Kadınların korkulu rüyası jinekolojik kanserler

Kadınların korkulu rüyası jinekolojik kanserler

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Yusuf Ergün, Eylül ayının jinekolojik kanserler farkındalık ayı olması münasebetiyle, erken teşhisin önemine değindi ve "Ne kadar erken yakalayabilir...

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Yusuf Ergün, Eylül ayının jinekolojik kanserler farkındalık ayı olması münasebetiyle, erken teşhisin önemine değindi ve "Ne kadar erken yakalayabilirsek, hastadaki başarı oranları da bir o kadar yükseliyor. Kadın doğum polikliniklerinde veya ana çocuk sağlığı polikliniklerinde yapılan testler çok kolay bir işlem ve ücretsiz" dedi.

Medicana International Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Yusuf Ergün, ülkemizde en sık karşılaşılan jinekolojik kanserlerin (rahim ağzı kanserleri, rahim kanseri ve yumurtalık kanserleri) hakkında, erken teşhisin önemi, korunma yolları ve farkındalık amaçlı İhlas Haber Ajansına önemli açıklamalarda bulundu.

Kadın genital sistemi organlarının dış genital organlardan başlayarak; vajina, rahim ağzı, rahim, yumurtalıklar ve tubadan meydana geldiğini, jinekolojik kanserlerin de bu beş organda görüldüğünü ifade eden Operatör Doktor Ergün, tüm kanserlerde olduğu gibi bu kanser türünde de en önemli konunun erken teşhis olduğunu vurguladı. "Ne kadar erken yakalayabilirsek, hastadaki başarı oranları da bir o kadar yükseliyor" diyen Ergün, tarama yöntemleriyle hastanın varsa kanser öncüsü lezyonları tespit edilerek tedavisinin yapılması gerektiğini ifade etti. Ergün; ayrıca, bu kapsamda erken teşhis için, kadının ergenlik döneminden itibaren yılda bir kere Smear testi (rahim ağzı tarama testi) yapılmasının ön görüldüğünü söyleyerek, "Bu testleri kadın doğum polikliniklerinde, ana çocuk sağlığı polikliniklerinde veya KETEM’lerde yaptırabilirler. İşlem çok kolay ve ücretsiz" şeklinde konuştu.

Kanserde genetik ve dış faktörlerin etkisi neler?

Genetik faktörlerin yanı sıra beslenme ve sağlıklı yaşam gibi dış faktörlerin jinekolojik kanserlere etkisinden bahseden Ergün, "Yumurtalık kanserlerinde ailesel genetik bir geçiş mevcut, hastanın birinci derecede akrabasında yumurtalık kanseri veya meme kanseri varsa, risk çok yüksek. Ailede bir kişide varsa yüzde 2 olan oran, iki kişide varsa yüzde 50’lere kadar yükselebiliyor. Bu yüzden biz ailede kanser varsa sıkı taranın önerisini yapıyoruz. Ayrıca obezitenin (aşırı kilo) rahim kanseri üzerinde olumsuz etkisi olduğu gibi, hipertansiyonu, diyabeti olan veya dişilik hormonu kullanan kişilerde rahim kanserine yakalanma riski de fazla. Rahim ağzı kanserlerinde erkeğin multi parter etkisi de var. Erkeğin birden fazla partnerinin olması ve cinsel ilişkinin fazla olması kadında kronik tahriş zemininde ileride kansere dönüşebiliyor.

Jinekolojik kanserler vücudun başka yerlerine sıçrar mı?

Kanser tedavisi yapılan hastanın en az 5 kontrolünün devam ettiğini belirten Ergün, kanserin vücutta bulunan başka bir organa nüksetmesine ilişkin şu bilgileri verdi:

"5 yıllık süresince kanserin başka organlara sıçrayıp sıçramadığına bakıyoruz. Çünkü kanser komşuluk yoluyla, kan yoluyla ve lenf yoluyla akciğere, karaciğere ve beyin dahil sıçrayarak yayılabiliyor. Biz cerrahisini tamamladıktan sonra medikal onkologlar hastanın durumunu takip ediyor. Kimi zaman cerrahi müdahale yetmediği zaman kemoterapi ve ışın tedavisi de uygulanabiliyor. Bu nedenle dört evresi bulunan kanserin erken evresinde yakalanıp tedavi edilmesi çok önemlidir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.