Ramazan TÜLÜ
AK-“CEHAPE”liler…
Yıl 2002,
Tarih;25 Ekim
Günlerden; Cuma, Saat:22,00
Kanal D televizyonu, Program yapımcı ve sunucusu Uğur Dündar.
“Recep Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal Siyasi Açık Oturum Uğur Dündar ile Seçim Arenası Programı 2002”
Diyerek yazıp ‘YouTube’ kanalından ararsanız, tırnak içinde belirtilen programın bulur, isterseniz tamamını izleyebilirsiniz.
2002 seçimlerine çok sayıda siyasal parti katılıyordu oysa…
Sadece iki partinin genel başkanını ile böyle bir program sınırlı tutulmuştu.
Kaldı ki bu partilerden biri daha altı aylıktı. Diğeri ise bir önceki seçimlerden baraj altı kaldığından mecliste temsil kudreti yoktu.
O tarihte bu programı merak ve heyecanla izledim.
Bülent Ecevit ve özellikle de Erdal İnönü’ye en çetin ve sert parti içi muhalefeti yapan Sayın Baykal’ın, Sayın Erdoğan’ı tartışma konuğu ikili olunca daha çok süre alacaklarını ve Baykal’ın Erdoğan’a üstünlük kuracağını sanıyordum.
Ne yalan söyleyeyim. Büyük çapta bir hayal kırıklığına uğradım. Çünkü karşılıklı birisi çocukken simit sattığını, diğeri de su sattığından söz ettiler.
Diğer Parti başkanlarının dışarıda tutulması ve seçimlerde sadece bu iki partinin barajı aşarak meclise temsilci vekil sokması…
DYP, Anavatan P, DSP, MHP, RP gibi daha önceki partilerin baraja takılması ve böylece halkın kullandığı oyların %53 sinin temsil kabiliyeti kazanması ve geriye kalan %47 lik orana tekabül eden oyların ise çöpe atılması Milli İradenin Mecliste ne kadar sağlıksız bir şekilde yürürlüğe girdiğinin adeta kanıtı idi..
İşte o günlerde atılmıştı, bu günlerde şaşırarak yaşadığımız olayların temeli.
Türkiye’deki siyasetin yörüngesinin kayması gerekiyordu ki Radikal ve Siyasal İslam iktidara gelsin. Dış ve yandaş İç Sermaye böyle olmasını istemiyor muydu.
3 Kasım seçimleri hemen sonrası 4 Kasım Sabahı hiç unutmam Antalya’da oyunu kullanıp Uçakla Ankara’ya gelen Baykal, Havaalanında açıklama yapıyordu. Nede olsa %19 oy alıp 180 milletvekili çıkarmayı garantileyip Mecliste Ana muhalefet reisi olduğu için zafer kazanmış edasıyla, Siyasal Yasaklı olan Tayyip Erdoğan’ın yasaklılık halinin kaldırılması için her türlü katkıyı vermek üzere çözüm üretmeye koyulmuştu.
Deniz Baykal’ın ne kadar çok Ülkesini ve Halkını düşündüğünü 1973 buyana CHP’li oylarıyla hep milletvekili olması ve en son ise seçimden 3 ay sonra tekerlekli sandalye ile meclise gelip yemin etmesi ve milletvekili olarak ölmesini göz önüne alırsak ne dediğimi anlarsınız.
Her şey ayarlanmıştı. Asıl olan, Siyasal İslami Anlayışın ülkeyi yönetmesi için herkes olması gerektiği şekilde konumlandırılmıştı.
31 Mart tezkeresinin kabul edilmemesi ile planları duraksayan ABD zamanında “İktidarı ayarlamak yetmez, muhalefeti de dizayn etmemiz gerekiyor” dememiş miydi?
Dahası kaset kumpasını müteakip yerine getirilen “Bay Kemal” de neler mi yapmadı?
Kimlere değer verdi, kimleri değersizleştirdi. Dostları ile iktidara geliyoruz diye altılı masalar mı kurmadı. CHP li oyları ile Saadet, Deva, Gelecek ve Demokrat Partili kaç tane vekil soktu Meclise.
Hele bir tane Antalya’dan bir Anayasa profesörü seçtirdi ki Rozet Taktırdı Törenle yakasına.
PM’ini hiçe sayarak 1,5 yıl önceden Belediye Başkanı adaylığını açıkladığı “Topukluk Efe”si…
Hele hele “Tıpış tıpış gidip oy verdiğimiz Ekmelettin”e ne demeli….
Ceza evinde nikah şahitliğini yapıp daha sonra da vekil yaptığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi şuan hangi partide vekillik vazifesi icra ediyor bilen var mı?
Buna AKP kurucusu Abdüllatif Şener’i Konya’dan vekil seçtirmek için kimin üzeri çizilmişti. Atilla Kart diye bir vekil ki mühürsüz oyların geçersiz kılmak için AİHM başvurmak isterken işlevsiz bırakıldı ve üzeri çizildi. Konya gibi çok muhafazakâr bir kentte herkesin çok sevdiği için vekil seçilen ancak etkisiz hale getirilince şuan ADD genel Başkanlığı yapan birikimli ve yetkin Hüsnü Bozkurt’un durumu içimizi acıtmıyor mu?
Aklıma gelen bu birkaç örneğe daha onlarca örnek ilave edebiliriz.
Haa. az kalsın unutuyormuşum; Sayın Gürsel TEKİN'de masum ve adı gibi PEK TEKİN değilmiş!
Sahi Mühürsüz oyların geçerli sayılmasına itiraz etmeyin sakın diyen kimdi?
Uzatmaya gerek yok. Ülkemizde siyasetin hali ortada …
Siyaset kirli olunca da diğer kurumlardan halkın aldığı hizmetin kalitesi de artmıyor. “Liyakat” unutuldu. “Laiklik” sözcüğünü ağza almak nerede ise yasaklandı. “İstifa” mefhumu tedavülden kaldırıldı.
Ülkenin kurtulması için öncelikle CHP’yi kurtarmak gerekiyor.
Hem de acilen,
CHP’nin içine çıkarları için sızmış, özünde fetöcü ve sağcı olup kendini gizleyen “AK- CEHAPE”lilerden

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.