Geri dönmediler

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyoruz.  Büyük önder Atatürk tarafından bir zaferin ardından, Büyük Millet Meclisinin açılış gününü çocuklara bayram olarak hediye eder. Dünyada çocuklara ad edilen böylesi bir gün var mıdır acaba?

Ne mutlu ki; Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşının, İstiklal Marşının, Cumhuriyetin ve Andımızın değerini bilen bir neslin evlatlarıyız biz. Milli Bayramlar özlemle beklenir, kestirmeden, göstermelik kutlanmazdı. Büyüklerimiz de bayramlara gelmek için can atarlar, yeni elbiselerini giyerek heyecan duyarlardı. Akşamları köycek, okul salonunda çocuklarının piyesini, ardından büyüklerin oynadığı yöresel oyunları canlandırarak hep birlikte kutlanırdı bayramlar.

Biliyorduk ki; bu günleri bizlere yaşatan, Çanakkale ve istiklal Savaşında destan yazan geri dönemeyenler, şehitlerimiz ve gazilerimizdir.           

1914 yılı...

Hacı Balaban oğlu “Hacılı” lakaplı Mustafa (Anamın dedesi), Çanakkale yoluna çıkacaktır, karısı Cennet’e sarılarak “Döneceğim Cennet kadınım, bu üç oğlanı evereceğiz seninle” diyerek 1, 2 ve 5 yaşındaki oğullarını kucaklayarak vedalaşır, yola çıkar.

Kimi yeni doğmuş çocuklarını kucaklayıp havaya son kez fırlatıp yakalamış, sevmiş, çocuklarını öperek, büyükçe olanlarını öğütlemiş, kimi kadınlarına son kez sarılarak vedalaşırlar. Ardından gidenin gelmediği, gelenlerin çoğunun yarım insan olarak döndüğü, bitmez savaşlar…

Ekiz Mehmet, bir aylık Teslime kızını koklar, “baban seni bir daha göremeyecek ay kızım!” Diyerek Balkan Harbine katılır ve Yanya’da şehit düşer.

Oğlu Mustafa, Edirne Selimiye Camiinde şehit olur.

Deli Hasan Ağa, bir bacağını Çanakkale’de bırakarak döner.

Çanakkale’deki ilk günlerinde tesadüf bu ya, Molla Hüseyin Hoca, Kuru İsmail’in oğlu Mehmet ile bir araya gelmişlerdir. Mehmet bekârdır, “Gayrı, buradan dönüş yok bize emmiler” derken, orta yaşlı Hacılı Mustafa, “Beni Cennet Kadınım bekler, evde üç küçük oğul bekler, everecem daha onları” diyerek dönüş için umut doludur.

Savaştan yaralı dönen akrabası Sarıalilerin Molla Hüseyin (Altıntaş) Hoca da vardır. Hoca döndüğünde dedeme anlatır yaşadıklarını…

Önce Yarbay Mustafa Kemal, düşmana gözdağı vermeye çalışır.

Conkbayırı etrafında aynı birlikler, değişikler yaparak tepeyi arka arkaya dolanırlar. Karşıda denizden gözetleyen düşman askerleri ardı ardına, başı, sonu bitmeyen bu asker geçişini şaşkınlıkla izlemektedirler.

Süngü hücumu ardından mola verilerek karşılıklı ölüler toplanır. Şehitlerini toplayan Türk askerlerine birkaç saatliğine giydirilen yeni, gıcır gıcır elbiseleri düşmanı şaşırtan bir psikolojik üstünlük kurma adımıdır. 

Çanakkale’de bir Alman zabit, Mustafa’yı emir eri olarak yanına alır. Bir süre sadece süngü hücumuna katılmamış, karargâhı ve zabiti koruma görevi verilir. Burada 21 gün sağ kalmıştır. Alman zabitler birden ülkelerine dönme telaşına düşerler, ertesi günkü ilk süngü hücumuna katılır, Seddülbahir burnunda, Hacılı Mustafa şehit olmuştur.

Hacı Âşık oğlu Sarı Paşa lakaplı Mustafa Saroz Körfezinde,                      

Üç günlük evli olan Donduran üzerinde yaşayan Hüseyin,  birliğine katıldığı ilk günlerde Kerevizdere’de şahadet şerbetini içmiş, Soğanlı Şehitliğinde yatmaktadır.

Bu arada Hacılı Mustafa’nın dul kalan karısı Cennet kadının aç kaldığı günler olur, genç yaşta vefat eder. Üç küçük oğul başkalarının yanında boğaz tokluğuna bedel olur.

Çoban Musdan’in Osman (Anamın diğer dedesi) birisi ana karnında, 1 ve 4 yaşında üç kız çocuğu bırakır geride. Osman, Anafartalar’da göl kıyısında dizi parçalanmış, tüfeğine yaslanmış halde son kez görülür, o da şehit düşmüştür.

Tüm bu acıları bir ulus olarak yaşadık.                                                                   

Pandemi döneminde bir yanda, lebalep toplantılar, kongreler ve de cenazeler…

Geri dönemeyenlerin bize bıraktığı topraklarda bayram, pandemi önlemi nedeniyle kutlanamıyor…

Bu günleri bizlere yaşatan, bayramlar bırakan, Atatürk başta olmak üzere Çanakkale ve istiklal Savaşında destan yazan, geri dönmeyenlerin, şehit ve gazilerimizin ruhları şad olsun…           

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum