Ahmet KELEŞOĞLU

Ahmet KELEŞOĞLU

Ne istersin bu hayattan

Ne istersin, ne beklersin bu hayattan?

Kimin için yaşar, kime caka atarsın?

Sen değil misin öne çıkan, isteyen dilenen. Sen değil misin?

Hakkını sıranı bilmeden, 

Safını hiç görmeden.

Payına düşeni saymadan,

Atlayan sen değil misin?

 

Yok saydın göremedin önünü,

Var ettin ikbalini.

"Bende varım bana da verin, 

buradayım beni de görün dedin de,"

Konuştun yalan yanlış demeden.

Vurdun dağıttın kırdın, 

hopladın zıpladın da, 

önünden arkasından Haramın. 

 

Çiğnedin helali, 

Hak demedin, 

Hukuk bilmedin,

Kör gözlü teraziyi hiç mi hiç, görmedin.

Doldurdun sonunda dünyanı. 

Oldu her şey senin.

 

Doydun mu şiştin mi, kavuştun mu arzuna?

Ölçüsüne bedenine, hesap bile vermeden, Rıza ile gelmeden,  

Dolup dolup taşamadın.

Saptın yalana talana.

Varamadım Adaletin aşkına.

 

Yok olup ta, varlığından kaçamadın.

Var olup ta, yokluğunu tadamadın.

Sevilmedin.

Sevemedin.

Biliyor musun şimdi sen ne oldun?

Taş oldun toprak oldun, 

Su oldun yaprak oldun.

En sonunda yok oldun.

Geldi ölüm çattı zaman mirasına baktı arkan,

bekle onu dönsün devran, 

YANSIN diye, 

ALSIN diye.

____

 

"Haram"

Neyin kaldı bu hayatta?

Boğazında bir parça ekmek, 

ciğerinde hava,

Elinde garibin dünyası,

dolaşırsın yorgun kalbinle, ahlar, tühler içinde,

Açlık fakirlik sokak sokak.

 

Girmesin bedenine haram bir lokma.

Aradın mı buldun mu, kendin gibisini?

Biçare aç dünyada,

Seçtin mi eşini?

O kadar uğraşıp didindin de,

Bulamadın doğruluğun dengini, değil mi?

foto-012.jpg

__

Bak şimdi, 

İşte karşında Haram,

Hırsız nasıl bakıyor gördün mü?

Tutarsın elini her yer bok pislik,

Silersin üstüne,

Yıkarsın mintanını çıkmaz kokusu.

Bin sular yulasa da abdestler nafile.

Pislendin sende geçmişin gibi hemi.

 

Neyi bıraktın bakiye?

Tutturdun mu mizanı?

Hangi maya hangi tohum attı seni tarlaya,

Toprağı damı pisledin de, batırdın mı yoksa?

__

Pazarın sonunda zavallı köylü kadın,

Sırtı kambur kambur dedeler,

Burnu sümük içinde mavi patlak gözlü kız,

Kuyruğu kopmuş küçük kedi,

Cik cik öten minik kuş,

Yediler hakkınızı.

 

Doldurdular karınlarını pis haramlarla,

Kalkın dikilin ölün yavaş yavaş.

Dayanın gövdenizle,

Doymaz eli ağzı salyalı kan emiciler,

 

Ya ölün bütün bütün.

Ya da yok edin parça parça.

 

Ekilsin temiz tohum,

Gül açsın kara toprak,

Olmasın fakir,

Yaşayın insan gibi,

Paylaşın ekmeği, 

Hakça;

Ezin gördüğünüz haramı,

geçmeyin kötülerin yanından,

temiz kalın temiz bırakın dünyayı.

____

 

"Ölüm düştü"

Önce huzur ölmüştü,

İnsanlıksa daha sonra.

Ağaçlar boynunu büktüğünde,

Yapraklar zamansız düştüğünde, 

HAYATlar dağıldı.

Bedenler yere düştü, toza karıştı.

Sessizlik oldu sonra,

Rüzgâr  süpürdü her yeri,

Gökyüzü duman karasına döndü, 

bulutlar kaçtı.

Çiçekler solmuştu, saatler zamansızdı.

Yağmur habersiz geldi.

Gariplik çaresizlik sardı soğuk duvarları.

Baba öldü, Anne mezara düştü,

Anne öldü çocuk koştu,

Koştu 

           koştu 

                      koştu…

 

Evler yasa büründü, kapılar kurşun.

Sonra gurur düştü, çiğnendi,

ÇOCUK açtı,

"Çocuğum aç" dedi Anne.

Feryat çığlığa karıştı.

Baba elini açtı,

gözleri yere düştü, 

el ele kol kola HAYAT ceza içinde, 

gözyaşı sele döndü.

Önce huzur ölmüştü, ardından İNSANLIK.

Bize düşen, yeten bu muydu?

HAK bu, 

ADALET  bu muydu?

Ölüm düştü payımıza, öyle mi?

Ocağımıza ateş, yanıbaşımıza feryât,

Hayat size, hasret bize öyle mi?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum