Alim ve zalim

Hayat yaşattıklarıyla değiştirir insanı.

Kimse anasından doğarken suçlu doğmaz! Her doğan masumdur, saftır, tertemiz, kötülüklerden bir haberdir, pırıl pırıldır, mis gibi kokar bir gülüşü dünyalara bedeldir.

Ayrıca başına geleceklerden de bir haberdir. Emekler, yürür, büyür, gelişir yavaş yavaş şekillenmeye başlar.

İşte ne olursa bu arada olur. Çevresel, sosyal, ekonomik, kültürel etkenler inşaatın tuğlaları gibi bir, bir örüp sarmaya başlar benliğini.

Hayat yaşattıklarıyla şekillendirir insanı. Çok fazlaca seçeneği yoktur aslında; ya alim olur, ya zalim yada orta yerde idare eder kendi halinde. Başa dönersek kimse kendi isteğiyle hırsız, uğursuz, katil, dolandırıcı olmaz, olmak istemez.

Onu bu duruma iten etkenlerin başında, çevresi, aldığı yanlış eğitim ve ekonomik şartlar ve sebeplerdir. Siyasilerin görevi kindar, dindar nesil yetiştirmek değil eğitimli, donanımlı, vatanını milletini seven, eşitlikçi, sosyal demokrasiye ve Cumhuriyetin faziletlerine inanan kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine ödünsüz bağlı, çağdaş gençlerin yetişmesi için tam donanımlı üniversiteler, çocukların barınacağı yurtlar suç ve suçlu oranını azaltacaktır.

İktidarların görevi cezaevi açmak yerine sanat ve kültür evleri, sinema ve spor salonları açmak olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum