“Düzenli beslenme okul başarısını arttırıyor”

“Düzenli beslenme okul başarısını arttırıyor”

Çocukların beslenme şeklinin hem büyümelerini hem de akademik başarılarını doğrudan etkilediğini belirten uzmanlar, aileleri çocuklarını sağlıklı ve sağlıksız besinleri ayırt edebilecek şekilde bilgil...

Çocukların beslenme şeklinin hem büyümelerini hem de akademik başarılarını doğrudan etkilediğini belirten uzmanlar, aileleri çocuklarını sağlıklı ve sağlıksız besinleri ayırt edebilecek şekilde bilgilendirmesi yönünde uyarıyor.

Okulların açılmasıyla birlikte çocukların yemek alışkanlıkları da değişiyor. Uzun bir tatil döneminin ardından okulda başlayan yoğun tempo ve çalışma düzeni, düzenli ve yeterli bir beslenme gerektiriyor. Öğrencilere okulların açılmasıyla birlikte bedensel ve zihinsel gelişimleri ile okul başarısına etki eden sağlıklı ve düzenli beslenme alışkanlığının yeniden kazandırılması gerektiğini belirten Diyetisyen Fatma Baysal, “Onların bu alışkanlığı geliştirmesinde ve düzenli bir şekilde uygulanmasında anne ve babalara da önemli görevler düşüyor. Çocuğun beslenme şekli aslında ailenin beslenme alışkanlıklarının bir aynası gibi düşünülebilir” dedi.

“Protein ağırlıklı beslenmeli”

Yeterli ve dengeli beslenemeyen çocuğun dikkatini toplamakta zorluk çekeceğini vurgulayan Diyetisyen Fatma Baysal, “Çocuğun öğrenme yeteneği azalır ve derslere konsantre olamaz. Bu da okul başarısının düşmesine neden olur. Yeterli ve dengeli beslenme denildiğinde, yeterli enerji, protein, vitamin ve minerallerin düzenli alındığı bir beslenme biçimi akla gelmelidir. Ancak günümüzde bunu sağlamak çok zor. Daha çok karbonhidrat ağırlıklı beslenme biçimi söz konusu. Bizim için önemli olan, çocuklarda proteini tam almasını sağlayabilmek. Çünkü büyümeyi ve gelişmeyi sağlayan en önemli kavram protein” diye konuştu.

Obeziteye yol açabiliyor

Yanlış beslenme şeklinin obezite gibi önemli hastalıklara neden olabileceğini dile getiren Medical Park İzmir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Baysal, “Günümüzde artık obezite sadece yetişkinlik döneminde değil, çocukluk hatta bebeklik döneminde de karşımıza çıkan bir sağlık problemi haline geldi. Çocukluk çağı dönemi beslenme alışkanlıklarının oluştuğu ve aynı zamanda da büyüme-gelişmenin en hızlı olduğu dönemdir. Bu dönemde çocuğun beslenmesinde yalnızca aile değil, okul çevresi, öğretmeni ve çocuğun kendisi de rol oynar. Yetişkinlik çağı alışkanlıklarının temelleri bu dönemde atılmaktadır” şeklinde konuştu.

Başarı oranı yüzde 50 düşüyor

Diyetisyen Fatma Baysal, konuşmasına şöyle devam etti:

“Okula başlayan çocuklarda özellikle sabah erken gidenlerde kahvaltı ihmal edilmektedir. Kahvaltı günün en önemli öğünü, çünkü kahvaltı yapan çocuklarla, kahvaltı yapmayan çocuklar arasındaki başarı oranında yüzde 50 düşme gözleniyor. Kahvaltı yapmayan çocuklarda anımsama ve öğrenme yeteneği azalıyor, dikkat eksikliği başlıyor. Acıktıkları için ise kan şekerleri düşüyor, abur cubura daha yatkın oluyorlar. Çocuklarda kahvaltı alışkanlığının mutlaka oturması lazım. Kahvaltıda simit ve poğaça gibi karbonhidrat öğeleri yemek yerine, süt, yoğurt ve peynir yeme alışkanlığı edinilmeli.”

“Çocuk kahvaltı yapmadan okula gitmemelidir”

Diyetisyen Fatma Baysal, okul çocuklarına daha iyi bir beslenme alışkanlığı kazandırmak için önerilerini şöyle sıraladı:

“Eve giren besinlerin mutlaka kontrol altında tutulması gerekmektedir. Çocuk evde gördüğü, tükettiği besinleri doğru olarak kabul eder ve onlara alışır. Okul çocuğunun ve aile bireylerinin öğünleriniz düzenli olmalıdır. Çocuk kahvaltı yapmadan okula gitmemelidir. Süt ve süt ürünleri dengeli büyüme ve gelişme için ihmal edilmemelidir. Şekerlemeler, krakerler, hazır gıdaları sınırlandırarak az tüketilmesi sağlanmalıdır. Aile sofrasında her gün sebze ve meyve tüketilmesine özen gösterilmelidir.”

Temel besinler

Dört temel besin maddesinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Baysal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birinci grup; süt ve süt ürünleri grubu. Bunların içinde; süt, yoğurt ve peynir gibi besinlerimiz var. Porsiyonları genel olarak, bir su bardağı süt, bir su bardağı yoğurt, bir dilim peynir gibi tanımlanabilir. Bu gruptan günlük mutlaka iki veya 3 porsiyon tüketilmesi gerekiyor. Et, tavuk, balık ve kuru baklagiller, günlük mutlaka üç ya da dört porsiyon alınmalı. Bunların porsiyon ölçüleri de, bir köfte kadar et veya tavuk, bir yumurta, dört yemek kaşığı kuru baklagiller olarak tanımlanabilir. Bu grup, çocuğun büyümesi için özellikle alması gereken yeterli proteini kapsıyor. Bunun dışında yağlı somon balığı tüketilebilir. Eğer çocuk balık tüketmiyorsa aileler tüketmesi için destek olmalı. Üçüncü grup ise sebze ve meyve grubu. Bu gruptan günde beş porsiyon alınması gerekiyor. Ara öğünlerde meyve ya da ceviz gibi atıştırmalıklar kullanılabilir. Özellikle ceviz sinir sisteminin gelişiminde çok önemli yer içeriyor. Çocuklar, günde bir buçuk litre su tüketmeli. Çocuklar hareketli olduğu için yetişkinlerden daha fazla ter salgılıyor. Bu nedenden dolayı çocuk fazla hareketli ise bu oran, iki buçuk litreye kadar çıkarılabilir. Akşamları evde zorlamadan, gün içine dağıtarak, çocuğun su içmesini sağlamak gerekiyor.”

Balık: İçeriğindeki Omega-3 yağ asitleri yüksek antioksidan özelliğindedir. Omega-3 eksikliğinde çocuklarda zeka puanında azalma görülmektedir.

Süt: Kemik, diş gelişiminde kalsiyum gereksinmesini sağlayan en önemli besinlerden biridir. Kalsiyum yetersizliğinde büyüme ve gelişme grafiği olumsuz etkilenmektedir.

Probiyotik: Bağışıklık sistemi, bağırsak sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğu çalışmalarda kanıtlanmıştır. Yoğurt ve kefir iyi probiyotik kaynaklarındandır.

Yumurta: Anne sütünden sonra doğada en bulunan kaliteli protein içeren besindir. Folik asit, Demir, Biotin, B12 içermektedir.

Meyve ve yeşil yapraklı sebzeler: Folik asit ve C vitamini açısından oldukça zengindirler. Bağışıklık sistemi ve sinir sistemi oldukça elzemdir. Meyveler hem vitamin ve mineralden zengin hem de doğal antioksidan olduğu için mutlaka her gün tüketilmelidir.

Kırmızı et: Demir yetersizliği zeka puanında 7-9 birimlik bir düşmeye neden olmaktadır. Kırmızı et demirin en iyi kaynağıdır. Kızartma yapılmadan tüketilmelidir.

Tam tahıl ürünler: B vitaminleri, posa ve enerji bakımından zengindir. Sağlıklı bir sinir ve sindirim sistemi için elzemdir

Zeytinyağı: Tekli doymamış yağ asitleri bakımından oldukça zengindir. Pişirilmeden tüketilmelidir.

Su: Sağlıklı bir vücut için su en olmazsa olmaz takviyedir. Günde 1,5-2 litre su tüketimi elzemdir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.