıtık olan mesafe mikroskop eşliğin de tamamen temizlenmektedir. İlk olarak disk görüldüğü için omurilik ve sinir köklerine kontrollü yaklaşma ve onları koruma imkanı bulabilmekteyiz. Ayrıca mikroskobun 30-40 kat büyütmesi ile kullandığımız mikrocerrahi aletler sayesinde omurilik ve sinirlere belirgin temas etmeden disk mesafesini ve fıtığı tamamen boşaltabilmekteyiz. Bu nedenle halk arasında şehir efsanesine dönen komplikasyonları büyük ölçüde görmemekteyiz. Daha sonra diskten boşalan mesafeye kafes koyup ameliyatı sonlandırıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Bu yöntemle komplikasyon oranları yüzde 1'in altındadır"

Yaklaşık 45 dakika süren bir ameliyat sonrası hastanın uyandığında fıtığın neden olduğu ağrıdan hemen kurtulduğunu ve aynı gün yürüyüp ertesi gün taburcu edilebildiğini vurgulayan Özalp, "Oldukça güvenli bir cerrahi girişim olan bu yöntemle komplikasyon oranları yüzde 1'in altındadır. Çok nadir görülen komplikasyonlar arasında geçici ses kısıklıkları, enfeksiyon, kafes pozisyonunda yer değiştirme ve sinir hasarı görülmektedir" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.