Ezel Akay: “Anlamadığımız Hiçbir Tarihi Olayı Film Yapamayız”

Ezel Akay: “Anlamadığımız Hiçbir Tarihi Olayı Film Yapamayız”

Ünlü yönetmen Ezel Akay, çekilen sinema filmlerinin tarihi anlatmadığını belirterek, “İnsanlar bazı filmleri genelde günümüze bakarak tarihteki bu olayı anlatmanın tam sırası diyerek çekiyorlar. Bugün...

Ünlü yönetmen Ezel Akay, çekilen sinema filmlerinin tarihi anlatmadığını belirterek, “İnsanlar bazı filmleri genelde günümüze bakarak tarihteki bu olayı anlatmanın tam sırası diyerek çekiyorlar. Bugün anlayamadığımız hiçbir tarihi olayı film yapamayız. Çünkü o filmden hiçbir şey anlaşılmaz” dedi.

Birçok uluslararası kültürel etkinliğe ev sahipliği yapan Beyoğlu Belediyesi, Uluslararası Sütlüce Açık Hava Sinema Günleri kapsamında Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi’nde yönetmen Ezel Akay’ın konuk olduğu sinema söyleşisi düzenledi. Moderatörlüğünü Oyuncu Mehmet Usta’nın yaptığı söyleşiye sinemaseverlerin yoğun katılımı ile gerçekleşti. Ezel Akay, ilk uzun metrajlı sinema filmi olan “Neredesin Firuze”, başrollerini Haluk Bilginer ve Beyazıt Öztürk’ün paylaştıkları "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?" filmi hakkında merak edilenleri de söyleşide anlattı.

EN BÜYÜK HASTALIĞI KAMERA GÖZÜNDEN GÖRMEK

Söyleşide Akay, yönetmenlerin ilk yıllarında en büyük hastalıklarının sinemaya gidildiği zaman film yerine kamera hareketlerini takip etmenin olduğunu belirtti. Ayrıca bu bakış açısı sayesinde günlük hayatta kamera gibi bakmanın insana çok şey kattığını, olaylara yaklaşırken farklı şeyler görüp çözümlerine ulaştığını da söyledi.

ETRAFIMA BAKARKEN KAMERA GİBİ DÜŞÜNÜYORUM”

Kendisinin veya bir başkasının çektiği sinema filmlerinin hiçbirisinin tarihi anlatmadığını ifade eden Yönetmen Ezel Akay, “Çünkü tarihin içerisinden bir kesiti çekip film yapmıyor insanlar. İnsanlar genelde günümüze bakarak tarihteki bu olayı anlatmanın tam sırası diyerek çekiyorlar bazı filmleri. Bugün anlayamadığımız hiçbir tarihi olayı film yapamayız. Çünkü o filmden hiçbir şey anlaşılmaz. Ben sinemaya başladığım ilk yıllarda bizim ağabeylerimiz bize senaryo, hikaye yok diye yakınırlardı. Sinema filmi çekmeye başladığım ilk zamanlar bende bir hastalık oluştu. Sinema filmlerine gidiyordum filmden çok kamerayı görüyordum. Yani kameramanı hayal etmeye başlıyordum böyle pan yapmış, şurada şu hareketi yapmış gibi. Ben şuanda günlük hayatımda etrafıma bakarken kamera gibi düşünüyorum” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.