Mehmet Genç’e son mektup

Mehmet Genç’e son mektup

Eğitimci-araştırmacı yazar Etem Oruç, geçtiğimiz gün hayatını kaybederek sevenlerini üzüntüye boğan eğitimci-şair-yazar Mehmet Genç’e mektup yazdı.

Etem Oruç, “Mehmet Genç’e son mektup”ta şu ifadeleri kullandı:

Can Kardeşim,                                                                                                        

Sözcüklerle sevişmeyi pek severdin ya senden öğrenmiştim aşk sözcüğünün kökünün sarmaşık olduğunu. Köklü bir ağacımız olmadığı için birbirimize sarılmıştık yıllarca. Duygu yüklü efe yüreğinle bir seherde buluştuk. Koçarlı dağlarında çığlık atan Amziyonları aradık. Afrodisyas'ta gezerken bu toprağa sevdalandık. Efeydik, Egeliydik, Aydınlıydık… Aydınlıktık…    

Birbirimizi besleyerek çoğaldık. Şiirler, denemeler, kitaplar yazdık. Dost canlısıydın, hep vericiydin. Gece gündüz bilmez hep aradık birbirimizi. Gece üçte telefon çalar, “ Köylü kardeş uyku tutmadı yine,”  derdin. Ardından da ne güzel gülerdin. O alaysı gülüşlerin mikropara yetmedi. Kör olası haziranda bırakıp gidiverdin.                

Büyürdü geceler boyu düşlerimiz. Başka tutunacak dalımız yoktu ki bizim. Çok karanlık yolladan ışığa koştuk. Sevdalıydık ışığa, kardeşliğe, dostluğa… Vurgunduk yurdumuzun toprağna , taşına….Çok üzgünüm, adını söylemeye varmıyor dilim. Güleç yüzünle ne kadar da sevimliydin…                                                                                                    

Gece sabaha değin susmadı telefonum. İzmir’den, Selçuk, Ahmet Günbaş, Hidayet Sayın, Mevlüt Kaplan, İstanbul’dan İsmet Arslan, Adana’dan Mehmet Babacanoğlu yüzlerce dosttun konduramadılar ölümü yanağına. Şaşkındık, sanki bir korkulu rüyaydı. Horazlar ötecek, ortalık aydınlanacak, uyanacaktık…                                                                                          

16 Haziran saat 13’te Bey Cami’de buluştuk. Arkdaşlarının omuzunda geldin musalla taşına. Hepsi üzgün… Kızların sarıldılar tabutuna, öyle feryat ediyorları ki görsen dayanamazdın. Eşin onlarca kadın arasında inleyen bir cansız beden. Nasıl ayrılacaktık bizler senden.

Çok sevdiğimiz Günver Güneş ve eşi, ADD’den onlarca kişi. Tahsin Şimşek, Gazeteci Servet Töz, Ahmet Varlık, Mehmet Özçakır… Aklım durdu, öğrencilerin, okul arkadaşların yüzlerce kişi. Hüzünlü bir sevda seli, omuzldadılar seni, bir ırmak gibi… Kardeş demeyi çok severdin ya götürdüler Kardeş köy gömütüne…                                                                   

Bedenin gömülürken tepeye, inanıyorum ki ruhunla bizleri görüyordun gökyüzünden. Tenler ölse de ruhlar ölesi değil demiyor mudun sen? Kızların, eşin, sevenlerin ve ben, boynu bükük ayrıldık gömütünden. Öyle yorgun, öyle bitkinim ki, elimden tutmasa Özçakır düşecektim. Bir bir yıldızlar düşecek üstüne gökyüzünden…                                             

Facebooktaki ölüm duyuruna yüzlerce kişi iyi dileklerde bulunmuş sevenlerin. Kimi cennetten yer vermiş, kimi topragın bol olsun, rahat uyu demişler. Hiçbiri doldurmuyor yerini. Çok sevdiğimiz Zerrin Boratav, “ Gidenleri sevgiyle anıp kalanlara sarılmak gerek,” diyor. Ölüme çare yok ki.. Dede Korkut’un dediği gibi, “ Gelimli gidimli dünya, sonucu ölümlü dünya.”  Yıldızlara yodaş ol, can yodaşım, kardeşim…                                                                                                                                                   Köylü Kardeşin Etem

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum