O Ses Türkiye’nin Ünlü İsmi Ata Irmak İzmir’i Seçti

O Ses Türkiye’nin Ünlü İsmi Ata Irmak İzmir’i Seçti

Türkiye’nin en çok izlenen yarışma programlarından O Ses Türkiye ve En Sevdiğim 3 Şarkı yarışmalarında sergilediği başarılı performansla dikkatleri üzerine çeken genç sanatçı Ata Irmak, müzik yaşamına...

Türkiye’nin en çok izlenen yarışma programlarından O Ses Türkiye ve En Sevdiğim 3 Şarkı yarışmalarında sergilediği başarılı performansla dikkatleri üzerine çeken genç sanatçı Ata Irmak, müzik yaşamına İzmir’de devam etme kararı aldı.

En Sevdiğim 3 Şarkı’da Hande Ataizi’ni ağlatan yarışmacı olarak tanınan ve O Ses Türkiye yarışmasının ilk turunda Ebru Gündeş’le yaşadığı çekirdek anısıyla izleyenlere keyifli anlar yaşatan Ata Irmak, güçlü sesi ve dikkat çeken yorumuyla izleyicilerden tam not almıştı. Ata Irmak, bir süre Adana’da program yaptıktan sonra radikal bir karar alarak İstanbul’a dönmek yerine İzmir’e yerleşmeyi tercih etti. Ata Irmak, İzmir’e yerleşmesinin ardından kedisine kapılarını açan Araf’ta sahne almaya başladı.

İzmir’in bir sanatçı için yaşanılabilir en iyi kentlerden biri olduğunu dile getiren İstanbullu sanatçı Ata Irmak, “Türkiye’nin en modern kentlerinin başında İzmir açık ara önde gelir. İstanbullu olmama rağmen oradaki koşturmacanın beni bu meslekte yoracağını hissettim. Ben hem sanatımı icra edeceğim hem üretebileceğim bir kent olan İzmir’i tercih ettim” dedi. Geçen aylarda bir kanalda yayınlanan O Ses Türkiye yarışmasına, Bülent Ersoy’la hatırlanan “İtirazım var” şarkısını seslendirerek katılan, bütün jüri üyelerini kendisine döndürmeyi başaran Ata Irmak, performansı ile hem seyircilerden hem de jüri üyelerinden alkış almıştı. Geceye damga vuran bir başka olay ise şarkıcı Ebru Gündeş ile ilgili anlattığı anısı olmuştu. Bir kanalda yayınlanan En Sevdiğim 3 Şarkı yarışmasına ise Annem şarkısıyla katılan Irmak, Hande Ataizi’ne duygulu anlar yaşatmıştı. Ataizi, Irmak şarkısını söylerken göz yaşlarına hakim olamamıştı.

KONSERVATUVAR MEZUNU

Müziğe, Bakırköy Sanatçılar Derneğinde Vedat Çetinkaya’nın öğrencisi olarak 16 yaşında başlayan ve aynı dönemde Eyüp’te Feshane’deki Ramazan Şenliklerinde fasıl ekibiyle birlikte program yapan Ata Irmak, müzik hayatıyla birlikte hem okul hem de iş hayatını birlikte sürdürdü.

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında okurken geçimini sağlamak için bir mağazada satış danışmanı olarak çalışmaya başlayan Irmak, “Bayan ve abiye reyonlarından sorumluydum. O dönem Feshane döneminde bana teklif gelmeye başladı. Baraküda diye bir bar var. Orada sahneye çıkmaya başladım. Bakırköy’den Büyükçekmece’ye sahneye çıkmak için 2-3 vasıtayla o kadar yolu teper giderdim. İlk sahne deneyimim Baraküda da oldu. Ailemin izin kâğıdıyla başladım. Arkasından Mimaroba’da, Barbunya Bar’da çıkmaya başladım. Aynı dönem bir mağazada satış danışmanlığına başladım. Gündüz mağazada çalışıyordum gece sahneye çıkıyordum. Birkaç saat uykuyla hayatıma devam ediyordum. Ben kendimi bildim bileli hep iki iş yaptım. Boş durmayı seven bir insan değilim. Hayatı hiçbir zaman tozpembe görmedim. Annemin ve babamın ilerleyen yıllarda hayata yenik düşüp yanımda olamayacağını bildiğimden sürekli çalıştım.”

ÇAĞRI MERKEZİNDE DE ÇALIŞTI

Geceleri farklı mekanlarda sahne alan Irmak, bir müşterisinin teklifiyle sigorta sektöründe çağrı merkezinde çalışmaya başladı. Irmak, o dönemi şöyle anlattı:

“Çalışırken yine bir teklif geldi. Konservatuvarda okuyordum, gündüzleri mağazada çalışırken de sahne alıyordum. 3 yere bölünmüş durumdaydım. Dayanması gerçekten zordu. Bir müşteri geldi, ‘Ata gel seni sigorta sektörüne sokalım’ dedi. Agent olarak sigorta sektörüne geçiş yaptım. Çağrı merkezinde 7-8 sigorta şirketinin Türkiye geneline hizmet veren çağrı merkezinde işe başladım. Hem gelen çağrıyı cevaplıyordum hem de aramalar yapıyordum. Bu işi yaparken hem okuluma hem de sahne hayatıma devam ettim. O dönem Rakkas’a geçtim. Hem Cadde Rakkas hem de Nakkaştepe Rakkas’ta program yapmaya başladım. Orada 8 yıl program yaptım. Bu sırada konservatuvardan mezun oldum. Okulumu bitirmek, aileme yük olmamak ve hatta destek olmak için çok çalıştım. Müzik kariyerimi tırnaklarımla kazıyarak oluşturuyorum desem yalan olmaz. Ben sürekli çalışan bir insanım. Yılmam. Kendimi sürekli geliştirmeyi severim. Konservatuvar’dan sonra da Açıköğretim’e devam ettim mesela. Halkla İlişkiler bölümünde başladım sonra İşletme bölümüne geçerek oradan da mezun oldum.”

YARIŞMALARDA YILDIZI PARLADI

Gece gündüz çalışan Ata Irmak, O Ses Türkiye ve En Sevdiğim 3 Şarkı yarışmalarına katıldıktan sonra müzik camiasının dikkatini üzerinde topladı. Yarışmalar sürerken Adana’dan aldığı bir teklifle bu şehirde sahne almaya başladı. Adana’daki programını sonlandıran Irmak, İstanbul’a dönmek yerine İzmir’e yerleşme kararı aldı.

ASKERLİĞİNİ İZMİR’DE YAPTI

Irmak, İzmir’e yerleşme kararını ise şöyle anlattı:

“Askerliğimi İzmir Gaziemir’de yaptım. Askerdeyken gazinoda solist olarak görev aldım. O zaman İzmir’i gezme ve tanıma fırsatı buldum ve resmen aşık oldum. Askerlik sonrası İstanbul’a döndüm. Her şey yoluna girmişken babamın rahatsızlığı çıktı. 3-4 ay her şeye ara vermek zorunda kaldım. Gündüz işine de sahnelere de ara verdim. Her gün babamı hastaneye götürmem gerekiyordu. Sonra hastaneye yatırdık. 10 gün sonra hastaneden çıkacak dediler. Üç ay yattı hastanede. Baktım para dayanmıyor. Hazıra dağ dayanmaz misali. Hafta sonları tekrar sahneye çıkayım dedim. Sahneden iniyorum eve gidip duş alıyorum sterilize bir şekilde hastaneye gidiyorum. Doğru düzgün uyku uyuyamadığım bir dönemdi. İzmir’i tercih etmemde bu yorucu sürecin etkisi var. Geçmişten beri hep İzmir’de yaşamak istediğimi söylüyordum. Herhalde çok içten istemişim ki oldu."

İstanbul’un çok yoğun bir şehir olduğunu anlatan Irmak, sözlerine şöyle devam etti: "Belli bir noktadan sonra sıkılıyorsunuz yoğunluktan. Sürekli bir koşturma halindesiniz. İzmir öyle değil. Burası çok rahat ve keyifli bir şehir. Hayatı burada daha kaliteli yaşayabiliyorsunuz. Adana’da 7 aylık programım bittikten sora yaşadığım şehir İstanbul’a dönmekteydim. Sonra neden İzmir’e yerleşmiyorum dedim. Ve 8 valizle birlikte kendimi İzmir’de buldum. İzmir’de ne yapabilirim diye düşünürken Araf’ın sahibi Şadiye Kalaycıoğlu ile tanıştım. Araf ailesi bana kucak açtı ve haftanın üç günü sahnelerini bana teslim etti. İzmir’de olmanın mesleğim açısından artıları da eksileri de var. Ama bunu dengelemeye çalışıyorum. Çünkü hayatımı burada kurmak istiyorum. İzmirlinin sanata ve sanatçıya sahip çıkan bir yapısı var. Eğlenmeyi, keyifli yaşamayı biliyor. Kaliteli bir kent İzmir. Bundan sonra İzmirliyim diyorum herkese.”

“SEVGİLİLER GÜNÜNÜ HİÇ SEVMİYORUM”

Ata Irmak, neden sevgililer gününü sevmediğini şöyle anlattı:

“Ben Sevgililer Gününü sevmiyorum. Babamın rahatsızlığı ile ilgili teşhis bundan 3 yıl önce 14 Şubat’ta konulmuştu. O yüzden 14 Şubat’ın benim için hiçbir özelliği kalmadı. O gün babamın beyninde kitle olduğunu, artık yapılabilecek bir şey olmadığını, hastalığın son evrede olduğunu öğrendim. O gün sahneye çıkmak zorundaydım ve çıktım. Sahneye çıktım hiçbir şey yokmuş gibi eğleniyorum, zıplıyorum ama o gecenin nasıl bittiğini hatırlamıyorum. Sahneden indim ve yine hastaneye gittim. 3 ay sonra babamı kaybettim. Babamı toprağa verdiğim günün gecesi yine sahneye çıkmak durumunda kaldım. Hayatımın en zor gecesi oydu. Sahnede programımı yaptım ama kuliste bitmek bilmeyen ağlama krizleri geçirdim. Ama hayat devam ediyor ve buna yenilmeyeceğim dedim. Çünkü geride kalan annem vardı. Anneme karşı sorumluluğum vardı. O gece Emrah’ın baba şarkısı isteği geldi. İmkânsız söyleyemem dedim. Orada bende film koptu. İlk defa sahnede ağlayarak şarkı söyledim. Dinleyiciler şaşırdı tabi. Benden tekrar tekrar özür dilediler. Ve o gece mekandaki herkes beni ayakta alkışlarken herkeste müthiş bir duygu seli oluşmuştu.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.