AK Parti Aydın milletvekili aday adayı Mine Odabaşı, “Aydın’da çok çalışıp, başaracağız” dedi.

Aday adaylığı sürecinde çalışmalarına yoğun bir şekilde devam eden Mine Odabaşı, “Üç güzel kültüre sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Erzincan ilimizde doğmuş olduğum için çocukluğumu Doğu Anadolu bölgesinde geçirmeme sebep oldu. Bu nedenle doğu kültürünü yaşamama vesile oldu. Ailemin Gümüşhane ili Kelkit ilçesinde olması yaz tatillerimi hep güzel köyümüzde geçirmemizden dolayı da Karadeniz kültürüyle tanışma şansım oldu. 1993 yılından itibaren Egenin incisi Aydın ilimizin turizm cenneti olan Kuşadası ilçesinde ikamet etmem bu coğrafyanın insanı olmamı ve ege kültürüyle tanışmama vesile oldu. Şükür ki Bereketli toprakları olan, pırıl pırıl insanları ile tanışma imkanım oldu. Ömrümün neredeyse tamamına yakın Aydın ilinde oldum. Burada eğitim aldım, burada kazandım, burada vergimi veriyorum. Aydın’lıyım demekten gurur duyuyorum gari. Aydın ilimizin çok göç alan illerimizden olduğunu hepimiz bilmekteyiz özellikle Doğudan ve Karadeniz bölgesinden çok göç alan bir ilimizdir. Bu coğrafyamızın bir çok kültürü içinde bulundurması zenginliğimizdir” dedi.

Aydın’da siyaset yapmanın zor olduğunu belirten Odabaşı, “Diğer bölgelerde grupsal / kitlesel çalışmalarla sonuca gidebilirsiniz. Aydın ilimizde bire bir insanlara ulaşıp, tek tek insanları ikna etmeniz gereklidir. Babasının oyunu aldığınızda kızının, oğlunun da oyunu almış zannetmeyin burada insanlar daha bireysel düşünür ve ferdi karar verir. Aydın ülkemizin en güzel, yaşanılabilir coğrafyalarından biridir. Dolayısıyla beklentiler de bir o kadar yüksektir. Bir köy muhtarımızla görüşmek yetmez o köydeki hacı teyzemin ellinden öpmek gerekir. Esnafımızın sorunlarını sadece başkanlardan dinlemek yetmez, esnafımızın dükkanına, pazar yerine gitmek gerekir, çayını içmek gerekir, derdiyle dertlenmek gerekir. Aydın’da bir çok bölgeden çok daha fazla çalışmak gereklidir. Dediğim gibi insanlar kitlesel hareket etmediği için, okur yazar oranı yüksek olduğu için bire bir çalışmalı ve insanları ikna etmelisiniz” diye konuştu.

Yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi hakkında değerlendirmelerde bulunan Odabaşı, “Bu konuda belki de ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olarak darbecilerin yaptığı ve zamanla kuşa dönen anayasanın halkın seçtiği vekiller tarafından yeniden yapılması geliyor. Yeni anayasa için Ak Partinin ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı sırasında ve sonrasında yaptığı samimi teklifler ne yazık ki yapıcı muhalefeti bilmeyen sadece yıkıcılığı bilen muhalefet tarafından engellenmiştir. İnanıyorum ki milletimiz bu durumdan dolayı kızgındır ve bunun sorumlularına sandıkta hesap soracaktır. Uzlaşmacı, demokrat, adil, insan hak ve hukukunu gözeten bir anayasa inşallah 2023 vizyonumuzun da en önemli hamlesi olacaktır. Milletimizin bu değişimi gerçekleştirecek sayısal çoğunluğu bize vereceğine inancım tamdır.Başkanlık sistemi denince hemen negatif algı yönetimi devreye sokulmaya çalışılıyor. Yok diktatörlük gelirmiş, yok ülke eyaletlere bölünürmüş, yok seçme ve seçilme hakkı ortadan kalkarmış gibi aslı astarı olmayan algılar oluşturulmaya çalışılıyor.

Başkanlık sistemi sadece bir yönetim biçimidir ve bunun dünyadaki örnekleri arasında başkanlık, yarı başkanlık gibi örneklerini demokratik ülkelerde görüyoruz. Günümüzde uygulanan parlementer sistemle tek farkı halkın kendi yetkisini milletvekillerine devretmeden doğrudan kullanması olarak özetlenebilir. Parlamento yine olacak ama cumhurbaşkanını, başbakanı seçmeyecektir. O asli görevi olan yasaları çıkaracaktır. Başkanlık sistemi özet olarak, Cumhurbaşkanı ve başbakanın iki ayrı erk olmaktan çıkıp bu iki gücü bir arada kullanan ve en önemlisi halkın seçeceği bir kişinin Başkan olarak ülkeyi yönetmesidir. Burada da unutulmaması gerek şey seçimle gelip seçimle gidileceği gerçeğidir. Zaten Cumhurbaşkanımızı halk seçtiği için fiili olarak bu durum bizim yabancımız da değildir. Sadece işleri hızlandıracak, oligarşik güçlere karşı halk desteğini arkasına doğrudan aldığı için daha güçlü bir lider tarafından yönetilmek ülkemizin gelişmesine ve kalkınmasına da değer katacaktır diye düşünüyorum. Kimsenin kafasının karışmasına gerek yoktur. Başkanı da bu millet seçecek ve yetkileri de sınırlı olacaktır. Yasama ve yargı erkleri görevini aynen devam edecektir. Sadece yürütme erkinin görev ve sorumluluklarında oransal bir değişim olacaktır. Sistemin işleyişi ile ilgili durumlar zaman içinde ihtiyaçlara göre netleşecektir diye düşünüyorum. Ülkemizin dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmesi, milli gelirin 20 bin dolarların üstüne çıkması gibi büyük hedefleriniz varsa hızlı, etkin ve karalı adımların atılmasını hızlandıracak Başkanlık sisteminin ülkemizin menfaatine olacağına inancım tamdır.

Halkımızın da aynı kanaatte olduğuna da inanıyorum”

“VATANDAŞIMIN ELİ AYAĞI, KOLU GÖZÜ OLACAĞIM”

Seçilmesi halinde yapacağı çalışmalar hakkında da bilgiler veren Odabaşı, şöyle konuştu: “Üniversite yıllarımda annem çocuk bakarak benim okumamı sağlamıştı. Yokluk nedir, zorluk nedir, hayat mücadelesi nedir; bunu yaşayan, en iyi bilen biri olarak her zaman halkımın vatandaşımın yanında olacağım. Vatandaşımla aynı sofrada oturacağız, gönlümüzü açacağız, çayımızı içeceğiz. Derdiyle dertlenecek, sevincine ortak olacağım. Vatandaşımın eli ayağı, kolu gözü olacağım. Ben köy kızıyım. Köylü halkın efendisidir. Köylü olmazsa şehirde yaşayan bizler de olmayız. Çiftçi olmasa bizler de olmayız. Köylümün, çiftçimin, esnafımızın, tüccarımızın, turizmcimizin, genç-yaşlı, kadın-erkek gücümün yettiği her yerde olmaya çalışacağım. Liderimizin bize verdiği direktif olan ‘Durmak yok, yola devam’ benim milletvekilliğinde her daim düsturum olacaktır. 89 yaşında olan anneannemle birlikte aynı evde yaşıyorum. Anneanneme nasıl bir bebek gibi bakıyorsam tüm yaşlılarımıza da aynı sevgi aynı ilgiyi göstereceğim. Başımın tacı olacaklar. Engelli kardeşlerimize hükümetimizin katkıları oldu bu çalışmaları arttırarak her zaman yanlarında olmaya devam edeceğim. Bende esnafım. Esnafımızın sorunlarını, sıkıntılarını en iyi bilenlerden biri olarak her zaman her süreçte yanlarında olacağım. Turizm bölgesinde uzun yıllar yaşamamdan dolayı Turizmcinin sorunlarını biliyorum. Mecliste olsun bölgemizde olsun her zaman yanında olacağım. Kadınımızı, çiftçimizi, öğrencimizi, esnafımızın, işçimizi, yaşlımızı, engellimizin dostu olarak Aydınlı hemşerilerime hizmet edeceğim. Zor ve çetin bir mücadele bizi bekliyor. Bana verilecek her görevi hakkıyla yapabilmek için çok çalışma ve sonuç alma sözü veriyorum. Ben Liderimize, Genel Başkanımıza inandım ve bu yola acabalarım olmadan çıktım. Bana verilecek her göreve hazırım”