Ömür boyu öğrenme

Pür dikkat astroloji yorumlarını izliyor Ceren.  

Kendi burcunun yorumunu bekliyor. Arada bir "Benim burcuma gelemedi bir türlü!" diyerek yetkin tepkiler vermekten de geri kalmıyor.

Nihayet oğlak burcuna geldi sıra. Ve astroloğun ilk cümlesi 'Oğlak kadınına, bu yıl içinde evlilik görünüyor' oldu.

Benim herhangi bir tepki vermeme fırsat vermeden "Salak" dedi. "Beni kim alır ki? Benim gibi engelliyi!"

ceren.jpg"Ağlamıycaaam. Ağlamıycaaam" deyip kenetlendim dişlerimi birbirine.

Eğitim sürecimiz hiç bitmeyecek anlaşılan.   

Bu astroloji deneyimimizin yarattığı gönül yorgunluğumuzu, gönül birliğiyle atlattık sevgili dostlarımızın.  

Kıyısız teşekküründeyiz ikimiz de. "İkimiz de" diyorum zira tüm teselli yüklü tümceleri içselledi. Ceren benimle birlikte gözleri nem ışıltısında.

Ve sorunun büyüğü geldi ardından, yeni bir öğrenme sürecini başlatan.

"Neden hiç kimse 'Ceren'ciğim, seni de alan olur' demedi anneciğim?"

Gel de anlat şimdi Ceren'e evlilik kurumunun nemenem bir şey olduğunu. Neden hiç kimsenin "Ceren'ciğim seni de bir alan olur elbet" demediğini.

Dedim ya öğrenme ömür boyu. Dilimi sıvazladım önce. Dilimi biledim, yüreğimi derleyip toparladım. Sonra ussuz başımı dikip göğe bizdeki "Evlilik(!)" denen kurumu anlatmaya başladım.

"Bak" dedim. "Beri bak gökçe kuşum, biz kadınlar, erkek çocuklarımızı, yüreği usuna belenik, seven, koruyan, kollayan, çatısına kartal, kapısına Düldül, bahçesinde tek gül, eşine bülbül, yavrularına yediveren gül olarak büyütmek yerine, eşini aldatmayı elinin kınası sayan, eşini, sırtında sopa, karnında sıpa olası meta, oğlunu soy süresi damızlık boğa, kızını evi kürüyesi hizmetçi gibi gören, ağlaması ayıp, gülmesi kayıp zombiler olarak büyütüyoruz. Bu yüzden evlendiklerinde bire bin isteyen tefecilere dönüşüyorlar. 'Kadın dediğin, mutfağında aşçı, yatağında orospu, sofasında hanımefendi, sopasında sabır küpü olmalı" diyen bu adamlardan herhangi birine denk gelirsin de bu el bebek gül bebekliğin sona erer korkusuyla bu yorumları yazan dayıların teyzelerin hepimizin dawniği olan seni kimseye vermek istemiyorlar" dedim.

Eminim ki anlamıştı bildiği, tanıdığı bazı evliliklerden de örnekler verdiğim konferansı.  

Başını dizime koydu ve bütün samimiyetiyle 'İyi ki engelliyim!' dedi.

Tüm içtenliğimle ben de "Şükür ki" mırıldandım.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.