Haliç Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Yeni Yüzyıl Gazetesi Yazarı Doç. Dr. Atilla Sandıklı, Rusya’nın, Türkiye’ye karşı ekonomik ve ticari ilişkileri baskı unsuru olarak kullanabileceğini söyledi.

Türkiye ve Rusya arasındaki krizi yorumlayan Doç. Dr. Atilla Sandıklı, Rusya ve Türkiye’nin ortak projelerine, ekonomik ve ticari ilişkilere dikkat çekti. Krizin ekonomik ve siyasal olarak bedellerinin ne olabileceğini aktaran Sandıklı, olumsuz sonuçlanmaması temennisinde bulundu.

Rusya’nın daha önce de hava ihlali yaptığına dikkat çeken Doç. Dr. Atilla Sandıklı, NATO’nun da Türkiye’nin de, bu konuda Rusya’yı uyardığını söyledi. Türkiye’nin hava sahasını ihlal eden bir savaş uçağını hukuken ‘vurma’ hakkı olduğunu belirten Doç. Dr. Atilla Sandıklı, “Hukuken haklı olmanız yaptığınız işin doğru olup olmadığı konusundaki tartışmaları ortadan kaldırmıyor” dedi.

Sandıklı, Rusya’nın son olarak da Bayırbucak Türklerine saldırıda bir gün öncesinde uyarıldığını da ekledi:

“Bütün bunlara rağmen Rusya’nın Bayırbucak Türklerini bombalaması hem de bu faaliyeti esnasında Türk sınırını belirli bir süre ihlali, Türkiye’nin hukuken ‘vurma’ hakkını verdi”.

NATO’nun da Rusya’nın hava ihlali yaptığını doğruladığını söyleyen Doç. Dr. Atilla Sandıklı, “Siyasi, ekonomik, sosyokültürel ilişkilerimiz çok dostaneydi. Bu gelişme ise, durumu ekonomik boyutta ciddi bir noktaya getirdi, Türkiye’nin Almanya’dan sonra ikinci önemli ortağı haline getirdi. Böyle bir ortamda bu krizin yaşanması bunun bedelinin ne olacağı sorularını akla getiriyor” dedi.

TÜRKİYE BU KRİZDEN NASIL ETKİLENİR?

Rusya’yla yaşanan krizin sonuçlarının ne olabileceğini yorumlayan Atilla Sandıklı, “Türkiye misliyle mukabele ile karşılaşabilir. Rusya, özellikle bir Türk uçağını aynı şekilde düşürme girişiminde bulunabilir. İkinci olarak, bölgedeki askeri varlığını artırabilir. Üçüncü olarak Bayırbucak Türklerine karşı daha sert önlemler alabilirler, saldırıyı artırabilirler. Ekonomik ve ticari ilişkilerde Rusya’ya bağımlılığını istismar edebilir ve baskı unsuru olarak kullanabilir. Turizmde buna başladılar, aynı şekilde tavuk etinde de yapıyorlar, sebzede de devam ediyorlar.

Ortak projeler, çok önemli yatırımlar var, risk oluşturacak noktaya gelinebilir. Nükleer santral, Türk Akımı Projesi var, bunların akıbetiyle ilgili sorunlar yaşayabiliriz. Türkiye’nin üçüncü ülkelerdeki çıkarlarını etkileyecek girişimler olabilir. Azerbaycan’la Türkiye’nin birlikte döşediği TANAP Projesi var. Rusya, Azerbaycan’ı etkileyecek şekilde burada sorunlar oluşturacak girişimlerde bulunabilir” diye konuştu.

Siyasal açıdan da sorun oluşturulabilecek noktaları sıralayan Sandıklı, “Türkiye’yi IŞİD yanlısı bir ülke olarak göstermek ki daha önce de yaptı, uluslararası sistemde sorun çıkaran bir ülke olarak göstermek siyasi açıdan görülebilecek etkileri olabilir. Güvenlik Konseyi üye olmasını kullanarak bu konuya orada dikkat çekebilir. Türkiye’nin NATO’yu riske attığını söyleyerek onları karşı karşıya getirmek isteyebilir” ifadelerine yer verdi.

HUKUKEN HAKLI OLMAK, YAPILANI DOĞRULAR MI?

‘Bu girişimler yaşandığında hukuki açıdan haklı olduğunuz noktada yaptığınız işin doğru olup olmadığı konusunda soru işaretleri oluşuyor’ diyen Sandıklı, işin doğruluğunun nasıl anlaşılabileceğini anlattı:

“Türkiye’nin atacağı adımla bunu gösterir ki, Cumhurbaşkanı, durumu yatıştırmaya yönelik açıklama yaptı. Rusya’nın sağduyulu politikaları yine bunu gösterecektir. Umarız, bu tırmanma daha büyük problemlere neden olmadan çözülebilir”.