Antik dönemlerin mimarlık ve kent planını ortaya koyan bu şehri gezerken binlerce yıllık tarihe hayran kalacaksınız. M.Ö. 300 yıllarında kurulmasının ardından önemli bir liman kenti olması sayesinde ilerleyen yıllarda Küçük Asya adı verilen eyaletin başkenti konumuna yükselir. Günümüzde ise dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen bu antik kentte gezilecek birçok nokta bir arada yer alır. Bunlardan biri Dünya’nın ilk yedi kilisesinden biri olan Meryem Ana Kilisesi. Özellikle Hristiyanlar için büyük önemi bulunan bu noktayı kekik kokuları arasında gezebilirsiniz. Celsus Kütüphanesi ise hem anıt mezar hem de kütüphane olarak Klasik Dönem olarak adlandırılan tarihlerde dünyanın en büyük üçüncü kütüphanesi ünvanına sahip. Kentin zenginliğini gözler önüne seren mimari yapısı ile estetik fotoğraflar çekmenize imkan tanıyor. Yamaç Evler adı verilen yerleşim yeri ise dönemin zenginleri ve seçkinlerinin yaşam tarzlarını, servetlerinin büyüklüğünü görmeniz için oldukça uygun bir nokta olarak sergileniyor. Hadrian ve Domitian Tapınakları ise Roma imparatorları için yapılan tapınaklar. Bu tapınaklarda Efes’in tüm hikayesini duvar işlemelerinde görebilirsiniz. Antik dönemde tüm şehre hizmet veren Skolastika Hamamı ise 3 katlı inşa edilen ve döneminin ilerisinde kullandığı teknoloji ile dikkat çekiyor. Ayrıca yalnızca şehrin ileri gelenlerine değil yoksullarına da hizmet vermesi ile tüm şehrin buluşma noktası olarak biliniyor. Tüm bu bilgilerden daha fazlasına Türkiye’nin otel arama motoru neredekal.com üzerinden ulaşabilir, Kuşadası otelleri ile ilgili daha fazla bilgi edinebilirsiniz.