Yiyin efendiler yiyin!

Henüz yeni girdiğimiz 2018 yılının Ocak ayında bir Pazartesi sabahı tartıldım. Hemen hemen de her gün tartılıyorum. Tam 83 kilo 200 gram geldim. Aşağı yukarı kilom 82 ile 84 arasında geziyor. Düşündüm geçmişin 2017 yılı ile yeni girdiğimiz 2018 yılı arasında kilomda pek değişiklik olmamış. Bir iki kilo eksi-artı değişiklikte normaldir.

Ne alaka diyenler için anlatalım:

Bir yıldır gittiğim ziyafetler, oturduğum sofralar, misafirlikler, yemek kahvaltı davetleri… Düğün, nişan, asker yemekleri, cenaze taziye, hacı hayırları. O güzelim kahvaltılar, Obam’ın, Uğur’un kebapları, Ada’nın balıkları, Köfteci Dede’nin köfteleri neler neler yedik. Hatırlayın bir kere. Ne hatırlaması unuttum. Ne çabuk unuttunuz. İçinizden bazıları ben akşam yediğim yemeği bilmiyorum diyenler var gibi. Eee dünya telaşı adamı böyle yapıyor. Hemen unutuveriyoruz.

Yukarıda sıraladıklarımın hepsi hiç abartısız 2017’de olmadı mı? Yapmadık mı? Ben hayal mi görüyorum ne? Lütfen beni uyarın! İkaz edin, şöyle bir kendimi toparlayayım. Film şeridi gibi o kahvaltı sofralarını, akşam yemek âlemlerini bir hatırlamaya çalışıyorum.

Kahvaltı yaptığımız kim gördü bilmiyorum. Ama adam anlatıyor: Bizim masada on dokuz mu yirmi dokuz mu çeşit ürünün servis yapıldığını anlatıyor ve çöp konteynırlarına yarım yamalak yenmeden atılan o yiyecekleri bulaşıkçının atığını görüyoruz. Hele o kebaplar, köfteler, balıklar… Soğudu geriye götür ısıt da gel. Sonra ucundan bir iki lokma alıp, geriye götürülüp atılan nimetler… Hele çöpe atılan Allah nimeti ekmekler… Nerede oluyor bunlar? Elbette Türkiye’de! Hiç uzağa gitmeyelim; Aydın’da! Kim yapıyor bu israfı?  Sen, ben ve biz…

Dostlar; insan olmak, vatandaş olmak, millet olmak, Müslüman olmak adında bu kimlik ve sıfatlarla bir ekonomik ve sosyal felaketin hep beraber fitilini ateşliyoruz. Hatta bu tür yerlerde yeme içme, âlem yapma, gösteriş, lüks ve israf yaşantımızı sosyal medyada allandıra ballandıra reklam yapıyor ve birbirimizle yarışıyoruz. Kim nerde, ne yediği, ne içtiği ile öğünür, caka satar hale geldik.

Ama beraber birlikte yaşadığımız bu toplumda, pazarlarda akşam karanlığı önü pazar döküntülerini toplayıp evine götüren insanlarda var. Ben birkaç defa hatta daha fazla şahit oldum. Bir keresinde pazarcının artık bıraktığı elmaların içinden sağlam elmaları seçen yanında 7-8 yaşlarında bir çocuğuyla beraber elmaları poşete koyan bir bayan gördüm. Elimdeki Pazar torbamı ona vermek için seslendim. Kadıncağız çok haklı olarak utancından mahcubiyetinden yüzüme bile bakmadan hızlı adımlarla koşarcasına çekip gitti. Torbalar elimde kaldı hiçbir şey yapamadım yardımcı olamadım diye içim paralandı. Aslında esas mahcup olacak yüzü kızaracak bizleriz. Bu gördüğümü evde eşime anlattım. Onun da “bende o şekilde birkaç defa çocuklu bayan gördüm” dediğini hatırlıyorum.

Dostlarım yeni girdiğimiz 2018 yılının ilk ayı Şubat ayı başlarındayız. Demeyin bana şimdi bunların sırası mı? Morallerimizi bozacak içimizi karartacak şeyler anlatmayın demeyin. Senin anlattıkların eski yılda kaldı. Yen yılda yeni umutlarla ne güzel şeyler yapacağız. Nerden çıkarıp buluyorsun bu konuları diyebilirsiniz.

Şimdi Müslüman kimliğimle öğrenmek istiyorum:

Hani aç yatan Müslüman varken tok yatan bizden değildi…

Hani Müslüman’ın derdini dert edinmeyen bizden değildi…

Hani yüce dinimizde israf haramdı…

Hani “ Yiyiniz, içiniz, israf etmeyeniz” ilahi buyuru bizlere söylenmişti.

Hani midemize üçte bir yemek, üçte bir su, üçte birine hava alacak şekilde ayıracaktık.

Hani doyduktan sonra yenilen her lokma mezara yaklaşan bir adımdı.

Hanileri uzatmak mümkün ama çok lafa söze gerek yok! Hepsini biliyoruz. Belki pek çoğumuz bu lafların ilmini de yapmış, okulunu da okumuş olabiliriz. Ama ne değişti. 2017 yılında tartıldığımız kilolar eksik mi kaldı?

Şair Tevfik Fikret’in dediği gibi;

“Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”

Bu dünyaya bir daha da mı geleceksiniz, yiyin!

Afiyet olsun diyemiyorum. Kusuruma bakmayın. Belki 2018 yılında bir şeyler değişir yaptığımız israflar son bulur umudu ve inancıyla tadı damağında olan yemek için değil yaşamak için yiyen güzel insanlara afiyet olsun. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum