Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

Keşke ‘Size Oy Yok’ Diyebilseydim

Kardeşim Şenol Babacan son köşe yazısında “Oyumu sana vereceğim” demiş.

Bende keşke “Size oy yok" diyebilseydim.

İnanır mısınız, öylesine karamsarım ki artık ülke yönetiminden ve şehrimin yönetiminden.

Diyemiyorum, ağzıma gelenleri.

Diyemiyorum içimden geçenleri.

Bir kampanya başlatmıştım facede “Hava alanı istiyoruz” diye.

Birçok arkadaşım “Aydın’daki gibi olacaksa neye yarar” dediler.

Bazıları “çok mu faydası olacak, binemeyeceğimiz uçakların alanı olsa ne olur ki” dediler.

Bir dostum “Tarifeli uçaklar inip kalkmazsa işe yaramaz” dedi.

Hepside haklıydılar…

Sayın Gültekin Kılınç vekil kardeşim bu konuda çalışmaların olduğundan bahsetti. Sayın, Nihat Zeybekçi Bakanımın telefonunu verdi. Aradım. Danışmanları ne sorduğumuzu yazılı olarak faks çekiniz, sözlü cevap veremiyoruz, dediler. Faks çektim.

Cevap vermediler.

Görünen o ki; Aydın’ın doğu ilçeleri, Denizli’nin batı ilçeleri. Manisa’nın güneyinde bulunan ilçeler, güney doğunun hizmet almadığı söylenen ilçelerinden daha kötü olarak yaşamlarını sürdürecekler.

Diyeceksiniz ki, Çok büyük devlet hastanesi yapıldı Nazilli’mize. Bende diyeceğim ki kapatılan iki eski hastanenin 650 hasta kapasitesi vardı. Onları kapattınız. 400 kapasiteli hastane açtınız.

Diyeceksiniz ki Polis okulunu yaptırıyoruz. Ben de diyeceğim ki nerelerdeydiniz seçim sonrasına mı temel atacaksınız.

Diyeceksiniz ki neyimiz eksik?

Ben de diyeceğim ki neyimiz var ki.

İşsizlik diz boyu.

Asgari ücret düşük.

Vekillerimin aldığı maaşlar nerdeyse 20-25 asgari ücretlinin maaşı kadar.

Şehrimde dürüst kalmaya çalışan dar gelirli ve asgari ücretliler, Allah korusun kötü yollara düşmeye başladılar.

Bu şehri yönetenler sabaha karşı çöplük karıştıran, yoksulların halinden anlamazlar mı?

Ahlak desen sükut etmiş, ahlaksızlık borazan çalmakta.

Asgari ücretten alınan, sigorta bedeli ve vergi 480 TL ye çıkmış durumda.

Efendiler siz hala nemiz eksik, diyor musunuz?

Saymaya devam edeyim mi?

Şehrimizin içine dağılmış yabancı marketler yetmiyormuş gibi, bir üretim fabrikası yıkılmış yerine AVM yapılıyor. Sonuç esnafın canına ot tıkanmış ve tıkanmaya devam ediyor.

Tarımsal ve Kırsal Kalkınma Kurumu, ve Güney Ege Kalkınma Ajansları  havan da su dövüyor. Adı üstünde kırsal alan. Kırsal alanlar İmara kapalı. Proje götürecek olan müteşebbisin karşısına kocaman bir maliyeti olan Mevzi İmar Planı problemi ve 16 daireden onay mecburiyeti çıkıyor.

Allah’ınızı severseniz, yapıyoruz dediğiniz şeyleri, adam gibi sonuca ulaşır hale getiriniz. Milleti daireler arasında pinpon topu gibi koşturtmayın ve aracı kurumlara yiyinti yapmayınız.

Sonuç bu dönemi de Yahudi’nin dediği gibi zararla kapattık.

Seçime daha çok var.

Ben oyumu son ana kadar, bekleyip köklü değişiklikler sunacak olan ve bana bu değişiklikleri yapacağına inandıran, barışın, kardeşliğin olduğu, özgürlüklerimin korunduğu, adil dağılımın olduğu, işsizliğin olmadığı, üretimin son hızla devam ettiği, aşın alın teri ile alındığı, yardımlara el açılmadığı, bir düzeni garanti erdene vereceğim.

Ben artık yoruldum, umudumu da kaybetmek üzereyim. Bu rehavetten kurtulmak, yeni şeyler duymak ve hayal etmek istiyorum. Şehrimin ve ülkemin üretime dönmesini, üretmeden tüketen toplum olmaktan kurtulmasını istiyorum.

Çünkü Mustafa Kemal Atatürk “Üretmeden, alın teri dökmeden tüketmeyi alışkanlık haline getirmiş Milletler, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha sonrada İstiklallerini kaybetmeye mahkumdurlar” demiş.  

Siz söyleyin artık bu sözün neresindeyiz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.