Gündem ve ötesi

Sözcü Gazetesi ekibi Fetö yargılamasında iken, bu hafta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de fetöden sorgulanacağı gündeme bomba gibi düştü. Ülkede Partili Cumhurbaşkanlığı tartışmalarının ayak sesleri duyuluyor. Abdullah Gül, “Mutlak otorite sürdürülebilir değil” derken, AKP’lı Bostancı “Sistemi rehabilite etmek aklın gereğidir” şeklinde ilginç bir cümle kurması da gündemde yer aldı.

**

İstanbul BŞB seçiminde bir barış dolu, sabırlı, saygılı, samimi, sıcaklık yayan, Ekrem İmamoğlu, hakkımı yedirmem, saniyelerimi dahi kaptırmam diyerek ortaya çıktı. Kenar semt başkanı diye küçümsenirken, büyük zorluk ve güçlere karşın herkesi bir anda yanına çekti. Küçük Berkay bağırdı;” Her şey çok güzel olacak Ekrem Abi” dedi. Bu sözler slogan oldu. Pontus, Rum, Yunan yakışıksız söylemler arasında Ekrem İmamoğlu için Sisi, Vitrin süsü, Topal Ördek sözlerine rağmen, İstanbul için umudun ötesinde, ülke için umut olmanın derinden hissedildiğinin sözünü edenler de olmakta…

**

Birazcık da gündemden ötelere gidelim…

İlgi alanımız CHP ve renkli bir değer rahmetli Kasım Gülek…

Namı diğer

“Çarıklı Genel Sekreter”

Ya da

“Eşekli Genel Sekreter”

Lafı, sözü hazır, zeki bir politikacı…

Bir DP milletvekili,

“Kasım Gülek’in sünnetsiz ve de kabuklu olduğunu duydum.”

Hiç lafın altında kalır mı?

“Acaba karısı mı söyledi ona?”

Kasım Gülek, 1950 ile 1959 yılları arası aralıksız olarak CHP Genel Sekreterliği yaptı.  Siyaseti halkla iç içe yapan ve ‘çarıklı politikacı’ lakabı ile anılan siyasetçi olarak tanındı. Yolu izi olmayan köylere de eşeksırtında giderek “Eşekli Genel Sekreter” olarak da anıldı.1959 yılında görevinden istifa etti. 1961 ve 1965 yıllarında Adana’dan Milletvekili seçilen Gülek, 1969 yılından 1973’e kadar 12 Eylülde kapatılan Cumhuriyet Senatosu üyeliği yaptı.

Kasım Gülek'in en çok vurgulanan özelliği; neredeyse Türkiye nüfusunun yarısının elini sıkmış olmasından söz edilmesidir.  Şu sözleri de etkileyicidir;

"Partimiz Cumhuriyet Halk Partisi idi, ancak halkın partisi değildi. Onu halkın partisi yapmak için köy-köy dolaşıp el sıktım. Bizi karşısında gören köylünün yüzü gülüyordu… Tatlı canını zahmete sokacaksın, gerektiğinde çarığı giyeceksin." Bu sözleriyle “Çarıklı Genel Sekreter” olarak anıldı.  Kısa süreli de olsa, Türk siyasetine Devlet Bakanlığı da yapmış kızı Tayyibe Gülek’i kazandırdı.

Kamil Kırıkoğlu o yıllarda, CHP Genel Sekreteri olan Kasım Gülek'in yardımcısı.                                     

Örgüt ve basın konuları, onun görev alanında. Ulus Gazetesinde genç bir gazeteci olan Bülent Ecevit'le tanışıyor. Kasım Gülek ve Kırıkoğlu, İsmet Paşayı ikna ederek Ecevit’in milletvekili adayı olmasını sağlıyor.                                                                                                                                                                                                              Kamil Kırıkoğlu Genel Sekreter oluyor.

CHP içinde Ecevit eyleminin başladığı günlerde, İsmet Paşa ile Kamil Kırıkoğlu arasındaki tartışmalar yaşanmaktadır, Genel Sekreter Kamil Kırıkoğlu, ünlü sözünü söyler.

"CHP ismet Paşa partisi değildir.                                                                           

CHP'liler kapıkulu değildir.                                                                                               

İsmet Paşa Padişah değil,                                                                                        

Padişahlığı yıkan adamdır..."

Bu sözler İsmet Paşa'nın koltuğuna Ecevit'i oturtan sözlerdir.

İnönü:

"Ben böyle asi genel sekreter görmedim. İstifa et diyorum etmiyor."
Kırıkoğlu:

"Paşam, aşiret değil parti yönetiyoruz, sözlerimize dikkat edelim!"

1972 yılında yapılan CHP 5. Olağanüstü Kurultayı sonucunda İsmet İnönü istifa etti ve Bülent Ecevit genel başkan seçilir. Kamil Kırıkoğlu da Genel Sekreteridir. Unutulmayan “Toprak işleyenin, Su kullananın” “Ak Günler” sloganı, sendikacılık adımları ile de Ecevit hatıralarda yer aldı.

Bülent Ecevit’in Genel Başkanlığı döneminde bu defa Kâmil Kırıkoğlu’nun, Topuzcular’ın, Baykalcılar’ın, ekipleri ortaya çıktı ve her ekibin birbirleri ile çekişmeleri hafızalarda yer aldı. 

**

CHP’de Genel Sekreterlik, partide güçlü bir makamdır.                                

Baykal döneminde Önder Sav, güçlü bir genel sekreter görünümü vererek ayrıldığında dahi benim gidiş hazırlığım öyle hemen kolay değildir,  demesi de hafızalarda yer alır. Gürsel Tekin, Genel Sekreterliği döneminde etkin bir rota izlemiş, sonrasında adeta bir memuriyete dönüşerek geçen günlere değin, vekâleten yürütülmekteydi.

**

Kitlelerde ve partilerde temsil görevi yapmış, seçim kaybetmemiş, oy oranını durmaksızın arttırmış olanların yerine adı, sanı, imi, timi duyulmadıkların, hak etmeyenlerin önerilmesi, önemsenmesi,  ilk sıralarda yer alması toplumumuz ve yarınlarımız adına üzücü bir tablo olmuştur.

Çözümsüzlük buradan başlamaktadır. Bir yandan da türedilerin, belirleyici olanların ön seçimi, taban görüşünü, anket vb. değerlendirmeleri bir yana bırakarak, aleni veya perde gerisinde etkin rol almaları, ben seni, sen beni seçeyim adımları… Olanlara sessiz kalamayanların hain edilmeleri…

Siyasette, parti içi demokrasinin yaşandığı bir dönem ve parti içi demokrasinin disiplinsizliğe, çıkara, dönüştürenler ise; o geçen günlerden feyz almalıdırlar.  “Amma nerdeee” diyen inanmış kesim vardır.

Sitemlerine bakılırsa; bugün partiden, belediyeden ve bir şekilde siyasetten nemalananların, güç ekseninde uydulaşarak, partili kesilerek, ana babalarının dahi çocukları uğruna, ekmek uğruna, parti içi güç dengelerindeki tavırları ilginç denmektedir.

Sızlanmalarına devamla; saygı duyulmaya da çalışılsa da çıkarsız, vaktini, nakdini karşılıksız harcayarak emek verenlerin yüreklerini de sızım sızım sızlatmaları da cabası üstelik…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.