Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

Para çok adil paylaşım yok

Birçok insan paranın yokluğundan, piyasaların bozukluğundan, bahsediyor. 

Bu konuda söz söyleyenlerin kendi sınırlı imkanları açısından baktıklarında çok haklılar.  

Ancak, çevremize bir bakalım, haberleri bir dinleyelim. Lüks arabaları ala bilmek için artık zenginler torpil arıyorlar. Belli semtlerde villa sahibi ola bilmek için insanlar sadece paraları ile değil yakınlarının torpillerine başvuruyorlar. Milyonlarca liralık servetler, yetkililere yakın kimselerin ellerinde toplanıyor. 

Bu haberleri dinlediğimizde “acaba biz de mi bir yanlışlık var da başarısızız” diye düşüncelere dalıyorsunuz. Eşiniz, çıldırıyor “Bir bizde yok para, bir sen yeteri kadar kazanamıyorsun” diye bağırıyor. 

Çocuğunuz gözünüzün içine bakıyor “Acaba Annem haklı mı? Babam beceriksizin teki mi?” diye cevap arıyor beynindeki sorulara.  

Baba belki dünyanın en iyisi, dürüst mü dürüst, namuslu mu namuslu, eve hiç haram lokma getirmemiş, mütevazı bir hayatları var. Muhannete muhtaç değiller ama kıt kanat geçiniyorlar. 

Çocuklar ikilem de, ya anneleri haklıysa, ya baba fırsatları değerlendiremiyorsa. 

Filmler geliyor aklına çocuğun, her kanalda, zengin aileler zevki sefada milyonlar kazanıyorlar ama hiç çalışmıyorlar. Babanın sarı yağı eriyor asgari ücret alıp evine getireceğim diye. Anne de bütün marifetlerini kullanıyor o asgari ücreti yetireceğim diye. 

Bir de Bunu bulamayanlar var halimize şükredelim “ diyor ya anne, baba evde yok iken çocuklarına. 

“Dünya sınav yeridir” diyen sabır, yoksulluk, sadece fakirlerin sınavı gibi algılatan din adamlarının olduğu.  Kafayı yememek elde değil.  

Toplum eriyor, ahlak eriyor, namus bitiyor, Dürüstlük aptallık gibi algılanıyor, Soysuzluk ahlaksızlık, içinde kazanç olduğu için, açıkgözlük gibi algılanıyor. 

Dört koldan sarılmış bir gençlik var, yukarıdaki ikilemler arasında kaybolmak üzere. 

Yetkililer halktan kopuk. 

Çevrelerini sarmış, yalakalar topluluğu, gerçekleri göstermiyor onlara. Yanlış bilgiler aktarıyorlar. Hamaset ve savaş söylemleri bir müddet sonra karın doyurmadığı gibi, yine fakir topluma yükü yıkılacak. 

Yeni paket açıklanacakmış! 

Yine 18 taksite bölünecek borçlar, yine vergi tabana yayılacakmış. 

Refahın huzurun ve kazancın tabana yayıldığı bir öneriniz olmayacak mı sizin hiç? 

İçinizden birisi “kazancınız sizlere yetecek, kredi almadan yaşar hale geleceksiniz “ diyen bir yiğit çıkmayacak mı? 

Çözüm ne kardeşim? 

Çözüm, yediden yetmişe üretim seferberliği, 

Çözüm, savaşlara ayrılacak paraların, üretim ve  milletin refahı için harcanması 

Çözüm, Büyük şehirlerden, kırsal alanlara dönecek ailelere tarımsal yatırım hibesi ya da 20 yıllık sıfır faizli kredi. 

Çözüm, kazançtan verginin kaldırılması harcarken sadece yüzde 10 vergi alınması. 

Çözüm, eğitim ve öğretimde, üretime dair reform. 

Çözüm, Karma ekonomik sisteme, vatandaşın yapamadığı işlerde devletin üretime girmesi. 

Çözüm, sigorta primlerinin günde sadece 10 TL’ye çekilmesi. 

Çözüm, vatandaşın borçlarının, ev kredileri gibi 15 yıla yayılması. 

Çözüm, sicil temizlenmesi. 

O kadar çok çözüm yolu var ki değerli okuyanlarım; yanlış bilgilendirme ve yandaş kayırmalar önlendiğinde, isterse yetkililer, milyarlarca lira kazananların kazançlarının halka yayılması hali sorunları kökünden çözer ve bunları yapanları tarihe kaydeder. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum