“Kanserle mücadelede olumlu düşünün"

“Kanserle mücadelede olumlu düşünün"

Onkolog Doç. Dr. Tülay Akman, kanserle mücadele sürecinde olumlu düşüncenin, hastalıkla baş etme sürecini hızlandırdığını söyledi. Doç. Dr. Akman, “Bilimsel kanıtları bulunmamasına karşın olumlu düşü...

Onkolog Doç. Dr. Tülay Akman, kanserle mücadele sürecinde olumlu düşüncenin, hastalıkla baş etme sürecini hızlandırdığını söyledi. Doç. Dr. Akman, “Bilimsel kanıtları bulunmamasına karşın olumlu düşünce hastanın, sorunları çözebilme yeteneğini arttırıyor. Tedavi sürecinin ve yanıtlarının bizzat bu tür kişilik özelliğine sahip kişilerde daha olumlu olduğunu kişisel olarak gözlemliyorum” dedi.

Hayatın iniş ve çıkışlarla dolu olduğunu, virajı dönüp inişi çıkışa çevirmenin kişinin kendi elinde olduğunu belirten İzmir Kent Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Tülay Akman, hastalarının kişilik özelliklerinin tedavilerini nasıl etkilediğine yönelik gözlemlerini anlattı. Kanser tanısının ilk öğrenildiğinde öncelikle bir sorgulama süreci yaşandığını, ardından kabullenildiğini belirten Doç. Dr. Akman, “Bunun arkasından da kişinin kanser sorunu ile baş etme ve mücadele süreci başlıyor. İşte tam bu dönemde kişinin kendini olumlu düşüncelerle beslemesi gerekiyor. Bu süreçte kişi geçmişi sorgulamayı bir kenara bırakmalı. ‘Bu hastalık niye oldu, neden oldu, neden ben?’ gibi kendini mutsuz eden, enerjisini negatifleştiren bu soruları sormaktan kaçınmalıdır. Ayrıca hastalarımız geleceği de sorgulamayı bırakmalı ve ileride ne olacağını düşünmek yerine kendine ‘Bu hastalık benim başıma geldi ama ben şu anda bu süreçte kendim için en iyi neler yapabilirim, nasıl yapabilirim?’ diye sormalı” şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Akman, olumlu düşüncenin kanser gelişimi ya da hastalık takibinde hastalığın tekrar etme ve yayılma riskini ne kadar etkilediğine yönelik bilimsel kanıtlar bulunmadığına da dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Stresin kanser hastalığında tekrar etme riskini bir miktar arttıran bir faktör olabileceği yapılmış çalışmalarda bildirilmesine rağmen, bu görüşleri tamamen destekleyen bilimsel veriler bulunmamaktadır. Fakat ben bir onkolog olarak kanserle mücadele sürecinde olumlu düşüncenin hastalıkla baş etme sürecini hızlandırdığı, sorunları çözebilme yeteneğini arttırdığını, tedavi sürecinin ve yanıtlarının bizzat bu tür kişilik özelliğine sahip kişilerde daha olumlu olduğunu kişisel olarak gözlemliyorum. İçimizdeki özü oluşturan enerjiyi olumlu ya da olumsuz tarafa kaydırmak hayatta en zor durumlarda bile, mesela kanser teşhisi konulmasının ardından bile bireyin tamamen kendi elindedir. Kişinin çevresindeki kişileri ya da olayları değiştirmeye gücü yetmeyebilir, ama kendi özünü tanıyarak ve kabul ederek bazı olumsuzlukları olumlu tarafa çevirebilir. Birey bunu bizzat kendisi yapar ve bu düşünce biçimini benimseyince hayat çok daha olumlu geçer ve sonuç olarak beraberinde mutluluk getirir. Hayatımızın bu zorlu döneminde, kanser tanısı ile birlikte öncelikle kendimize inanmalıyız, içimizdeki enerjiyi düşüncelerimizle olumlu yönde arttırmalıyız. Yaşama sımsıkı tutunmalı, biz bırakmadan kaybolup gitmesine, bir boşluğa düşmesine asla izin vermemeliyiz. Hastalarımız bilmelidir ki ne kadar güçlü ve pozitif olabilirlerse, kanser hastalığı ile yapılan mücadelede galip gelme olasılıkları o kadar yüksektir. Kanser savaşçıları arasında bu süreci atlatan ve başarı öykülerine sahip hastalarımız hiç azımsanmayacak sayıdadır.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.