Rusya’nın Türk hava sahasını ihlalleri sonrasında yaşanan iki ülke arasındaki diplomatik krizi değerlendiren Prof. Dr. Mensur Akgün, "Uzun dönemde Ortadoğu’da bir Rus varlığıyla karşı karşıya kalacağız. Dolayısıyla o varlığı göz önüne alan politikalar üretmek zorundayız" dedi.

"Eğer biz bir Rus uçağı düşürmüş olsaydık belki de üçüncü dünya savaşını başlatacak bir süreci tetiklemiş olacaktık ama Türkiye çok akıllıca hareket etti ve böyle bir şey yapmadı" diye konuşan İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mensur Akgün, "Rusya’nın vermek istediği mesaj hem Suriye’ye, hem bize, hem NATO’ya verilmiş olan bir mesaj. Rusya oraya kalıcı olmaya geldi. IŞİD gidecek, onlar çıkacak ya da Suriye sorunu çözülecek Esad’ın güvenliği sağlanacak Rusya çıkacak diye bir şey söz konusu değil. Rusya artık Ortadoğu’nun kalıcı bir unsuru olarak yerleşti oraya. Bundan sonra varlığını daha da güçlendirecek IŞİD sorununu hemen çözmeyecek, uzun döneme yayacak. Amerika’nın yapmaya çalıştığı gibi o da IŞİD’i araçsallaştırarak kendi siyasetinin amaçlarını elde etmeye çalışacak. Dolayısıyla biz uzun dönemde o bölgede bir Rus varlığıyla karşı karşıya kalacağız. O varlığı göz önüne alan politikalar üretmek zorundayız. Bunların başında da biran önce Suriye sorununun çözümü için insiyatif geliştirmek geliyor" açıklamalarında bulundu.

Türkiye’nin hava sahası ihlalinin tekrarı yaşandığı takdirde Amerika’nın yaşanan olumsuz atmosfere destek verebileceğini ancak savaşa girmeyeceğini belirtti.

"RUSYA, PYD VE PKK İLE İŞBİRLİĞİ YAPARSA İLİŞKİLER GERİLİR"

Rusya ile PYD-PKK işbirliğinin gündeme gelmesi durumunda Türkiye’nin tepki göstereceğini öne süren Akgün, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Eğer Rusya PYD ve PKK ile işbirliği hortlatacak olursa ki 90’lı yıllarda çok ciddi işbirlikleri vardı o zaman tabii ki Türkiye’nin askeri olmasa da diplomatik, ekonomik yaptırımlar içeren tepkisine maruz kalacaktır. Bunun sonucunda da onlar bize tepki gösterecektir. İki taraf da bu işten zararlı çıkacaktır. Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın yapmış olduğu uyarılar aslında bu yönde yapılmış olan uyarılar. Yani onlar bir adım atacak olursa Türkiye de adım atacaktır. Bu da karşılıklı olarak bir tırmanmaya yol açacaktır. Bu tırmanmanın sonucunda da iki tarafın da ekonomik, siyasi ve diplomatik çıkarlarına zarar verecek gelişmeler yaşanacaktır."