Hem Enerji Santrali Hem Doğal Yaşam Parkı

Hem Enerji Santrali Hem Doğal Yaşam Parkı

İzmir’in rüzgar enerji santralleriyle (RES) ünlü Çeşme ilçesinde faaliyet gösteren bir rüzgar enerji santrali firması, doğal yaşam ile enerji üretimini iç içe yürütebileceğini gösterdi. Enerji santral...

İzmir’in rüzgar enerji santralleriyle (RES) ünlü Çeşme ilçesinde faaliyet gösteren bir rüzgar enerji santrali firması, doğal yaşam ile enerji üretimini iç içe yürütebileceğini gösterdi. Enerji santrali alanına şimdiden 14 bin fidan dikilirken, elektrik üretiminin yapıldığı santral, arzu edenler için doğal yaşam parkı alanı olarak da hizmet verebilecek.

İzmir’de 80 milyon TL’lik bir yatırımla faaliyet gösteren rüzgar enerji santrali firması, çevreci uygulamaları ile dikkat çekti. Çevreci yaklaşımlarıyla bölgenin elektrik ihtiyacını karşılarken, aynı zamanda bölgenin aşırı yapılaşma nedeniyle doğal dokusunu kaybetmesinin önüne geçtiklerini ifade eden ABK Çeşme RES Proje Koordinatörü Erman Kaya, Ovacık’ta bulunan santralin şalt merkezindeki rüzgar türbinlerinin çalıştığı enerji üretim alanında hem enerji üreteceklerini hem de uzun vadede doğal yaşam parkı olarak hizmet verebileceklerini belirtti.

Doğal yaşam ile enerji üretimi yan yana

Doğal yaşam ile enerji üretiminin yan yana yürütülebileceğini gösterdiklerine işaret eden Kaya, enerji santrali alanını aynı zamanda bir doğal yaşam parkı haline getirmeyi amaçladıklarını ve şimdiden yaklaşık 14 bin fidan diktiklerini dile getirdi.

Rüzgar türbinlerinin arasında arı kovanları ve inekler var

Türbinlerin ortasındaki kovanlardan bal üretildiğini, ineklerden de süt sağıldığını anlatan Kaya, "Santralimiz 18 megawatt mekanik 16 megawatt elektrik güç üretmektedir ve bu yıllık toplamda 60 milyon kilowatt saatlik elektriğe tekabül etmektedir. Bu 18 megawatt yıllık 90 bin ağacın yapmış olduğu karbon salınımını engelliyor. 30 bin ton karbon emisyonunu sağlıyor. Bu şekilde santralimizde de doğaya saygı çerçevesinde doğal yaşamla iç içe bir yaşam olduğunu göstermek adına doğal bal ve süt üretimi yaptık. Türkiye’de bir ilki başardık. Bugüne dek rüzgar santrallerinde yapılmayan bir uygulama ile kovanlarımız ve ineklerimizle doğal bir üretimi gerçekleştirdik. Bununla ilgili yapılan analizlerle ilgili olarak da, aldığımız üretimlerin tamamıyla doğal olduğunu kanıtladık. Doğal ürünlerle ilgili olarak sütümüz, balımız var, onun haricinde sütlerle peynir üretimi de gerçekleştirdik" dedi.

RES’lerin insan sağlığına zarar vermediğini kanıtladık"

RES’lerin çevreye zarar verdiği, radyasyon yayımı yaptığına ilişkin önyargıları da bilimsel çalışmalarla yıktıklarını kaydeden Erman Kaya, "Halkı bilinçlendirmek adına raporlamalarımızı yaptık. Bunların başında gelen elektromanyetik rezonansın halkın sağlığını etkilediği ve manyetik alanla etki edip insan sağlığında bazı bozukluklara sebep olduğu söylendi. Ancak biz alanında uzman profesörlerle, 3 manyetik rezonans raporu yaptık. Türbinlerin haricinde 5 metre çapının dışında herhangi bir rezonans ya da radyasyon olmadığı ortaya kondu. Kurulmadan önce ne ise kurulduktan sonraki etkisi de aynı, yani sıfıra yakın denebilir. Biz rüzgar türbinlerinden bahsediyoruz ama asıl manyetik rezonans anlamında en büyük tehlike cep telefonu ve evimizde kullandığımız televizyon, mikrodalga, saç kurutma makinesi gibi diğer elektronik aletlerdir. Bundan dolayı türbinlerle ilgili ne halkımızın ne de hayvanların sağlığını bozabilecek bir etki söz konusu değildir. Bunu da bilimsel ve fiziksel olarak kanıtladık" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.