Eyüp Sultan’dan Akşemsettin Hazretlerine Bir Vefa Yolculuğu

Eyüp Sultan’dan Akşemsettin Hazretlerine Bir Vefa Yolculuğu

Ebu Eyyüb El-Ensari Hazretleri ile Akşemsettin arasındaki manevi bağ 21. yüzyılda da unutulmadı.

Ebu Eyyüb El-Ensari Hazretleri ile Akşemsettin arasındaki manevi bağ 21. yüzyılda da unutulmadı. Eyüp’ten Akşemsettin Hazretlerini anma etkinliklerine çok sayıda vatandaş katılıyor. Bolu Göynük’e giden kafileyi Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın, sabah namazı sonrasında dualarla uğurladı.

İstanbul’un manevi fatihi ve Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocası Akşemsettin Hazretleri Bolu’nun Göynük ilçesinde dualarla yad edilecek. Bu anlamlı etkinliğe Türkiye’nin dört bir yanından 50 bin kişi katılıyor. Bu manevi yolculuğa da Eyüp’ten çok sayıda vatandaş katılıyor. Akşemsettin Hazretleri’ni anma etkinliğine Eyüp Akşemsettin Mahallesi sakinleri özel olarak iştirak edecekler. Sabah namazı sonrası Göynük’e yola çıkan Akşemsettin Mahallesi kafilesini Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın bizzat dualarla uğurladı.

Başkan Aydın uğurlama sırasında yaptığı konuşmada, Akşemsettin Hazretlerinin maneviyatımızdaki önemine dikkat çekerek, “Mübarek Akşemsettin Hazretleri bizim Eyüpümüz için de çok önemli bir yer teşkil etmektedir. İstanbul’un fethi, Sultan Mehmet Han’a hocalık yapmış olmasının yanı sıra Ebu Eyyüb El-Ensari Hazretlerinin kabrinin bulunmasındaki rolü de çok büyüktür. Kendisini yalnızca Allah yoluna adayan Akşemsettin Hazretlerinin gönlümüzdeki yeri de büyüktür. Bu kutlu, manevi yolculuğun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Allah yolunuzu açık etsin” diye konuştu.

Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul’un fethinden sonra, daha evvel feth-i mübin için gelip orada şehit düşmüş bulunan ashab-ı güzinin kabirlerini tesbit ettirmeye başladı. Bunlardan Peygamberimizin mihmandarlığını yapan Ebu Eyyub El-Ensari Hazretlerinin kabrini özellikle tespit ettirmek istiyordu. Ancak düşman tecavüzlerine karşı korunmak amacıyla gizlenmiş olan bu mübarek kabr-i şerif bulunamadı. Bunun üzerine Fatih, Akşemseddin Hazretlerine müracaat ederek, “Efendi Hazretleri, Ebu Eyyub El-Ensari’nin kabrini nasıl bulabiliriz?” diye sordu.

Hazret-i Pir birkaç dakika murakabeye vardıktan sonra o mübarek ve şanlı sahabenin kabri şerifini gösterdi. Oraya işaret olması için bir sopa dikildi. Fakat Fatih Mehmed Han, hocasına itimatsızlıktan değil, ancak kalbinin tamamen mutmain olması için geceleyin sopanın yerini değiştirdi. Ertesi gün belirlenen yeri kazmak üzere gelindiğinde Akşemseddin Hazretleri, tekrar murakabeye vardı ve talebesi Fatih’in hayret nazarları arasında, “Sultanım! İşaretlediğimiz yer değişmiş” deyip sopayı eski yerine getirdi. Artık sultanın kalbinde hiçbir şüphe kırıntısı dahi kalmadı ve gösterilen yer kazılmaya başlandı. Birazdan Ebu Eyyub’e ait bir mezar taşı çıktı; Akşemseddin Hazretlerinin kerameti tahakkuk etti. Sultan Fatih’in emri üzerine kabir, tamamen ortaya çıkarılarak üzerine bir türbe yanına da bir cami ve medrese inşa edildi.

AKŞEMSETTİN HAZRETLERİ KİMDİR?

1389 yılında Şam ’da doğmuştur. Akşemseddin’in soyu, baba tarafından 15. batında Ebu Bekir’e dayanmaktadır. İlk tahsilini babasından alan Akşemseddin, 7 yaşında hafız olup, ailesiyle birlikte Samsun’un Kavak bucağına yerleşmiştir. Babasının vefatından sonra Amasya ve Osmancık medreselerinde eğitimini tamamlayan Akşemseddin, müderrislik payesi aldı ve Osmancık Medresesine müderris oldu. Akşemseddin ayrıca, tıbba ve eczacılığa merak sararak tıp ilmini öğrendi. Daha önceden Abdülkâdir Geylânî, İmam-ı Gazali ve Muhammed Celaleddin-i Rumi gibi örneklerinde görüldüğü gibi, ilim tahsili ile tatmin olmayan Akşemseddin, irfan tahsili için müderrisliği ve medreseyi terk etti. Tasavvufa olan ilgisinden dolayı, Akşemseddin önce İran’ı dolaştı ama umduğunu bulamadığı için tekrardan Anadolu’ya dönmek zorunda kaldı.

Akşemseddin, II. Murat’ın emir ve isteğiyle II. Mehmed’in hocalığına tayin edilmiştir. Akşemseddin, II. Mehmed’e danışmanlık yapıp İstanbul’un fethine katkıda bulunmuştur. Akşemseddin çocukları, öğrencileri ve müritleriyle birlikte fetih ordusuna katılmışlardır. Akşemseddin İstanbul kuşatmasının en kritik günlerinde II. Mehmed’e bir mektup yazmıştır. II. Mehmed Akşemseddin ile İstanbul’a girişte şehir halkı tarafından karşılanıyor, şehir halkı Akşemseddin’i II. Mehmed sanıp ona çiçekler uzatılıyor. Akşemseddin ise "Padişah ben değilim" diyerek yanındaki II. Fatih Sultan Mehmed’i gösteriyordu. II. Fatih Sultan Mehmed ise "Hünkar benim ama o benim hocamdır. Çiçekler O’na Layıktır!" sözüyle tebessüm ediyordu. II. Mehmed İstanbul’un fethin ardından Ayasofya’da hutbesini tamamladıktan sonra, minberden indi ve Akşemseddin’i imâmete geçirdi. Böylece Akşemseddin, fethin ilk cuma namazını kıldırmış oldu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.