Kendirlioğlu; “Pamuk varsa tarımın tansiyonu düşer”

Kendirlioğlu; “Pamuk varsa tarımın tansiyonu düşer”

Aydın Efeler Ziraat Odası 2’inci Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, geçtiğimiz pamuk sezonunu değerlendirirken, pamuk çiftçiliğini tarımın tansiyonu olarak gördüğünü belirtti.Kendirlioğlu, pamuğun Aydın çif...

Aydın Efeler Ziraat Odası 2’inci Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, geçtiğimiz pamuk sezonunu değerlendirirken, pamuk çiftçiliğini tarımın tansiyonu olarak gördüğünü belirtti.

Kendirlioğlu, pamuğun Aydın çiftçisinin olmazsa olmazları arasında olduğunu ancak bölgemizde Hayvancılığın gelişmesi ile yem bitkilerinin ekimine ağırlık verildiğinden pamuk ekiminin önceki yıllardaki orana göre geride kaldığını ifade etti. Pamuk varsa tarımın tansiyonu düşer, pamuk yoksa tarımın tansiyonu yükselir” diye konuşan Kendirlioğlu, “Pamuk hakikaten çok yoğun girdiye sahip, sürekli masraf gerektiren, hasadına kadar çiftçinin yoğun emek gerektirdiği bir ürün çeşididir. ‘Pamuğun yaprağından düşen iflah olmaz’ derler. Eğer çiftçi yaptığı masrafın karşılığını alamazsa, fazla bir masraf yapıldığı için böyle bir söz vardır” dedi.

“Hayvancılık gelişti, pamuk ekimi azaldı”

Hayvancılığın gelişmesi ile beraber pamuk ekilen alanların azaldığını belirten Kendirlioğlu, “Yaklaşık 4-5 yıldır, yani pamuğun devlet tarafından desteklenmesi arttırıldığı müddetten bu yana pamuk ekimi Aydın’da çoğaldı. Tabi bu 20-30 sene öncesine dönmesi mümkün değil. Çünkü Aydın’da hayvancılıkta 20-30 sene önceki gibi değil. Hayvancılıkta artık Aydın’da 2’ye, 3’e katladı. Hayvancılığın yapıldığı yerde hayvanlarla ilgili yem bitkileri ekmek zorundasın. Bu şekilde olan yerlerde artık tekrar pamuğa dönmek mümkün değil. Çünkü o çiftçiler pamuk çiftçiliğini unuttu, desek artık yeridir. Yani yonca ekilen bir yerde pamuğun tekrar ekilip biçilebilmesi için 4-5 yıl geçmesi gerekiyor. Şimdi ekipmanlar değişti. Makinalı hasat geldi. Fiziki koşullar onlara elverişli değil. Onların tekrar pamuğa dönmesi mümkün değil. Pamuk nerelerde ekiliyor, yine Söke ovası, Aydın merkez, Koçarlı, İncirliova yani Menderes nehrinin daha çok genişlediği alanlarda ekilmeye devam ediyor. Pamuk çeşitleri verimi en üst noktaya getirdi. Hatta sürekli başka ürünler ekilen yerlerde pamuğun dekar başına 600 kilogramdan daha fazla alındığına biz şahidiz. Tabi pamuğa destek 80 kuruşlara kadar çıktı. Buda güzel bir rakam. Dekarda alınan rakam da güzel olunca pamuk çiftçisi şu anda diğer ürünlere nazaran daha iyi durumda. Bir mısırın desteklemesi kiloda 2 kuruş. Birisi 80 kuruş, birisi 2 kuruş” diye konuştu.

“Pamuk çiftçisi büyük sıkıntıya düşecek”

2017’de Tarım Bakanlığı tarafından resmi gazetede yayınlanan ‘Üç yıl üst üste aynı ürünü eken üçüncü yılda destekleme alamaz’ şeklindeki yasanın pamuk çiftçisini sıkıntıya düşüreceğini belirten Kendirlioğlu, “Bu pamuk çiftçisi için büyük bir sıkıntı. Yani iki yıldan sonra üçüncü yılda pamuk ektiğinde prim alamıyor. Çiftçi kayıt sistemlerinde bu görünüyor. Bu nasıl bir sıkıntı oluşturuyor; Söke ovasında pamuğun başka alternatifi yok. Taban suyu yakın, hava koşulları gibi tarımın teknik koşulları ile aklınıza ne geliyorsa, burası Pamuk ekimi için uygun. Söke çiftçisi primi alsa da almasa da pamuk ekmek zorunda. Şimdi, biz çiftçiler artık eskisi gibi değiliz. Babadan dededen kalma metotlarla çiftçilik yapmıyoruz. Ziraat Odalarımız, Tariş, Tarım Krediler, özel sektörde çalışan Ziraat Mühendisi danışman arkadaşlar var. Artık çiftçi daha bilinçlendi. Makineli hasat gelince, eskiden bin kişinin yaptığı işi bir makine yapıyor. Hal böyle olunca pamuğa doğru bir yöneliş var. Ancak Tarım Bakanlığının bu şekilde 2 yıldan sonra üçüncü yılda destekleme vermemesinden dolayı büyük sıkıntımız var. Bunun bir an önce düzelmesini bekliyoruz. Çiftçi bu yasa çıksa da çıkmasa da pamuk zaten aşağı doğru düştüğünde, çiftçi zaten gereğini yapıyor. Bunu şart altına almak bana göre çok mantıklı değil. Şimdi pamukta dekarda 500 kilogram aldığımızda para kazandığımızı farz edelim. Bu rakam 400 kilograma düştüğünde çiftçiye para versen de zaten bunu ekmez. Araya başka bir ürün koyar, ondan sonra ekimini yapar. Yani aynı ürün ekildikçe verim aşağıya düşer, bu dünyada bir gerçektir. Yani bunu bir yasa altına almanın bana göre çok bir esprisi yok. Bu yasanın tekrar gözden geçirilmesi ve revize edilmesi lazım” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.