Kapı mı, kafa mı arızalı?

Dünyanın en sağlam kapılarını yapsanız da işçilik, emek, üretim ve fabrikasyon kusurları her zaman çıkabiliyor, insan hatası olabiliyor.

Dünyanın en korunaklı hapishaneleri Amerika’da.. Amerika’nın bu utanç kaynağı, insanlık dışı işkenceleriyle meşhur Guantanamo Hapishanesinden bile teknolojik üst düzey güvenlikli kapılarına rağmen mahkûmlar cezaevinden kaçabiliyor.

Hırsızlar, tacizciler, tecavüzcüler, dolandırıcılar ve her türlü saldırıya, eşkıyalığa karşı; can, mal ve namus güvenliğimiz için evimizin, işyerimizin, apartmanımızın, fabrikalarımızın kapısı sağlam ve korunaklı olması gerekir. Çünkü evde oturan hane halkı, işyerinde alın teriyle namusu için çalışan işçi ve işyeri sahibinin huzur ve can güvenliği için halk tabiriyle “eşeği sağlam kazığa bağlamak” anlamında kapıların sağlam olması gerekir.

Gel gör ki kapı arızalı çıktı.

Nasıl mı?

İşyerlerinde, apartmanlarda, mahallelerde hırsızlar, tacizciler, tecavüzcüler cirit atıyor. Nasıl olsa kapı arızalı ya, kırıp içeri girmek için uğraşmaya hiç gerek yok. Arıza kapıda olunca yukarıda saydığımız soysuzların işi haliyle kolaylaşıyor.

Söz kapıdan açılınca hep Erzurumlu Dadaş kardeşlerimizden öğrendiğim o meşhur söz aklıma geliyor:

“Evin kapısı ne kadar sağlam olursa olsun; hırsız ve tecavüzcü evin içindeyse bizim öküz (manda) bacadan kaçar.”

Atalarımız boşuna dememiş ve hiç de boş yaşamamışlar. “Kapı, kilit dost içindir.” Hırsızlar, namussuzlar kapı-kilit filan dinlemez. Cenab-ı Allah böyle arsız ve yüzsüz insanların şerrinden hepimizi korusun!

Eskiden esnaflarımız kısa süreli işyerlerinden ayrılacakları zaman kapıya kilit asmak yerine kapıya sandalye koyarlardı. Bu mesaj “iş yerinde değilim” anlamına gelirdi.

Anadolu’da pek çok yerde kapısız- kilitsiz dağın başında, yaylalarda, çadırlarda Yörük Türkmen boyları yaşar. Onların huzur dolu, güvenli sosyal yaşantılarına hep imrenmiş ve onlara özlem duymuşumdur. Bu milli, yerel, kültürel, sosyal dokuyu ayakta tutan ve yaşatan Türkmen boylarına, doğanın ve vatanın can dostu, yiğit bekçisi Oğuz ellerine, Yörük obalarına selam olsun!

Evet dostlar!

Kapı-kilide gerek yok! Çünkü öz sağlam, maya sağlam, kumaş sağlam… Hiçbiri ne üç-beş üniversite, ne de bir lise diplomasına sahipler, hatta siyaset bilimi üzerine mastır da yapmadılar. Ama her an yaşanan ve uygulanan yazılmamış töreleri var. Toplum vicdanını rahatsız eden ayıplı, özürlü bir olay, mikrop-virüs bünyeyi sarmadan anında çözüm buluyor, izale ediyorlar.

Bunu neden yapıyorlar?

“Fırat’ın öbür tarafında kurt kuzuyu kaparsa vebali, sorumlusu benim” diyen bir ecdadın ahlak anlayışı ve kültüründen besleniyorlar da ondan.

İşte insan, zihniyet, sitem, yönetim ve eylem…

Ecdadımız “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” demiş ve dünyaya altı asır mührünü vurmuş, medeniyetler kurmuş. O cihan imparatorluğunu yönetecek ilim ehli, gönül ehli, ahlak ve fazilet timsali, donanımlı “insan” profilini hazırlamış, bu kalitede yetişmiş kurmay kadrolar asırlarca üç kıtada devlet yönetmiş.

Sonuç olarak kafa sağlam, kapı da sağlamsa korkmayınız. Gelecek bizimdir, gelecek aydınlıktır. Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum