Hamas’ın, 7 Ekim’de İsrail’e başlattığı operasyonların üzerinden on gün geçtikten sonra İsrail’e destek ziyaretinde bulunan ABD Başkanı Joe Biden, İsrail devletinin dünyadaki Yahudi insanlar için güvenli bir yer olarak kurulduğunu söyleyerek, "Bunun için kuruldu, eğer İsrail olmasaydı, mevcut olmasaydı onu icat etmemiz gerekirdi, ben size söz veriyorum bunun olması için elimizden gelen ne varsa onu yapacağız" diye konuştu.

Biden, 75 yıl önce, kuruluşundan 11 dakika sonra ABD Başkanı Harry Truman'ın İsrail'i ilk tanıyan devlet olduğunu aktararak, "Onların yanında olduğumuzu o zaman göstermiştik şimdi de bunu göstereceğiz" ifadesini kullandı.

Bunun için "Bir yolu takip ediyoruz, bir yol izliyoruz ki İsrail ve Filistin halkları bir arada onurlu bir şekilde yaşayabilsinler. Bunun için iki devletli çözüm konusunda uğraşmaya devam etmeliyiz ki komşularıyla yaşayabilsinler. Benim hedefim bu, amacım bu" şeklinde konuştu.

İki devletli çözüm konusunda ne kadar masum açıklamalar; sanki İsrail’i kurdukları gibi Filistin’i de kuracaklarmış gibi cümleler var ama pratikte samimi ve gerçeklikten uzak olduğunu görüyoruz.

Birden fazla hedefleri olan ajandaya sahipler.

İsrail’i korur ve kollarken enerji kaynakları ve onların nakledildiği güzergahlar nedeniyle de Ortadoğu’yu kontrolu altında tutma ihtiyacını görmemizi istemiyorlar.

Arafat’ın bağımsızlık bildirisinin arkasından 35 yıl geçmiş, iki devletli çözüm diyen ABD, Filistin’i tanımamıştır.

Daha üç gün önceydi; ABD’nin büyük ortağı İngiltere’nin Dışişleri Bakanı David Cameron, İki devletli çözüme dair iki maddelik yeni bir şart ileri sürdü.

Gazze'de ateşkes sağlandıktan ve bölgedeki Hamas varlığı sonlandıktan sonra ülkesinin, iki devletli çözümün sonuçlanmasını beklemeden Filistin devletini tanıyabileceğini açıkladı.

ABD ve İngiltere, çıtayı bir basamak daha yükselttiler.

Hamas’ın varlığı sonlandıktan sonra ne demek oluyor.

Gazze’nin, Hamas olduğunu bilmeyen var mı?

Demek ki Gazze’nin boşaltılması da isteniyor!

BM’ye rağmen yapılabilecek işler;

Peki biz, nerenin garantörü olacağız!

Ramallah kastediliyorsa eğer Mahmut Abbas, sistemle birlikte zaten garantide değil mi?

Türkiye’nin garantörlük hamleleri, ABD, İngiltere ve İsrail’den destek bulacak mıdır?

Türkiye’nin 1959 yılındaki Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin yürüttüğü görüşmeler sonucunda 1959 yılında Türk ve Rum halklarının ortak yönetecekleri bir Kıbrıs Devleti’nin kurulması kabul edildi. Varılan mutabakata göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör ülkeler oldu.

İlerleyen yıllarda; Enosis, Makarios ve 15 Temmuz 1974 Nikos Sampson darbe girişimleri ile AB sürecinde etili olduğumuz garantörlük hakkımızdan ne denli rahatsız olduklarını biliyoruz.

“YES BE ANNEM” dışında…

Bu yüzden batının, Gazze’de talep ettiğimiz garantör taraf olma çabalarına sıcak bakmayacağı kanaatindeyim.

Gazze'deki Filistinlilerin Kongo'ya sürülmesine ilişkin gizli görüşmeler yapıldığı ortaya çıktı. İsrail'den yapılan açıklamada, "Göçmen almaya istekli olacak başkalarıyla da görüşüyoruz" denildi.

Afrika’ya kim gitmek isterse gidebilir ama Gazzeliler, Kongo’ya gitmezler ve o masa, er veya geç kurulacak gibi;

Beklentilerin üzerindeki asker kayıpları, yaralılar, esirler ve rehineler, Netanyahu’nun da siyasi geleceğini belirleyecekmiş gibi görünüyor.

Ya Pirus zaferi ya da barış masası;

Bu durumda da İsmail Haniye veya Halit Meşal’den biri de o masada yerini alabilecektir.

Suikastlardan hangisi sağ çıkarsa…

Şeyh Ahmet Yasin, Mühendis Yahya Abdullatif Ayyas, İmad Mugniyah ve…

Hamas’ın masada yer alması; Ramallah ’tan, Filistin’i idare ettiğini zanneden Sayın Mahmut Abbas ile Mısır Devlet Başkanı Sayın Sisi’yi mutlu etmeyecektir.

“Kurt yediği ayazı unutmazmış;”

Gazze’nin nefes borusu olan Refah sınır kapısını İslami dayanışma kapsamında değil, uluslararası ve insani kamuoyu baskılarıyla açan Sisi, Hamas’ın garantörü olamaz.

Biz onları Camp David’den tanıyoruz.

Sisi yönetimindeki Mısır, ancak İsrail’in garantörü olabilir.

Türkiye!

Türkiye’nin adının yanında, Katar ve Hamas’ın talebinin yeterli olmasını çok isterim.

Biz ne dersek diyelim, kararı masa beyleri verecekler!