Necdet BAYRAKTAROĞLU

Necdet BAYRAKTAROĞLU

Tarihimizi Aydınlatan Belgeler ve önemi

Adriyatik den Çin Seddi’ne kadar uzanan, üç kıtada at koşturan, asırlardır bu geniş coğrafyaya hâkim olarak Türk Devletleri kuran, Türk-İslam medeniyet ve kudretinin büyüklüğünü gösteren, Han Hakan ve Sultanlarımızın, diğer Kral, Hükümdar ve İmparatorlara yazdıkları, içi asalet, adalet, kudret ve merhamet dolu 150 yi aşkın mektupların bulunduğu “Tarihimizdeki Muhteşem Mektuplar” adlı kitabı yazıp 2012 Kasım ayında yayın hayatına girdi. İçinde Mete Han'ın Çin İmparatoruna, Selçuklu Sultanı Sencer'in Bizans İmparatoruna, Yıldırım Bayezıt'ın Timur Han'a, Fatih Sultan'ın Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'a, II. Bayezıt'ın Rus Çarı İvan'a, Yavuz Sultan Selim'in, Şah İsmail'e, Kanuni Sultan'ın Fransa Kralı Fransuva'ya ve Alman İmparatoru Şarlken'e, Sultan III. Murat'ın İngiliz Kraliçesi Elizabet'e, Mustafa Kemali'in Enver Paşa ve Fevzi Paşaya yazdığı mektuplar gibi önemli birçok mektuplar bulunmaktadır.

tarihimizi-aydinlatan-belgeler.jpg

Kitabım basın medyada çok kabul görmüş, Milliyet, Sabah, Hürriyet, Vatan, Önce Vatan, Yeni Şafak, Yeniçağ Sözcü, Cumhuriyet Yeniasır gibi birçok önemli gazetelerde  kitabımdan bahsedilmiş, " Hasan Pulur, Sadi Somuncuoğlu, Rauf Tamer, Mehmet Niyazi, Hasan Celal Güzel ve Agah Oktay Güner, Yekta Güngör Özden, Ümit Özdağ, Melih Aşık, Mehmet Tezkan, Sadık Çelik gibi yazarlar köşelerinde okunması gereken kitap diye yazmışlardır.

Daha sonra araştırmalarıma ve çalışmalarıma devam ederek “Tarihimizi Aydınlatan Belgeler “ isimli kitabımı hazırlamaya başladım ve Panama Yayıncılıktan 4 Kasım 2017 tarihinde İstanbul Tüyap kitap fuarında imza günümle yayın hayatına çıktı.

Tarihi belgeler çok önemlidir ve tarihimizin muhteşem bilgilerini ihtiva etmektedir ve tarihimizi aydınlatmaktadır. Bu belgeler, tarihin bilinmeyenlerini aydınlatarak geleceğe rehber olmakta ve ışık tutmaktadırlar. Orta Asya’da, ilk Türklerde ki kitabelerden başlayarak menşurlar, fermanlar, fetvalar, ahitnameler, vasiyetnameler, vakıfnameler, nizamnameler, zafernameler, beyannameler, gibi ata büyüklerimiz Han, Hakan ve Sultanların imza ve mühürleri ile yayınlanan belgeleri konularına göre bir bir açıklayarak bugünkü ve gelecekteki Türk nesline aktararak faydalı olmak istedim. Türk tarihinin ilk çıkışından beri ünlü tarihi belgeleri, ana kaynak eserlerden araştırıp, inceleyerek geçmişi doğru anlayabilmek ve doğru olarak intikal ettirebilmek için doğru bilgilere ulaşmaya çalıştım. Bunların yazımı sırasında da, anlatıma sadelik ve akıcılık vererek, herkesin anlayabileceği bir üslup kullandım.

Türk tarihi bizim geçmişimizdir ve şan, asalet, adalet dolu gerçeğimizdir. Tarihin gerçekliliğini anlatmak içinde doğru ve güvenilir belgelere ihtiyaç vardır. Geçmişte neler yaşanmış ise bunları belgeler anlatır. Belgeler tarihin dayanağıdır, delilidir ve şahididir. Tarih, belgeler ve deliller ile iddia ve ispat edilir ve doğru olarak ortaya konulur.

Türk tarihinde Türklerin geniş coğrafyalar üzerinde yaşayışları, töreleri, idealleri, dini, siyasi ve kültürel yapıları, sosyal, ekonomik ve hukuki durumları, savaş ve barış zamanları gibi her alanda ki konuları, belgelerle daha anlaşılır hale getirmeye çalıştım.  Arşivlerden ve hem yerli, hem de yabancı yazarların eserlerinden tarihi gerçekleri ortaya koyan sağlam bilgi ve belgelere ulaşmak için uğraştım. Yazacağım konulara göre belgeleri kronolojik sıra içinde ele aldım ve çalışmaya başladım. Tüm iyi niyet, heves ve gayretimle giriştiğim bu çalışmamda da, faydalı olacağına inanarak, Türk milletine ve onun yetişen gelecekteki evlatlarına ikinci eserimi de bırakmak istedim. Hz. Ali Efendimiz “Öldükten sonra yaşamak istiyorsan bu dünyada bir eser bırak” demektedir.

Tarih bir milletin geleceğidir. Geçmişle geleceği birbirine bağlayan köprüdür. Geçmişi belgeleyerek geleceğe hazırlar.  Milletlerin geçmişini tarih anlatır. İnsana geçmişini, kültürünü ve milletini öğretir. İngiliz tarihçi Edward H. Carr “Tarih Nedir” adlı kitabında tarihi “Bugün ile geçmiş arasında bitmez bir diyalog” olarak ifade etmektedir.

Bir milletin temeli ve kökleri tarihidir. Çin Atasözünde “Ecdadını unutanlar, kaynaksız ırmağa, köksüz ağaca benzerler” denilmektedir. Gelecek nesiller tarihini iyi bilmelidir. Ondan güç alarak ve ders çıkartarak, ilim ve kültür hazinelerini geleceğe taşımalı ve geleceklerine yön vermelidirler. Geçmişle bağları güçlendikçe, geleceğe güvenle bakarlar.  Kaynağını milletinin tarihinden alan neslin, milli şuuru daima canlı ve uyanık olur. Bu şuurda olan milletin milli dayanışma, birlik beraberliği artar. Vatan, millet, bayrak, aile ve inanç sevgisini güçlendirir. Doğru tarih, bir milletin güçlü ve doğru bir geleceğini tayin eder.

            Her milletin mili bir tarihi vardır ve her millet kendi öz tarihi ile övünmeli, ataları ile iftihar etmelidir. Milli tarih, milli şuuru yaratır. Milletleri ayakta tutan ise milli şuurlarıdır. Bu günkü ve gelecekteki nesillere bu milli şuur verilmelidir. Her milletin tarihi o milletin kimliğidir. Milli kimliğini tanımasını sağlar. Atatürk bu konuda “Eğer bir millet büyükse kendisini tanımakla daha büyük olur” diyerek Türk gencinin tarihini öğrenmesini istemiştir. Bilgileri, atalarının mirası ile zenginleşen nesiller, kendilerine emanet edilen tarihlerini, kültürlerini gelecek yüzyıllara layıkıyla taşımalıdırlar. Bu nedenle yeni yetişen nesiller atalarının idealini, dilini, kültürünü, inanç ve imanını anlar, duyar, yaşayabilirse milletinin gelecek kaderini güçlü tutarlar. Çünkü, milletlerin geleceğini ancak yeni nesiller tayin eder. Tarihçi Abdulbaki Gölpınarlı “Dününü bilmeyen bugünü anlayamaz; bugünü anlamayan yarını göremez, yarını inşa edemez; hatta dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez” demektedir.

“Tarihimizi Aydınlatan Belgeler” neslimize maziden istikbale taşınan birer kaynak ve ışık olmalıdır. Genci, yaşlısı herkes tarih sayfalarında kalmış bu belgeleri okumalı, tarih ve kültürümüzdeki bu kıymetli hazinelerden ilham almalıdır.

Kendi tarih ve kültüründen uzak kalan, bilmeyen ve öğrenemeyen nesillerin geleceklerini, hep tehlike bekler. Atatürk “Tarihini bilmeyen milletler başka milletlerin avı olur” demiştir. Bu nedenle gençlerimize, tarih ve kültürümüze karşı önemle ve özenle ilgi uyandırarak atalarını ve onlardan miras kalan değerleri öğretirsek, hafızalarında milli şuuru kazanmalarında yardımcı olmuş oluruz ve geleceğe doğru da, daha dikkatli ve bilgilerle dolu adımlar atmış olurlar. Bu konuda Fransız yazar Voltaire “Tarih, milletlerin tarlasıdır. Her toplum, ne ekmişse gelecekte onu biçer” demektedir.

Türk tarihi, üç kıtada ayrı ayrı asırlar içinde 16 Türk Devleti kuran Türk Milletinin tarihidir. Türklerin tarihi, sadece Cumhuriyet tarihi veya Osmanlı tarihi olarak öne çıkarılıp anlatılmamalıdır. Atatürk bu konuda şöyle demektedir: “Türk Milletinin tarihi, şimdiye kadar sanıldığı gibi yalnız Osmanlı tarihinden ibaret değildir. Türk’ün tarihi çok eskidir. Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”

Tarihi olayların öğrenilmesinde bu tarihi belgelerin önemi büyüktür. Gurur kaynaklarımız olan bu tarihi belgeler, kudretli bir ecdadın bizlere bıraktığı hazinelerdir. Bizim görevimizde, milletimize ve gelecek Türk nesline bu belgeleri aktarmak olmalıdır.

Tarihimizdeki Muhteşem Mektuplar ve Tarihimizi Aydınlatan Belgeler adlı kitaplarım, Panama Yayıncılıktan çıkmış olup D&R, TveK, Kitapyurdu, İdefix, İnkilap, Kabalcı, Dost, Akçağ ve Sıla gibi kitabevlerinde satılmaktadır. Millete faydalı olmak isteyen her Türk genci, bu “Tarihimizi Aydınlatan Belgeleri” okumalı, tarihini öğrenmeli ve “Ata Büyüklerinin” kudretini, idealini, inanç ve imanını anlamalı, ilham almalı ve bu kültür mirasına sahip çıkmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.