Sürekli Yalan Söylemek ’Mitomani’ye İşaret

Sürekli Yalan Söylemek ’Mitomani’ye İşaret

Araştırmaların, iki yabancı arasında geçen diyaloglarda insanların en az yüzde 60’ının yalan söylediğini ortaya koymakta olduğunu belirten Uzman Psikolog Özge Genlik, sürekli yalan söylemenin ’mitoma...

Araştırmaların, iki yabancı arasında geçen diyaloglarda insanların en az yüzde 60’ının yalan söylediğini ortaya koymakta olduğunu belirten Uzman Psikolog Özge Genlik, sürekli yalan söylemenin ’mitomani’ye işaret olduğunu söyledi.

Uzman Psikolog Özge Genlik, "Ortalama her 10 dakikada 3 kez yalan söyleniyor. Ayrıca yurt dışında yapılan araştırma verilerine göre; erkekler kadınlara oranla 2 kat daha fazla yalan söyleme eğilimi göstermekteler" dedi.

Yalanın, gerçekliğin boyut, biçim değiştirilerek ifade bulması olduğunu kaydeden Uzman Psikolog Genlik, "Her birimiz çoğu zaman nedenini düşünmeksizin hergün en az 1 kez yalan söylüyoruz.. Hiç şüphesiz en sık kullandığımız yalan ise “nasılsın?” sorusunun ardından her daim “iyiyim” diyerek, duygularımıza odaklanmaktan kaçınma eğilimimiz oluyor. Bu bağlamda yalan söyleyen kişi; kendi duyumsadığı duygulardan kaçan ve kendisini olduğu gibi kabul etmekte zorlanan kişidir" diye konuştu.

Ne zaman ve neden yalana başvuruyoruz?

Uzman Psikolog Özge Genlik, "Günlük yaşamın akışında; sosyal statümüzü korumak, bir diğerini incitmekten kaçınmak, diğer insanların ilgi ve desteğine ihtiyaç duyduğumuzda, kişiler arası sosyal bağımızı güçlendirmek, sevdiklerimizi üzmemek, korktuğumuz ve kaygı hissettiğimiz durum, olaylardan kaçınmak için yalana başvuruyoruz. Örneğin annemizin yaptığı yemeği beğenmesek de “çok güzel olmuş” demek, en iyi arkadaşımızın yeni saç stilini ona çok yakıştırmasak da “harika görünüyorsun” söylemleri de birer yalan. Beyaz bir yalan gibi nitelendirilse de aslında zihnimizde gerçek düşüncemizi annemize veya arakadaşımıza aktardığımızda onun incinebileği ve üzülebileceğine dair oluşturduğumuz kurgu bizi yalan söyleme davranışına yönlendirmektedir. Çoğu zaman kendi bedenimize, kendi zihnimize, kendi hissiyatlarımıza odaklanmaktan ziyade bir başkasına odağımızı yönlendirmeyi tercih ederek, dış uyaranların nasıl hissettiğimize yön vermesine izin veriyoruz. Özetle, kendi öz iyi olma halimizi, bir başkasının ya da bir dış uyaranın yönetiminde olduğu illüzyonu bizleri yalan söyleme davranışına yönelten en kökteki nedenlerden birisidir" diye konuştu.

3-4 yaşlarındaki çocukların bağımsız bir birey olduklarını idrak etmeye başladıklarında kendilerine ait fantezi dünyaları yaratarak gerçek dışı öyküler, hikayeler anlatmaya başladıklarına dikkat çeken Uzman Psikolog Genlik, "Bu durum bir çocuğun gelişimi için gayet normal ve sağlıklıdır. Ancak diğer aile bireylerinin bu hikayelere verdiği tepkiler, tutarsız ebeveyn tutumları, ödül-ceza kavramında denge sorunu yaşayan ebeveynler; evdeki ortamda aile bireylerinin kendi aralarında ve çocuğa yönelik sürekli olarak yalan söylemeleri; çocuğun yalan söyleme davranışını “iyi”, “gerekli” ve “olması gereken” bir davranış olarak bedensel ve zihinsel hafızalarına kayıt etmelerine sebebiyet verebilmektedir" ifadelerini kullandı.

"Araştırmalara göre; yaşam döngüsünde sıklıkla yalan söyleme davranışına yönelen insanların duygusal zekaları yüksek, hayal gücü zengin ve sosyal becerileri gelişmiş kişilerdir"

Sıklıkla yalana başvuran bireylerin en temel psikolojik ihtiyacının kendilerini güvende hissetmek olduğunu ifade eden Uzman Psikolog Genlik, "Güvensiz hisseden bireyler kendilerini sürekli eleştirme eğiliminde olurlar bu da kendilerine olan öz-değerlerinin azalmasına yol açmaktadır. Kişi gerçekler ile yüzleştiğinde baş etme becerilerinin zayıf olduğuna inanmakta ve kendine güvenmemektedir. “öz”e güveni az ve benlik saygısı düşük kişiler yalana en fazla başvuranlardır. Kişi kendisi ile güven bağını geliştirmek için yalana başvurmaktadır. Ortada hiçbir neden yokken her an yalan söylemeyi tercih eden, söyledikleri yalanların farkında olan ancak yalanları gerçekmiş gibi değerlendiren kişiler “mitomani” adını verdiğimiz davranış bozukluğunu sergilemektedirler. Mitoman (yalan söyleme davranış bozukluğu deneyimleyen kişi) için yalan çok doğal ve olması gereken bir eylemdir. Yalan söyledikleri ortaya çıktığında; suçluluk, utanç, pişman olma gibi duygular hissetmezler.Yalan söylemek mitomanlar için iyi, güvende hissettiren aynı zamanda haz veren bir eylemdir. Mitomanlar kişilerarası ilişkilerde derin ve süreklilik arz eden ilişkiler deneyimleyemezler. Sosyal ve iş çevreleri sürekli değişirken aile bağları yara almaya açıktır. Mitomani genellikle histiriyonik ve anti-sosyal kişilik bozukluğu ile eş zamanlı görülebilen bir davranış bozukluğudur. Anne-bebek bağlanmasının güven zemininde oluşmaması, 3-6 yaş arası ebeveyn tutumlarındaki tutarsızlıklar, istismar ve ihmal durumları, çocuğun evdeki atmosferinde sürekli yalana şahit olması, mitomaninin oluşmasına zemin hazırlayan en temel faktörler arasında yer almaktadır" açıklamalarında bulundu.

Mitomani Nasıl İyileşir?

Uzman Psikolog Özge Genlik, ,"Sürekli yalan söyleme davranışının temelindeki faktörleri ortaya çıkararak ve ardından kişinin “öz”e güven duygusunun adım adım geri kazanılmasını hedefleyen psiko-terapi süreci ile eş zamanlı yürütülen farmakoterapi (ilaç tedavisi), kısa sürede kişinin iyileşmesini sağlayacaktır. Ruh sağlığı uzmanları tarafından yürütülen sürecin yanı sıra kişinin birincil derece yakınlarının; onu olduğu gibi sadece kendisi olduğu için değer verdiklerini ve sevdiklerini sözel ve davranışsal boyutta ifade etmeleri önemlidir" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.