Hangi Çerçioğlu’na inanalım?

Çin’de ortaya çıkan yeni korona virüs kısa süre içinde bütün dünyaya yayıldı ve hayatımızı değiştirdi. Korona virüs salgını ile 1 yıldır sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. 2020 Mart ayında okullar kapandı bir daha açılamadı.

Sokağa çıkma yasaklarını yaşadık. Biraz gevşetilince kahvehanelere, kafelere, restoranlara aktık. Ve acı gerçekle yeniden yüzleşmek zorunda kaldık. Vaka sayıları biranda arttı, her gün 200’e yakın insanımızı kaybettik.

Uzmanların uyarılarına dikkate almayınca tedbirleri hatırlatmak çözüm olmadı. Hal böyle olunca geriye yasaklar kaldı. Kahvehaneler, kafeler, restoranlar yeniden kapatıldı. Haliyle esnaf zorda, hayatımız zorda. Tüm dünyamızı bulaş işgal etmiş durumda. Hepimizin ortak derdi bu, kaygısı bu. Virüs yayılmasın diye hastalanmaktan, büyüklerini kaybetmekten, hastanelere düşmekten korka korka yaşıyoruz aylardır. Devlet yasak getirdiğinde esnaf zarar görürken, gevşettiğinde vakalar artıyor. Yeniden normale döneceğimiz günlerin özlemi ile sabrediyoruz. 

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de korona virüs salgını nedeniyle büyük bir kriz ve tehditle karşı karşıya olduğumuz günlerde hem iktidarın hem de muhalefetin sağlık üzerinden siyaset yapmasını doğru bulmuyorum.

“Bugün oteller açık. HES Kodu sorgulanıyor, maske, hijyen, masalar arası mesafe ayarlanıyor. O zaman küçük esnafımızın restoranı, kahvehanesi ve kafesinde aynı uygulama yapılsın” diyerek esnafa güya destek vermiş, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu. “Bu süreçte her zaman fakir fukara, garip gurebanın yanında olduk”  diye de eklemiş.

Bir lafa baktım, laf mı diye. Bir de söyleyene baktım samimi mi diye. Açık açık yazayım. Vıcık vıcık yağ damlayan cümleler kuran Çerçioğlu’nu samimi bulmadım.  

“İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür” demiş Ziya Paşa…“Küçük esnafımızın restoranı, kahvehanesi ve kafesi açılsın” diyen Çerçioğlu’na sormak isterim. Söke’de pandemi nedeniyle kapalı tutulan lokantanın su borcu var diye, lokantanın sahibi Şeref Başar’a “öde, yoksa icra takibi yapacağız” diye ihtar mektubu gönderen sen değil misin? Söyle bakalım! Hangi Çerçioğlu’na inanalım? Yazık çok yazık!

Hani diyorsun ya! “Bu süreçte her zaman fakir fukara, garip gurebanın yanında olduk.” Hangi fakir fukaranın diye sormak isterim. “Bakanlık emri” diyerek kandırılan yüzlerce belediye çalışanına 10 ay önce “ücretsiz izin” adı altında kapının önüne koyan sen değil misin? Söyle bakalım! Hangi Çerçioğlu’na inanalım? Yazık çok yazık!

Kapının önüne koyduğun çalışanlar 10 aydan beri “Ne yerler, ne içerler? Nasıl geçinirler?” diye hiç düşündün mü? Bu çalışanların işe ihtiyacı var. Hani haksız mal-mülk edinen bürokratlarınla karıştırma sakın! “Tok, açın halinden anlamaz” demi Çerçioğlu! Bir de kalkmış “fakir fukara, garip gureba” edebiyatı yapıyorsun. Söyle bakalım! Hangi Çerçioğlu’na inanalım? Yazık çok yazık!

Aydın’da yaşayan herkesin yüreği ağzında, korkular içindeyken, esnaf, işçi ekmek derdindeyken, bu ne kepazeliktir. Bu ne rezilliktir. Bu ne vurdumduymazlıktır. Bu ne aymazlıktır Allah aşkına! Sadece bu dünyada değil ahirette bile verilmez bunun hesabı.

Ne o!..

Belediyenin parası kalmadı mı? Psikolojik baskı yaparak vatandaştan para dileniyorsun. Sayın Çerçioğlu! Hizmet yok, yatırım yok, kasa tam takır kuru bakır!. Ama dünya yansa umurlarında değil.

Aklıma bir tekerleme düştü...

“10 dönüm bostan yan gel yat Osman!” 

Bu tekerleme Çerçioğlu için çok şey ifade ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum