Acı haber tez gelirmiş derler…

mesut-dulger.jpg25 Temmuz Cuma günü, ikindi sonrası Aydın’dan çok sevdiğimiz dostumuz Mesut Dülger Bey’in Kuşadası’nda ani kalp krizi sonucu vefat ettiği haberleri peş peşe geldi. Yakın dostlarımız; Aydın-24 Haber sahibi Servet Töz, Hüseyin Turgut Hocam ve Doğan Yıldız dostumun bu acı haberle ilgili telefonları yüreğimizi dağladı.

Yakın dostlarımın bildiği üzere sağlık nedeniyle Eskişehir’de bulunuyorum. Bu acı ölüm haberini almak, çaresizce bir şey yapamamak durumu beni daha da üzdü.

Çok sevdiğimiz ve zaman zaman bir araya gelip çay kahve sohbetleri yaptığımız, bizim kuşak diyebileceğim, Aydın’ın yetiştirdiği hem millî hem yerel değerlerimizden bir Efe torunu, çok kıymetli bir şahsiyetti.

Mesut Dülger Bey’le tanışmamız, rahmetli 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın Anavatan Partisi’ni kurduğu 1984’lü yıllara uzanır. O dönem ben Pamukören Belediye Başkanlığı yaparken, hemşehrimiz Mesut Bey de rahmetli Anavatan Aydın İl Başkanı Avukat Mehmet Pala'nın ekibinde, il yönetiminde çok aktif görevlerde bulunuyordu.

Aydın’a, ilçelere, köylere ve memleketin her köşesine hizmet etme heyecanıyla çırpınan ve çok değerli eserler kazandıran, yerleri doldurulamayacak hizmet kadrolarıydık. Yaklaşık 40 yılı aşkın siyasette yol yürümüşlüğümüzün ötesinde, dostluğumuz kesintisiz devam etti.

En son 18 Haziran’da İncirliova Belediye Parkı’nda gönül dostlarıyla buluşmuştuk. Çok seviyeli, saygın bir ortamda; fikir alışverişi, sohbet, kültür, sanat, musiki içinde gece geç saatlere kadar çok keyifli ve moral verici bir gece olmuştu. Belki de bir veda gecesiymiş...

Nereden bilebilirdik? Bilsek de ne yapabilirdik ki?

Yakın bir dostu, bir arkadaşı olarak bugün, 27 Temmuz Pazar günü Sultanhisar’da kılınacak cenaze namazına iştirak edememenin mahcubiyeti içindeyim.

İnsan kolay yetişmiyor. Hele yaşı 55-60’ı geçen, yaşı 70’lere, 75’lere tırmanan kuşak birer birer yaprak dökümü gibi aramızdan ayrılıp gidiyor.

Şair Erdem Bayazıt’ın dediği gibi:

“Ölüm bize ne uzak,
Bize ne yakın ölüm.
Ölümsüzlüğü tattık,
Bize ne yapsın ölüm?”

Bir arkadaşlık hukuku, bir dost hukuku, bir Aydınlı hemşehrimiz, Efe torunu yiğit Efemize küçük bir vefa... Belki vicdanım huzur bulur diye düşündüm.

Mesut Dülger dostum tam bir mücadele adamıydı. Haksızlığı asla sevmez, katakulliye gelmez, adam satmaz; konuşunca da eveleyip gevelemeden, kitabın ortasından konuşurdu.

O, çok sevdiği memleketi Aydın için, uğrunda şehit olmaya adanmış samimi bir Efe yüreğine sahipti. Tam bir Kuvayı Milliye şuuru içinde, Aydın’ın kurtuluş mücadelesindeki atalarının Efe resimlerini cüzdanında taşır, gururla onların düşman işgali karşısındaki kahramanca mücadelelerini anlatırdı.

Ben de ona duyduğum saygı ve sevgiden ötürü “Sen bizim Kuvayı Milliye Kuvvetleri Kumandanımızsın” diye hitap ederdim. Bakışlarından ve yüzünün ifadesinden bu hitaptan gurur duyduğunu, mutlu olduğunu hissederdim.

Evet değerli can dost…

Yazıyorum... Ne yazıyorum? Bilmiyorum. İşte bir şeyler karalıyorum. Yazılan satırlar yüreğimin acısını dindirir mi bilmem.

Ama sen üzülme… Hepimiz biliyoruz ki, üç günlük bu sahte ve kahpe yalan dünyada; hakkını yiyen, gönlünü kıran, günahını alan, vebaline giren, yıllarını çalan insanlar olacak.

Hiç üzülme ve takma kafana. Sonra şu sözü getir aklına:

“Şahidi Allah olanın hakkı kimsede kalmaz.”

Sen zaten çok bedel ödedin.

Ömer Lütfi Mete de şöyle diyor:

“Namuslu bir hikâyen varsa, seni hiç kimse satın alamaz.”

Geleceğimiz için umut olan genç kardeşlerimizden Hüseyin Turgut Hocam da Mesut Dülger Bey hakkında en gerçekçi ifadeyi şöyle dile getirdi:

“O, dik yaşadı, dik durdu, dik öldü.”

Rahmetli Mesut Dülger Bey’in şu veciz sözü ise onun karakterini en iyi şekilde özetliyor:

“Sizin paralarınız sizi adam etmeye yetmez!
Vatansever olmak, Türk olmak herkese verilecek bir şeref değildir.”

İşte yiğit, mert, vatan-millet sevdalısı bir Efe’nin dik duruşu bu!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucu Cumhurbaşkanı, büyük devlet ve siyaset adamı, efsane lider Sn. Rauf Denktaş da şöyle der:

“Hayatta her zaman yalpalamayacaksın.
Düşüncelerinde bir ileri, bir geri adımlar atmayacaksın.
Her dönemin adamı değil, her dönem ADAM olacaksın.”

Ey güzel insan!

İyi bir insan, iyi bir dost, iyi bir baba ve eş olarak yaşadın. Çok hayırlı evlatlar yetiştirdin. Bir kızın doktor, bir oğlun gemi mühendisi ve kaptanı, bir oğlun da Kazakistan’da üniversiteyi başarıyla bitirip iş hayatına atılmış bir evlat… Hepimiz senin çocuklarının mürüvvetini görüp torunlarını sevmeni isterdik. Ama ilahi kader böyleymiş dostum.

Allah’tan rahmet diliyorum. Başta acılı eşi ve kederli evlatlarına sabır ve başsağlığı temenni ediyorum. Mekânı cennet olsun. Yaptığı iyilikler ve hizmetler sadaka-i cariyesi olsun.

Bir can dostunu, bir kardeşi, bir Aydın Efesi’ni ahiret yurduna, gerçek vatanımıza yolcu ederken son söz olarak, millî şairlerimizden Yahya Kemal Beyatlı’nın şu beytiyle sesleniyorum:

“Tekrar mülaki oluruz bezm-i ezelde;
Evvel giden ahbaba selam olsun erenler.”

Er veya geç hak vaki olacak. Ölüm müjdesi her canlıya nasip olacak. Atalarımızın duasıdır:

“Allah, her şeyin hayırlısını versin, ölümün de hayırlısını versin.”

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum