Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

İslam’a Yakışmıyor Hareketleriniz

Terör, kim tarafından, nasıl çıkarılırsa çıkarılsın, cezasız kalmayacaktır. Bunu hiç kimse göz ardı etmesin önce. Biliniz ki bu yazımdan sonra eleştirişleriniz ağır olacak. O eleştirilerinizi yapmadan evvel, İslam’a yakışıyor mu eleştirilerim diye düşününüz.

Dünya siyasetinde, IŞID denilen örgütün, İslam’a yaptığı kötülüğü dünya inanmayanlarının tamamı bir araya gelse, yapamazlardı.

Onlara yardım edenlerin girdiği günahı da bütün kâfirler bir araya gelse giremezlerdi. Her şey gözlerinizin önünde cereyan ediyor ayrıntıya girmeyeceğim.

Allah, Allah diye kesilen kafalar, yerlerde sürünen cenazeler, İslam’ın hiçbir yerinde yoktur olmamıştır.

Bu tür İslam’a aykırı hareketler, ne yazık ki, face denilen paylaşım sitesinde, teröristlere karşı da yapılmaya başlandı. Öldürüldüğü halde, boynuna takılan iple çekilen erkekler. Öldürüldükten sonra çırılçıplak soyulan kadınlar.  Ayıptır, günahtır, bu olaylar İslam da yasaktır.

İslam’da savaş vardır. Vatan için, Din için, savaş haktır. Ama Öldürdüğün bir kimseye saygısızlık hakaret işkence ve onun haklarına tecavüz yoktur.

Hiç görmediniz mi, dinlemediniz mi, duymadınız mı, savaş alanında bile, düşmanlarının cesetlerini gömen, bir dinin temsilcileri olduğumuzu.

Çanak kalede, işgalcilerin yaralılarını, karşı cepheye taşıyan, Türk askerinin heykelini görmediniz mi?

Kininiz, ne kadar büyük olursa olsun, İslam’a yakışır davranmak zorundasınız. Aksi halde o tavrınızdan dolayı İslam’a zarar verirsiniz. Günahkâr olursunuz.

Onlar daha kötülerini yaptılar ya.

Onlar kahpece pusu kurdular ya.

Onlar için neden bir şey söylemiyorsun? Diyenlerinizi duyar gibiyim. Teröre karşı savaşın yapılması gerektiğini ve cezasız kalmayacağını başta söylemedim mi?

Geriye gitmek istemiyorum ama beni mecbur ediyorsunuz.

Dün Suriye ile savaş çıkarabileceğini söyleyen, paylaşım sitelerine de düşmüş bir MİT başkanının sözlerini hepimiz duyduk, gördük, aptallaştık.

Hayretlere düştük.

Bu kadar yanlışı nasıl yapabilirler dedik.

Sıkı durun, ben daha önceki yazılarımda birkaç kez bahsettim. PKK yı kimin kurdurduğunu. İlk üyelerinin, sol örgütlerin toplantılarından nasıl dövülerek atıldıklarına tanık olduğumu anlatmıştım. Yine söylüyorum. PKK, MİT tarafından kurdurulmuştur. Sonrada Mit in kontrolünden çıkmıştır.

Abdullah Öcalan denilen çocuk katilinin, ilk karısının Ali Yıldırım denilen MİT üst düzey yöneticisinin kızı Kesire olduğunu yazmıştım.  

Şimdi anlamaya çalışın yazdıklarımı.

Biz kimlerle savaşıyoruz.

Bizim 30 yılımızı kimler çalmış.

Güney doğuda yapılan yanlışlardan sonra bu durumlara nasıl geldiğimiz anlamaya çalışınız. IŞID denilen canavarı da kimlerin yarattığını ve kimlerin desteklediklerini hayal etmeye çalışınız.

Olayı taaa başından yeniden alarak, bu duruma nasıl geldiğimizi, Hamasi nutuk atanlarla, Savaş çığırtkanlığı yapanların. Sürü psikolojisini çok iyi yönettiklerini, çoğu zamanda, sebep sonuç ilişkisini kuramadığımız için, düşmanlıkların körüklendiğini düşününüz.

Hangi ana kuzusu adalet aramak için canını hiçe sayarak terör eylemlerine karışabilir ki?

 Hangi zihniyet ben ölürüm ama, kendimle birlikte onlarcasını da götürürüm, diyerek canlı bomba olabilir ki?

Bu inancın arkasında, sadece kandırılmışlık mı vardır sizce?

Sadece beyinleri yıkananlar mı yapabilir bunları?

Geçmişten bu güne yapılan yanlışlarımız yok mu, bu güne gelişimizde acaba?

30 Yıldır savaşıyoruz da neden halledilemedi, sürekli güçlendi olaylar?

Efendiler “ Silahlar barışın güvencesidir” sözü Silah tacirlerinin sözü dür. İnanmayınız. “Adalettir, barışın ve devletin temeli, güvencesi”

Geçmişten bu güne, Güney doğuda yaşayan insanımızın sancılarını; şiddetle, silahla, aşağılayarak, bastıran zihniyet getirdi bu ülkeyi bu hale.

Daha dün, Barış sürecinde ne konuşulduysa, ne sözler verildiyse, Yine tutulmadı o sözler, yine aldatıldı insanlarımız.

Son iki yıldır susan silahlar, yeniden kullanılmaya başlandıysa, sadece onlar günahkâr değiller, bizlerde, bizi temsil edenlerde günahkârdır.

Tekrar düşünelim, tekrar karar verelim. 30 yıllık savaş, 30 bin canın yok olmasına sebep oldu. Eğer savaş başlatılmasaydı; harcanan parayla her ailenin değil, her ferdin iki evi iki arabası olurdu. Yanlış duymadınız, beşikte yatanında, iki evi, iki arabası olacak kadar zengin olurdu.

Bu sonuca göre, böylesi zengin bir ülkede terör olabilir miydi? Olamazdı.

Olurdu diyenler, biliniz ki savaşın müsebbipleridirler. Onların büyükleri çıkarmıştır savaşı. Onların ağa babaları kurdurmuştur, Şimdiki PKK yı o zamanki Apocular örgütünü.

Sonuç,

Hepimiz paylaşımlarımızı, ağzımızdan çıkanları, düşmanlık söylemlerini, kini nefreti, savaş çığırtkanlığını bir kenara bırakıp sakin, sakin yeniden düşünelim.

İç savaşa gidiyoruz. Despotizme, totaliter rejime doğru kendi ellerimizle gidiyoruz. Kenan darbecisi de bu şekilde yapmıştı.

Yine biliniz ki Allah katında bir inanan bir de inanmayan Millet vardır.

İnanıyorsanız, inanıyorum diyorsanız. “Allah katında din İslam’dır” Ona göre davranmak ve yaşamak zorundasınız. İslam barıştır. İslam Adalettir. İslam kardeşliktir. Kardeşlikte, eşitliktir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.