Doğa insan ve medeniyet

“Doğa”  toprak, su ve havadan oluşur. İnsanoğlu için bu üçlü Allah’ın bahşettiği hayat unsurlarıdır. Bu nimetler insanoğlunun istifadesine sunulmuştur. Bu açıdan bize emanettir. “Yiyin için israf etmeyin” bir Tanrı buyruğudur.” Derede yıkanırken bile suyu israf etmeyin”  Peygamber emri üzerinde çok düşünülmesi gerekir.

Bugün insanlığın en önemli sorunlarından biri doğanın tahribinden kaynaklanan çevre sorunlarıdır.

İnsanoğlu Hz. Âdem’den,  günümüze kadar yeryüzünü imar etmeye çalışmıştır. Medeniyetler elverişli doğa koşullarında daha kolay kurulur ve gelişir. Mezopotamya medeniyeti, Mısır medeniyeti, Çin ve Hint, Anadolu medeniyetleri yaşam için elverişli doğa ortamında gelişip meyve vermişlerdir.

İnsanoğlu ile doğa arasındaki ilişki sanıldığından daha fazla ve hayatidir. Çünkü insanın aslı topraktır.

Bu üç doğa nimeti olan toprak, su ve havanın bozulması insanoğlu için bir hayat ve gelecek meselesidir. Bugün gelişme ve kalkınma siyasi ve sosyal hâkimiyet adına doğaya,  onun korunması gereken değerlerine saygısızlık yapılmaktadır. Bu durum insanoğlunun bencilliğinin bir neticesidir. Bunun bedelini gelecek nesiller çeşitli şekillerde ödeyeceklerdir. Hiroşima’ya atılan atom bombasının utanç verici neticeleri bugün halen yaşanmaktadır.

Denizler ve içme suyu kaynakları kimyasal atıklarla kirletilmektedir. Su ve hayat arasındaki bağ koparılmaktadır. Hava kirliliği çeşitli gazlar ve kimyasallarla her gün tehlikeli boyutlarda artmaktadır. İnsanoğlu kendi eli ile yaptığı kötülüklerin kurbanı olmaktadır.

İnsan doğa ilişkisinin bozulması neticesi felaketler kapımızı çalmaktadır.

Bizim medeniyetimizde doğaya saygı ve koruma kutsanmıştır. İslam dini, doğa sevgisinin, yaratılmışlara muhabbetin,  Allah’a saygı ve sevgiden olduğunu söyler.

Suları kirletmemek, yeşili korumak, hayvanların hukukunu korumak bizim inancımızın gereğidir. Tarihimizde bunun örnekleri çoktur.

Yunus Emre’nin hocası Taptuk Emre öğrencilerini kırlardan çiçek toplamaya gönderir. Öğrenciler çeşit çeşit,  çiçeklerle dergâha dönerler.  Yunus’un eli boştur. Hocası, “Yunus arkadaşların bak ne güzel çiçekler getirdi. Sen neden çiçek toplamadın” deyince Yunus, “hocam hangi çiçeğin başına varsam Allah’ı zikrettiğini gördüm. Kıyamadım o yüzden elim boş der.” Taptuk Emre onu tebrik eder. Çünkü “kutsal kitapta her canlı bitki kendi lisanı ile Allah’ı zikreder” der. Bu hassasiyettir ki Yunus’u bir medeniyetin baş tacı yapmıştır.

Bizim insanlığa verilecek mesajlarımız kültürümüzde, medeniyetimizde mevcuttur.

Ülkemizde yeniden medeniyetimizin değerlerine dönmek çabaları her türlü takdirin üzerindedir. Doğayı, yeşili, havayı ve toprağı koruma adına atılan adımlar umut vericidir.

Tarım ve Orman Bakanlığının yapmış olduğu ağaçlandırma çalışmaları, TEMA Vakfının gayretleri, doğa adına sevindirici faaliyetlerdir.

Geçmişte,  Aydın Belediyesinin “Hüseyin AKSU dönemindeki,  orman kent projesi “sonraları unutuldu. Denizli-İzmir asfaltı boyunca yapılan ağaçlandırma çalışmaları neticesindeki o muhteşem görüntüyü Orman Kent projesinin çalışmalarına borçluyuz. 90’lı yıllardaki ağaçlandırma faaliyetlerinden biri de, şehrin ana bulvarlarının turunç ağaçları ile donatılmasıdır. Turunçlar çiçek açınca şehre bir rahiya salar, meyve zamanında da bulvarlarda, muhteşem bir görüntü oluşurdu. Şehre gelen yabancılar bu manzaradan çok etkilenir hayranlıklarını gizlemezlerdi. Sonraları bu hassasiyet bitti. Bazı dükkân sahipleri vitrin ve tabelalarını bu ağaçların kapattığı düşüncesiyle, sistemli bir şekilde ağaçları yok ettiler. Fakat ilahi adalet tecelli etti. O ağaç katliamını yapan firma ve sahipleri zaman içinde yok olup gittiler. Bugün Büyükşehir ve Efeler belediyelerinden ağaçlandırma konusuna ağırlık vermelerini Aydınlı hemşehirlilerimiz talep ediyor.

Yıllar evvel eski Belediye başkanı İsmet Sezgin’in Kepez ve Topyatağı altındaki ağaçlandırma çalışmaları bugün şehrimiz için büyük bir güzelliktir. Bu hizmetleri Aydınlılar hiçbir zaman unutmazlar.

Siyasi amaçla değil sadece insani amaçlı çalışmalar kalıcı oluyor. Yaşadığımız şehri sevmek orada yaşayan insanlara saygı ancak hizmetle olur. İlgililer bu hizmet fırsatını kaçırmamalıdır. İnsan ölür eseri kalır. İnsan eserinde yaşar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum