Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi 2. Maddesi üzerinde söz alan Sezgin, Türkiye'de artan kolluk gücü şiddetinin de hemen her gün yeni örneklerinin yaşandığını belirterek, iktidarı eleştiren herkesin "terörist" ve "hain" olarak damgalanması nedeniyle, iktidara bağlı kolluk güçlerinin de masumları terörist ve hain addedip kendilerini onlarla mücadeleye adadığını söyledi. Sezgin, “Bunun esas sorumlusu emniyet mensuplarımız, polisimiz değil, bu tutumlara neden olan yönetim anlayışıdır, yönetim hoyratlığıdır” ifadelerini kullandı.

Devlet açıkça parti devleti hâline getirildikçe, sahada yanlışların ve ihlallerin katlanarak artacağının altını çizen Aydın Sezgin, “eleştirilerimizi emniyet mensuplarımızı yıpratmak amacıyla değil, onlara güven ve inancın yeniden inşasını sağlamak için dile getiriyoruz. Onları cumhuriyetin, demokrasinin kolluk kuvvetleri olarak görmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD siyahilere yönelik polis şiddetinin tetiklediği protestoları hatırlatan Sezgin, “Bugüne kadar ABD toplumunu kutuplaştırıcı bir tutum izleyen Trump, bu olaylar üzerinden, gözü dönmüş bir şekilde, seçim kampanyası yönetiyor” şeklinde konuşarak, Türkiye'de de iktidarın bu gelişmelerden gerekli dersleri çıkartıp, bugüne kadar izlediği tutumu gözden geçirmesi gerektiğini belirtti.

1966 tarihli Bekçiler Kanunu’nu hatırlatan İYİ Partili Sezgin, dönemin Adalet Partisi hükümetinin, o dönemdeki bekçi kanun tasarısını gündeme getirdiğinde bugünkü kadar tartışma yaşanmadığını, bugünkü endişe ve korkunun müsebbibinin AK Parti iktidarı ve tek adam rejiminin hoyrat söylemi olduğunu belirtti.

Sezgin, demokrasi ve hukukun üstünlüğü anlayışından uzaklaşan normsuzluğun ve iktidar tarafından tahrik edilen huzursuzluğun hâkim olduğu bir ülkede, bu kaygıların dile getirilmesinin doğal olduğunu ifade etti.